Tim Kula'yı arenanın tamamını görebilecek bir yerde bıraktı. Marco masmavi kanatlarını açarak arenanın diğer tarafına geçti. Muhafız orduları çoktan arenanın çevresine toplanmışlardı. Marco kendi ordusuna Tim ile bir karşılaşma olacağını söyleyeli birkaç saat geçmişti ama çok geçmeden Tim'in ordusunun da kulağına gitmişti. Tim ve Marco adımları attıkları andan itibaren arenanın çevresine toplanmışlardı bile.
Kula abisinden ayrılalı yalnızca 1 dakika olmuştu ama çevresinden çok korkmuş, tedirgin bir halde duruyordu. Birdenbire etrafı kalabalıklaşmıştı. Herkes gözlerini arenaya dikmişti. Askerlerin donuk bakışları Kula'yı rahatsız etmişti. Çok geçmeden arkasından biri Kula'ya yaklaştı.
- Merhaba
Kula korkmuş bir halde;
- M..Merhaba
- İlk defa bir muhafız karşılaşması izleyeceksin sanırım
- Şey.. Aslında...
Kula bakışlarını Tim'e doğru çevirdi. Ondan bir işaret bekledi ama Tim ona doğru dönmedi bile.
- Benden korkmana gerek yok. Ben I. Muhafızın ordusundayım.
- Gerçekten mi ?
- Evet. Tim beni yanında durmam için görevlendirdi.
- Ama..Nasıl?.. Ben konuştuğunuzu bile görmedim.
- Tim ile konuşmamıza gerek yok. Ben I. Muhafız'dan sonra orduya emir verebilecek tek kişiyim. Tim yokken ordudan ben sorumluyum. Tim'in istediklerini o söylemeden yapmam gerekiyor.
- Aa.. Anladım.
Kula abisinin ordusundan birisiyle tanışınca kendisini daha iyi hissetti. Onunla tanışmak isteyip elini uzattı. Kula;
- Tekrar merhaba o halde. Benim adım Kula. Senin adın nedir?
- Astral'de adını mı kullanıyorsun. Çok yeni olmalısın.
- Şey.. Ben Astral'e geleli birkaç saat oldu.
- Nasıl yani? Sen o musun?
Kula şaşırarak,
- O..mu?
Ordu başkanı Kula'ya yaklaşarak kısık ses tonuyla;
- Seni buraya Tim mi getirdi ?
- Evet. Ben..
- Kraliçe'nin haberi var mı?
- Evet biz..
- Tim seni nasıl getirdi buraya?
- O..
- Ne zaman...
Kula yanına gelen çocuğun konuyu bu kadar üstelemesinden hem rahatsız olmuş hem de korkmuştu.
Arena'ya bakan herkes bir anda gözlerini ordu başkanına dikmişti. Tim dahil herkes ordu başkanına oldukça saygılıydı ama çok heyecanlanırdı. Ordu başkanı kafasını Tim'e doğru çevirdi. Tim'in bakışları ordu başkanını rahatsız etmişti. Ordu başkanı biraz geri çekilerek;
- Özür dilerim! Sanırım biraz haddimi aştım.
Kula somurtkan bir şekilde kafasını diğer tarafa çevirdi. Ordu başkanı gülümseyerek elini uzattı;
- Merhaba ben Ace. Memnun oldum.
Kula kafasını tekrar Ordu Başkanı Ace'ye doğru çevirdi. Kula da elini uzatıp;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyuyan Hayatlar
FantasyAstral hakkında bilgi edinmek isteyen Kula, abisi Tim'e Astral hakkında sorular sorar. Çok geçmeden kendisini Astral Dünya'nın ortasında bulur. Artık hayatı her zamankinden daha maceralı ve daha korkunç bir hale bürünür.