1."GÖZYAŞI"

29.7K 576 167
                                    

1.Bölüm
"Sadece Güçlü Olan Ağlar"

***

İnsanlar cinsiyet olarak ikiye ayrılırlar:
Kadın ve Erkek.

Erkekler Tanrı'nın onlara verdiği kas ve bilek gücünü kullanarak her şeyin hakkını verebilirler. Öyle değil mi? En azından öyle zannederler.

Genellikle akıl ve mantıklarıyla hareket eder, günü bir an evvel bitirip yarın olmasını dilerler. Ama diğer gün de aynı şey tekrarlanır. Diğer günde, diğer günde. Ve ne mi olur? "Ahlaklı" kelimesine uygun, kendi kafalarında oluşturdukları ideal kadını bulup evlenirler. Sırf soylarını devam ettirmek için.

Kadınlara bakalım bir de.

Duygularıyla hareket eder, yanlış erkeklere aşık olurlar. Yanlıştan kasıt, kendilerine değer vermeyen, başta kendini mükemmel tanıtıp aşık ettikten sonra psikolojik/fiziksel şiddet uygulayan, onları aldatan, zor gününde bırakan, hatta ve hatta onları hamile bırakıp gidebilecek kapasitede karakteri oturmamış erkekler için ağlarlar.

Aslında anlattığım özellik sadece kadınlar ya da sadece erkekler için geçerli değil. Tam tersi de olabilir elbet.

Duygusuz aldatan bir kadın veya duygulu aşk dolu bir erkek.

Hayatta her şey mümkün. Hiç kimse bir kalıba sokulamaz. Kimsenin de kimseye zararı dokunmadıkça kişi yargılanamaz.

Peki ya;

Ağlamak güçsüzlük müdür?
Aslında hayır. İçlerindeki boşluğu başka sapkınlıklarla kapatmak yerine gözyaşlarına dökerler.

Ayrıca,

Kadınlar güçsüz olduklarından değil artık dayanacak güçleri kalmadığı için ağlarlar.

Hande'de şuan ağlıyordu. Ama öylesine değil. Taşıdığı yük ona ağır geliyordu. 23 yaşında genç bir kız olmasına rağmen 50 yaşında bir ihtiyarın yaşadıklarından çok daha fazlasını yaşamıştı bu hayatta.

İçinde her gün sönen intikam ateşini bilerek körüklüyordu. Onun zayıf noktası da buydu işte, kinciliği, intikam hırsı...

İçindeki ateş sönerse o da ölecekmiş gibi korkuyordu. Hayat amacı da buydu zaten; intikam almak.

Şizofreni değildi fakat hayatında kötü bir an yaşamasına sebep olmuş kişileri üzmeyi kendine bir görev bilirdi.

Ondan çocukluğunu çalan varlıkla henüz yüzleşememişti. Ondan hıncını alamamıştı. Tek içindeki acı buydu. Karşılaşmalıydı artık onunla.

Daha vakti gelmedi derse yalan olurdu. Sadece kendisini o kadar cesur hissetmiyordu. Yüzleşmek ona bulunduğu durumdan daha ağır gelirdi. Belki canı daha çok yanardı.

Hande yastığındaki yoğun ıslaklıktan rahatsız olup diğer yüzünü çevirdi. Yastığın soğuk yüzü hoşuna gitti.
Gözlerini kapattığında ise göz kapaklarının artık battığını hissetti.

İstemsizce içini çekerken kapısının aralandığını hissetti, içeri ışık dolmuştu. Gözlerini kapatıp yorganın içine gömüldü. Belki bu onu kamufle ederdi. İstemiyordu şimdi konuşmak. Böyle iyiydi, yalnız kalmak istiyordu.

"Benden birşey saklayamaz sen. Bunu unutma."

Ashley her zaman ki gibi yarım türkçesiyle konuşuyordu. Ve Hande'nin ağladığını anlamıştı.

Hande'yi yatağın diğer ucuna zor da olsa ittirip yanına yattı. Hande'nin Ashley'den, Ashley'nin de Hande'den başka kimsesi yoktu. Birbirlerine destek vermek zorundalardı.

GECENİN GÖLGESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin