🍁 GÜNEŞ

Sabaha uyandığım düşünürsek saat 7:30 ne yeni bir sayfaya nede yeni insanları yeniden tanımaya tahammülüm kalmıştı. Tekrar gözlerimi yumdum uyumak istiyordum. Hayattan bir beklentim yoktu oysa her gün yeniden doğmak için benim adım Güneş'ti..

Baktım uykumun geleceği yok telefona uzandım önce tarihe baktım 28 gün olmuştu nede ağır geçiyordu zaman oflayarak haberlere baktım sanki dünyada olanlar çok umrumdaymış gibi..

instagramda bir kaç video izlemek için giriş yaptım aslında pek kullanmıyordum. Oda sarmayınca yataktan kalkıp üstüme geçirdiğim kapşonlu ile yürümeye başladım kahvaltı yapmak gibi bir alışkanlığım yoktu. Sahilde yürümektense Vapura binip deniz havası almak her zaman daha mantıklı gelmişti , oyüzden hızlıca sıradaki hangisi diye baktım adalardı.

Kendi kendime güldüm ve atladım kalkmasına 7 dakka vardı hemen kendime yer bulmak için etrafa baktım en uç noktayı gözlerim bulunca hızlanıp geçip oturdum. Ne önemi vardı ki zaten nereye gittiğinin diye kendi kendime konuşup daldığım yerden gözlerimi çekip simit ve çay dağıtan adamdan simit aldım Hemen klasikleşmiş ama hiç yapmadığım birşeye sarıldım martılar ve simit.. Simiti küçük küçük yapıp martılara arada martıları kandırıp kendi ağzıma atıyordum. Simiti bitirip yerime oturdum çay dağıtan adam tekrar geldiğini görünce çay istedim iyi gelmişti deli gibi yolculuk yapınca biyerde yorulmuştum. Nerdeyse öğlen olmuştu vapur limana yaklaşırken hangi ada diye baktım . Büyükadaya gelmiştim. İndim yakınlarda gezer dönerim düşüncesiyle..

Sonrası nasıl gelişti ben bile anlamamıştım. Bir kaç yabancı gördüm aslında çat pat türkçeleri vardı yanlarına yanaştım hep ilgimi çekmiştir farklı ülkeler yabancı insanlar..

Selam diyince hiç yadırgamadan konuştular iki kız bir erkekti onlarda selam diyince gülüştük ve aranıza katılabilirmiyim diye sordum onlarda gülerek evet dedi sanırım kendime arkadaş edinmiştim. Esmer olan kız adının sun hee olduğunu Güney Koreden buraya okumaya geldiğini ama işe başlayınca ülkesine geri dönmediğini söyledi. 4 yıldır burda ikiziyle birlikte olduğunu onunda burayı sevdiğinden bahsetti Türkçesi oldukça iyiydi ikizinin birazdan gelince tanışmamda ısrar etmişti bu kızı sevmeye başlamıştım çok sıcak kanlı ve benim gibi olur olmaz şeye gülüyodu.. Diğer kız Rustu ama sanıldığı gibi çok güzel yada boylu poslu değildi sakin ve nerdeyse hiç konuşmayan bir hali vardı yanındaki erkek arkadaşı diye düşünmüştüm ama değil gibiydi anlamamıştım ve o çocuk Türktü sürekli gözleri julia yani rus olan kızdaydı adının Hakan olduğunu ögrenince onunlada tanışma faslım bitmişti. Sun hee dönüp ne yapacaklarını sordum oda ikizi gelsin onunlada tanışalım kiraladığımız eve geçelim seninlede daha fazla oturup konuşuruz dedi julia lafa atlayıp gelmek istemediğini karşıya geçeceğini söyledi hakanda seni yanlız bırakmam diyip biz kaçar diyip uzaklaştı ben acaba sizin planınızı mı bozdum dedim hızlıca oda yok bunlar birbirlerinden hoşlanıyor yanlız kalmak için kaçtılar muhtemelen dedi ve Le min geldi diyerek arkamı işaret etti gülerek döndüm kız beklerken erkek olduğunu görmüştüm.

İkizine beni anlatırken nedense utanmıştım bilmediğim bir havayla etkilenmiştim tavırlarından , uzun boylu esmer beyaz tenli aslında yakışıklı bir koreliydi. Elini uzatarak selamladı ozaman alışverişi ben yaptım eve geçelim dedi ben biran tereddütte kalsamda hayır diyemedim bilmediğim bir zamana ilerliyodum ama keyifliydim saate baktım ikiyi geçmişti kiraladıkları eve geldik iki günlük kalmak için çok alışveriş yapılmıştı yada ben az yediğim için bana öyle geliyordu sanırım. Neyse birlikte salona geçtik boylu boyunca camları olan oldukça güzel manzaraya sahip evi inceledim arkamda bana bakan sun hee dönüp bayıldım dedim sun hee çok şanlısın biz 4 yıldır burdayız aşık olduk sense bu güzelliği bizden önce gördün ve yaşıyorsun dedi.

Haklıydı cennet gibi şehir İstanbul.

Ve ne yaptıklarımızı anlattık birbirimize çok iyi anlaşmıştık birşeyler hazırlayıp yiyelim denilince saate baktım altıyı geçmişti nasılsa son vapura çok var diyerek tamam demiştim kalkıp ne yaptıklarına baktım ikiside mutfaktaydı ama sun hee sadece bakıyordu ben sevmem yemek yapmayı yemesini daha çok severim dedi le min gülerek neden okadar çok alışveriş yaptığımı anlamışsındır dedi , arkasından bende Türk kahvesi yaptıktan sonra içerken gayet rahat tavırlarla saate baktığımda sekizi geçtiğini görünce şok oldum hemen ayağa kalkıp gitmem lazım dedim sun hee telefonunu eline alıp saate bakınca artık gitmen zor son vapura yetişmezsin burda kal hem senin gibi bir arkadaş bulmuşum daha çok vakit geçirmeliyiz dedi ve kalmaya ikna oldum hoş başka yapacak birşey yoktu ya neyse..

****************
Le min tam olarak anlamadığım bir his uyandırıyordu içimde. Sanki görmüşlüğüm var tanıyor gibiydim kokusu bile tanıdık geliyordu. Son bir aydır uykusuz kaldığım geceleri hatırlatıyordu. Derin bakışları etkiliyordu beni. Konuştuğunda sempatikle sert bir tavır arasında eğlenceli bir hali vardı.

Çok eğlenceli geçen havanın ortasında julia gelmişti sen hala burdamısın diye bir soru sorunca ne diyiceğimi bilemedim , sanki annesinin izinini bekleyen çocuk edasıyla sun hee ve le min döndüm le min bir kaşını kaldırıp misafirlerim için izin almamız gerektiğini bilmiyodum dedi ortamın gerildiğini görünce ben kalsam iyi olur tekne kiralamayı deneyebilirdim benim hatam diyerek ayağa kalktım sun hee benimle birlikte ayaklanınca ikinizde oturun diye bir emirle olduğum yere çakıldım ne gidebildim ne oturabildim sadece baka kaldım julia tek kelime etmeden yanımızdan hızlıca uzaklaştı. Le min biraz önce ters adamın yerine yumşak bir dille sende kadıköy 'ün dışına çıkmıyorsun sanırım kadıköyde artık birlikte takılırız diyerek bana baktı şaşkın ifademle tabi diyebildim senin ofisinde nerde diyince sun hee baktım Akasya avm biliyomusun orda ofisim ve evim dedim sizide ben misafir etmek istiyorum bana gelin diyerek davet ettim. Gelmeleri için sözleştiğimizde gece geç olduğunu farkedip yataklara geçtik.

********

Uyandığımda burda ne işim var gibi düşüncelerle hızlıca kalktım banyoya girip elimi yüzümü yıkadım tam çıkarken Le min karşılaşınca şaşırdım gülerek günaydın dedi bense son bir aydır gülmeyi unutmuş biri olarak sadece mutlu olmuştum. Kahvaltı sohbet derken saat çoktan oniki olmuştu ben artık eve geçeyim siz tatilizi bitirip yanıma gelin diyerek kapıya yöneldim.

Le min ben bırakırım tek gitme diyip ayağa kalktı sun hee göz kırparak kapıya kadar geçirip kapattı. Elini omzuma attı rahat mıydı sadece bana mı böyleydi tanımaya çalışırken julia dedim biran sesli düşünmenin verdiği yanlış tavrımla. Le min evet bekliyodum onu sormanı aramızda birşey yok sun hee okul arkadaşı o yüzden aramızda , benden hoşlandığını söylemişti birde öyle bir detay var diyerek iskeleyi gösterdi içimde inanılmaz bir huzursuzluk oluştu. Tabi sakin olarak beni sevmedi galiba dedim neyse önemli değil diyerek cevap beklemedim. Oda gülmeyle yetindi zaten. Saate baktığımda iskeleye gelmemiz yedi sekiz dakkamızı aldığını gördüm. Sun hee bilmem ama akasyaya geleceğim seni görmeye şimdilik git diyerek iki elinide omzuma koyarak yanağımdan öptü ben şaşkın şakın yürümeye başladım gülerek el sallıyordı acaba dalga mı geçiyor diye düşünürken turnikelerden geçip vapura atladım

*******

Eve geldiğimde ne gündü be diyerek duşa girdim arkasından evdeki yardımcım zeynep'e seslendim yarın misafirlerimin geleceğini herşeye çok dikkat etmesini söyleyip odama geçtim telefona uzandığımda iki mesaj gördüm

# le min
Evine ulaştın mı

#le min
Gidince hemen unuttun mu

Hızlıca cevap yazdım

+evdeyim ve unutmadım birkaç işim vardı dalmışım telefonu duymadım yarın geliyomusunuz

# evet sun hee izin alamazsam bidahaki sefere gelicem tatil sonrası dokuzdan önce işten çıkamam diye iletmemi istedi

# ama ben geliyorum 😊

Biran üzülmüştüm ama sonra keyfim yerine gelmişti. Neden bu kadar tatlı ki diye kendi kendime düşünürken mutluluktan yorğunluğumu unutmuştum sonra yatağa uzanıp son mesajı atıp uykuya daldım.

# ozaman yarın bekliyorum iyi geceler 😥😴

Genel olarak pek imla kurallarına uymadım aslına bakarsanız çokta umursamıyorum hızlıca aklımdakileri yazıp beğeninize sunmak istedim..