RUH KİLİDİ (Rokku Fuin)

144 54 6
                                    

Saat 14.00

Dersin son saatlerindeyim. Kafamı sıraya koymuş öylece duruyordum. Sınıftaki arkadaşlarım yanıma gelip "Neden bugün tuhafsın" diye söylenip durdular. Ben ise defalarca dün geceyi düşünüp durdum. Astral tam olarak neydi ? Ne amaçla yapılırdı ? Eğlence miydi? Önemli bir olayı, bir nedeni var mıydı ? Abimin böyle bir güce sahip olmasının nedenini hala anlayamadım. Şöyle bir düşündüğümde izlediğim filmler ve animeler astralle uyuşuyordu. Sanki bir anime dünyasının ta kendisiydi. Sürekli olarak belirli bir amaç üzerine sürekli savaşan insanlar vardı. Belki de yoktu.

Bütün günüm çok sıkıcıydı. Ya da dün geceki yaşadığım olaylar bana bu günü zehir etmişti. Cevabını alamadığım sorular yüzünden ne derslere odaklanabildim ne de arkadaşlarımla zaman geçirebildim. Kafamı şöyle bir kaldırıp etrafıma baktım. En arkada olduğum için varlığım o kadar da belli değildi sınıfta. Herkes dersi dinliyordu. Dersimiz müzikti. Öğretmen bir yan flütü parçalarına ayırmış ve nasıl birleştirildiğini anlatıyordu. Yanıma Drew geldi.

- Bugün biraz solgunsun dostum. Yoksa sen de mi dün gece uyuyamadın.

- Boşver Drew. Beni rahat bırak.

- Merak ediyorum. Bütün gece astrali mi araştırdın.

Birden gözlerim açılıverdi;

- Sayılır.

- Yeni bir şeyler öğrenmek istiyorum bilgilerimizi paylaşmaya ne dersin.

- Hala deniyor musun yoksa.

- Elbette...

- Bunu yapmamalısın.

- Neden öyle dedin ki ?

- Çünkü...

Kafamda birden bir ağrı başladı. Dün gece düşüp kafamı vurduğum yerdi. Abim burayı iyileştirmişti ama neden birden böyle bir şey oldu. Aniden gözlerim karardı. Bu sabah olanlar gözlerimin önüne geldi. Posta kutusunun üstünden anahtarlığımı alıp barış sembolünün arkasında yazan yazılar aklıma geldi.

" Astral öylece konuşulacak bir konu değildir."

Şimdi kafama dank etti. Abim dün gece kafama yaptığı şey ağrıyı iyileştirmek için değildi. Ama astrali birisine anlatmaya kalkarsam bu ağrıyı hatırlayacağım bir mekanizma yaptı. Kesinlikle böyle olmuştu. Drew'e baktığımda hala konuşmaya devam ediyordu;

- Evet biliyorum. Bu astral denen şeyin tehlikeleri var ama..

- Drew. Sus artık ! Devam etme. bu kadarı yeter.

Drew bana baka baka yerine geçti. Ben ise yeniden kafamı sıraya koymuş zilin çalmasını bekliyordum. Bir an önce eve gitmek istiyordum. Aklıma abime mesaj atmak geldi. Çantamdan telefonumu çıkardım. Abime "Gelecek misin ? Geleceksen kaç gibi burada olursun ?" diye mesaj attım. Akşama abime soracağım soruları düşünürken müzik öğretmenimiz yan flütle bir şarkı çalmaya başladı.

Öğretmen yan flütü çalarken dün gece olanlar yine gözlerimin önüne serpildi. Astral seyahati ilk denememde başarmam, abimin beni bir şekilde geri çekmesi ve bunun için kanını dökmesi, hastaneye kaldırılması ve benim 23 numaralı odaya giderken bayılıp kafamı vurmam, hemen arkasından ağrıyan başımı abimin iyileştirmesi ve belirli bir süre içindeki anıları değiştirmesi. Eğer abim bunları yapmasaydı babam işe, abim üniversiteye, annem de annesine gidemezdi. Ben de okula gelemezdim. Abim bir düzeni koruyor gibi. Sürekli olarak abim yalnız bir insan. Gününün çoğu zamanını uyuyarak geçiriyor ve çoğu zaman hasta. Doktora neredeyse hiç gitmiyor ve kendi kendine iyileşiyor. Sürekli olarak seyahat halinde. Abim bir şeyleri sürekli olarak yoluna koyuyor. Eve geldiği zamanlarda bile çok az sıkıntımız oluyor.

Uyuyan HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin