4. bölüm Yavuz Selim'in dönüşü

114K 5.1K 280
                                    

Köpeklerden kaçarken bir anda kendini Talha'nın kollarına hapsolmuş olarak bulan Handan, kendini saran kollara iyice sokuldu. Onun titrediğinin farkına varan genç adam eliyle köpeklere oturma komutunu verdiği zaman hayvanlar aldıkları emre uyarak oldukları yerde kaldılar.

İç güdüleriyle hareket ettiği için yaptığı yanlışlığı sonradan anlayan Handan hemen Talha'nın sıcak göğsünden uzaklaştı. Ona çarptığı için başını önüne eğerek "Ben, çok özür dilerim." Dedi ve arkasını dönüp iki canavardan iki sevimli kediye dönüşen köpeklere baktı. "Bir an için beni midelerine indireceklerini sandım."

Korkularını bir cümleyle ifade eden Handan yüzünü tekrar Talhaya döndüğü zaman genç adamın maviden laciverte dönen hüzünlü  gözleriyle karşılaştı.

Talha ise ona bakan kızın gözlerinden rahatsızlık duyarak bakışlarını elinden bırakmadığı çantasına indirdi. "Sanırım gezintiye çıktınız, ama buralarda alış veriş yapacak bir yer bulamazsınız."

Karşısındaki yabancıya kocasından kaçtığını anlatmak istemeyen genç kız çantasını havaya kaldırarak "Alışkanlık işte!" dediği an arkalarında Meryem hanım belirdi. "Handan hanım sorun mu var?"

Handan yaşlı kadına cevap vermeden koşarak içeriye girerken Meryem hanım yeğenine yaklaştı. "Yavuz Selim Bey gelse ve seni karısıyla bu kadar yakın görse! Bizi ne kadar zor bir duruma düşüreceğini tahmin edebiliyor musun? Lütfen Talha, mümkün olduğunca ortalarda görünmemeye çalış!"

Eve girerken kulak misafiri olduğu konuşmayı kapının arkasından dinleyen Handan'ın siniri daha da arttı. "Ne yani, şimdi ben hiçbir erkekle konuşamayacak mıyım?" dedi kendi kendine. Yavuz Selim'in ne kadar ilkel bir adam olduğunu bir kere daha anlayan genç kız o gelmeden kurtuluş çareleri aramak için odasına çıktı.

İçinde bulunduğu çaresizlik ve korkuları yüzünden ruhu bitap düştüğü için yatağın üzerine uzanırken göz kapakları yavaş yavaş ağırlaşmaya başladı. Ve onu daldığı derin uykudan dışarıdan duyduğu arabanın sesi uyandırdı. Yerinden sıçrayarak yatağından kalkıp pencereye gittiği zaman Yavuz Selim'in arabasından indiğini gördü.

Fark edilmemek için hızla geri çekilen genç kız korkuyla odanın içinde çıkış yolu ararken kapı açıldı. Karşısındaki adama "Senin kapı çalma adetin yokmudur?" diye bağırdığında Yavuz Selim gülmeye başladı. "Neden ? Karımın odasına girmek için izin almak zorunda olduğumu hiç sanmıyorum."

Genç kız odada bulunan ne kadar eşya varsa hepsini onun kafasına geçirmek istese de yapamazdı. Alev saçan gözlerle karşısındaki adama "Senden nefret ediyorum!!!" diye haykırdı.

O öfkelenip bağırdıkça Yavuz Selim daha da keyiflenerek yanına yaklaştı.
"Sakin ol karıcığım! Sinirin kadınlara yakıştığı söylense de sana hiç mi hiç yakışmıyor."

Genç adamın söyledikleriyle çıldıran Handan, için için kendini yese de cevap vererek onu mutlu etmektense koltuğa oturarak susmayı tercih etti. O, kin kusan gözlerle Yavuz Selim'i süzerken, genç adam rahat tavırlarla elinde getirdiği çantanın içinden iki içki şişesi çıkartıp odadaki ahşap masanın üzerine buraktı. "Bu 'ilk gecemiz' için. Gevşemene yardımcı olur."

Daha az önce susmaya karar veren Handan daha fazla dayanamayarak ayağa kalktı. "Senin karın olmaktansa ölmeyi tercih ederim ben! Boşanmak istiyorum!"

