Yeniden başlangıçlar lazım..

58 8 0
                                    

Gözlerimi aralamak istemesemde daha fazla dayanamayıp açtım. Acaba ne kadar zamandır böyleydim ? Deli gibi susamıştım. Karşımda duran kişi kolu bağlı eli çenesinde bana bakıyordu.

Su , su dedim. Su verir misin ?

Uzaylı görmüş gibi ne bakıyorsun Su dedim diyerek tekrar söyledim..
Heee sende korelisin ama şu Türkçe bilmeyenlerden tabi herkesin Türkçe bilmesini bilmek aptallık olurdu..

Neyse boşver ben alırım diyerek olduğum yerden kalkmaya çalıştım. Tamam ben getiriyorum diyerek gülüp odadan çıkıp gitti..

Aval aval bakmaya başladım. Ne şimdi bu benimle dalga mı geçti.. heh delimi ne ?????

İçeri girince kendi kendime konuşmayı bıraktım. Getirdiği suyu uzatıp başımda beklemeye başladı. Suyu bitirip göz kırptım hayırdır dedim ?

Gülerek hep böylemisin diye sordu. Böylemisin derken ? Diye cevap verdim. İfadesiz hani ne bilim dümdüz.
Sensin dümdüz kimsin sen ya dedim hafif atarlı şekilde hem Lee min o yok mu nerde ''yok gelmek üzeredir diyerek gözlerini devirip baktı. Ya Sun hee dedim o nerde. '' işi vardı çıktı. Anladım diyerek bir süre susup bekledim.

Ne zaman gitti diye sordum Lee min için Sen gelmeden önce diye cevapladı. Kapıyı açan sendin demek diye mırıldandım. Ne o beğenemediniz galiba küçük hanım diye karşımda bacak bacak üzerine atıp rahat tavırlarla cevap beklercesine suratıma baktı. Seçim hakkım var mı ki diye sordum..

Uuu hazır cevabız yani neyse neyse ben Ji chang Lee min arkadaşı sende Güneş olmalısın diyerek hem sordu hem cevapladı.

Sonra Aç mısın diye sorup ayağa kalktı. Ne istersin dışardan mı birşeyler söyleyeyim diyerek bana baktı. Başımı yok anlamında salladım. Tost yapıyorum ozaman hiç olmazsa onu yemelisin direncin artsın diyerek mutfağa gitti. Elinde meyvesuyu ve kare tostla geldi. Buyur diyerek uzattı. Hadi anlat dinliyorum neler yaşadın nasıl kurtuldun ellerinden diyerek beni dinlemeye koyuldu.
Başımdan neler geçtiğini nasıl çıktığımı anlatmaya başladım. Tabi yaptığım sopayı duyunca sonunda buraya geldim dediğimde bile gülüyordu.
Niye gülüyorsun komik mi diye sordum.
'' hayırda bir kızın akıl edemeyeceği şeyler muntazam fikir diye gülmesini durdurdu.

Peki ne iş yapıyorsun elektrikle falan mı uğraşıyorsun soruyu duyunca gülmeye başladım hayır mimarım ben dedim. Sen dedim sen ne iş yapıyorsun dedim. Bende okuldayım aslında Lee min'le yaptığımız işlerde aynı diyerek geçiştirdi.

Gizemli bir çocuktu gülüşünün tuaf şekilde bir albenisi vardı. Dudağını hafiften büzüp gözlerini kıstı üzerini değiştir istersen sana Sun hee odasını göstereyim ordan birşeyler al dedi. Yok zaten Lee min gelsin onuda görüp çıkarım çok pis gözüküyorum dimi diyerek burnumu kıvırdım.

Off sorma diyerek burnunu tutup konuşmaya başladı yaaa diye mızmızlanıp garip bir tavır sergilemiştim ilk defa birinin yanında çocuk gibi davranıyordum.

Tamam tamam diye gülüp konuşmaya devam etti bence bu gün burda kalmalısın en azından bu gece güvenliğin açısından deyince biraz durup düşündüm haklıydı aslında..

Ji chang haklısın diyeceğim vakit kapıda duran Lee min görmemle tebessümüm arttı.

Yüzünde belli belirsiz ifadeyle bana yaklaştı. Yatağın kenarına oturup sarıldı. Bir süre öyle kaldıktan sonra ayrılıp omuzlarımdan tuttu. Biyerinde birşey var mı hastaneye gidelim diyerek kaldırmaya çalıştı. Yok iyiyim dedim.  O gelince durgunlaşmış sakin bir hale bürünmüştüm. Bir anda olgunlaşmış ruhum ortaya çıktı ciddileşmiştim.

  🍁 GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin