Meryem hanım ve eşinin bir anda mutfakta belirmeleriyle birbirinden ayrılan Talha ile Handan nasıl bir açıklama yapacaklarını şaşırdılar.
Genç kızın al al olan yanaklarından dolayı duruma açıklık getirme görevi böylece eTalhaya düşmüştü. "Teşekkür edecek bir şey yok Gelin Hanım!"Handan onun ne yapmaya çalıştığını anlayarak Meryem hanım ve İbrahim beye gülümsemeye çalıştı. "Siz gittikten sonra ateşim çıktı ve sağ olsun Talha ateşimi aldı."
Konuştukça batan genç kız kendisini izleyen karı kocaya iyi geceler dileyerek kaçarcasına odasına giderken genç adam da onun kadar utanmıştı.
☆☆☆☆☆
Ertesi sabah sessiz geçen sabah kahvaltısında Meryem hanımın huzursuzluğu yüzünden okunuyordu. Handan onun bu haline daha fazla dayanamadı. "Dün akşam ateşim yükseldiği için Talha sağ olsun bana yardımcı oldu. Lütfen bunu başka türlü algılama Meryem abla."
Yaşlı kadın içinde ıspanak böreği olan tepsiyi fırına sürdükten sonra Handan'ın karşısındaki sandalyeye oturdu. "Kızım sen evli bir kadınsın. Ve sizin aranızdaki yakınlık benim hiç hoşuma gitmiyor. Talha benim sahip olamadığım çocuğum gibidir. Aranızdaki samimiyet tehlikeli bir boyut kazanacak diye ikiniz içinde çok endişeleniyorum."
"Yanlış düşünüyorsun ablacığım. Talha benim için yalnızlığımı paylaşabileceğim normal bir arkadaşım olmaktan öteye geçemez. Bu konuda şüphen olmasın."
Handan, yaşlı kadının gönlüne su serpmek için ne kadar ikna edici konuşmaya çalışsa da, söylediklerine kendisi bile inanmıyordu aslında. Akşam banyoda yaşadıkları ve sonrasında mutfakta sarılmalarıyla hissettikleri daha önce yaşadığı hiçbir duyguya benzemiyordu. Her geçen gün Talhaya ağır ağır çekildiğinin farkında olsa da bunu kabullenmesi için daha çok erkendi.
Meryem Hanım bir anda onun durgunlaşmasıyla genç kızın elini tutup gözlerine sevgiyle baktı. "Siz birbirinize yasaksınız Handan. Ayrıca sen onu normal bir arkadaş gözüyle görsen de, onun seni aynı gözle göreceğinin garantisi yok, biliyorsun bunu. Hem birkaç gün sonra Yavuz Selim Bey gelecek. Lütfen çok dikkatli ol!"
Handan tam cevap vermek için ağzını açmıştı ki mutfağa elindeki kahvaltı tepsisiyle Talha girdiği için susmak zorunda kaldı. "Abla, ben odamdayım."
Mutfaktan kaçar gibi odasına çıkan Handan, Meryem Hanım'ın söylediklerine kısmen katılırken heyecanlandığını hissetti. Talha gerçekten ona aşık olabilir miydi ki? Peki, öyle olsa bundan mutluluk duyar mıydı? O an odanın içinde gezinirken aklına gelen genç adamın kokusuyla olduğu yerde durup gözlerini kapattı. Akşam sarıldıklarında hissettiği okyanus kokusu o kadar güzeldi ki. Zihnini meşgul eden düşünceleri kovmak için hemen gözlerini açtığında iç sesi devreye girdi. "O senin için yasak aptal! Kendine gel! Her ne kadar kocandan nefret etsen de Sen evli bir kadınsın ne çabuk unuttun! Aklından geçen ahlaksız düşünceleri hrmen sil!"
Yavuz Selim'e karşı hiçbir şey hissetmese de, onun soy adını taşırken başka bir adam için böylesi duygulara kapılması çok çirkindi.
Saatlerce odasından çıkmayan genç kız sonunda duygu ve düşüncelerinin çatışmasıyla içinde fırtınalar koparak kendini bahçeye attı. Bir şeylerden hırsını çıkartmalı, kendini çıkmazda hissettiği zamanlarda yaptığı gibi bedenini yormalıydı. Ama nasıl? İşte tam bu sırada gözlerine odunlar ve bir ağaç gövdesine saplanmış balta takıldı. Köpeklerinde bağlı olmasını fırsat bilen genç kız baltayı saplandığı yerden çıkartmakta zorlansa da gücünü zorlayarak amacına ulaştı. Ve baltayı aldığı ağaç gövdesinin üzerine odunu yerleştirerek kırmaya çalıştı. Fakat ne yazık ki bu işin göründüğü kadar kolay olmadığını anladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli MAVİ (Raflarda)
Ficção GeralTeninin kokusunu hissedecek kadar yakınında olsada, uzanıp dokunamazsın korkarsın yanmaktan. O ateşten kor gibi bakar gözlerine, kalbin bağlanır,dilin susar da, "Seni seviyorum" diyemezsin.