Genç kızın davranışına sinirlenen Yavuz Selim'in yüzündeki alaycı bakış yerini öfkeye bırakırken Handanın kolundan tuttu. "Bu evliliğe biz değil, ailelerimiz karar verdi. Bu saatten sonra dönüş yok artık. Bunu aklına yerleştirsen iyi olur! Şimdi ben aşağıya iniyorum. 5 dakika sonra yemek için salonda ol!"

Handan gözlerinden akan yaşlarla genç adamın ellerinden kurtulmaya çalışsa da gücü yetmedi. "Neden? Neden istemediğin bir kızla evlendin? Ve neden seni istemeyen bir kızla, sırf verilmiş bir söz uğruna yaşamak zorundasın?"

Yavuz Selim olumsuz anlamda başını sallayarak Handan'ın kolunu bıraktı. "Benim için ailemin istekleri her şeyin üstündedir. Ve onlar istediyse, bu evlilik olması gerektiği gibi olacak."

Kapıya doğru yürümeye başlayan Yavuz Selim birden olduğu yerde bir süre durduktan sonra geri döndü ve tekrar Handana yaklaştı. "Yoksa senin ailen benimkiler kadar değerli değil mi sevgili karıcığım. Eğer istediklerimi yerine getirmezsen babanı mahvetmekten hiç çekinmeyeceğimi bil. Küçük ortağı harcamak benim için çocuk oyuncağı."

Aldığı tehditle gözleri irileşen kız "Hayır, bunu yapamazsın!" dese de genç adam kararlı görünüyordu. "Baş kaldırmaya devam edersen yapıyor muyum yapmıyor muyum bekle de gör. Şimdi, 5 dakika sonra aşağıda ol! Yemekten sonra tamamlamamız gereken yarım bir iş var."

Yavuz Selim odadan çıkıp kapıyı çekerken Handan hıçkırıkları ve çaresizliğiyle baş başa kaldı. Karşısındaki adamın kaba olduğu kadar tehlikeli birisi olduğunu da böylece anlamış oldu. Son iki gündür bir çok yüzünü gördüğü genç adamla yaptığı konuşmadan sonra korkuları yön değiştirdiğinde babasını hayal etti. Muharrem bey gibi bir adam böyle bir kaybedişi asla gururuna yediremezdi, bunu çok iyi biliyordu. Her ne kadar kendi ailesi de varlıklı bir aile olsa da, iş maddiyata gelince kocasının ailesinin gücüyle boy ölçüşemeyeceklerinin farkındaydı.

Bilinmezlikler nedeniyle ağlamaktan kızaran gözlerini ve yüzünü suyla rahatlatmak isteyen genç kız banyoda işini bitirip yemeğe indiğinde Meryem hanım yemek servisini yapmaya başladı.

Yavuz Selimin karşısındaki yerini alan Handan çatalıyla tabağındaki yemeğiyle oynarken sessizliği genç adam böldü. "Meryem hanım, ben yarın Amerikaya gidiyorum. 10 gün kadar burada olmayacağım. Benim yokluğumda Handan burada kalacak, lütfen rahat etmesini sağlayın."

Yavuz Selim ayakta bekleyen yaşlı kadına söylediklerinden sonra bakışlarını Handana çevirdi. "Gerçiii, kendisini bu dağ başları kesmez ama!"

Handan işittiği iğneleyici sözlere rağmen sessizce tabağındaki yemekle oynamaya devam etti.

Ağzını peçeteye silen genç adam ayağa kalkarak elini genç kıza uzattı. "Hadi hayatım, çok iştahsız görünüyorsun. Odamıza gidelim artık."

Onun dengesizliğiyle korkusu daha da artan Handan Yavuz Selim'in elini tutmak yerine ayağa kalkarak merdivenlere yöneldiğinde genç adam da peşinden gitti.

Odaya çıktıklarında yanan şöminenin başına giden Yavuz Selim sağ el parmağıyla genç kıza yanına gelmesini işaret ettiğinde Handan için hayatının en zor dakikaları böylece başlamış oldu.

        ❤❤❤❤

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.Hikayeyle ilgili yorumlarınızı benimle paylaşırsanız mutlu olurum.😊

Deli MAVİ  (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin