V - LUCY

94 9 0
                                    

İlginç. Hım... Saçmalıkmış. Peh!

Hermes kulübesinin kapısında dikilmiş, Lauren'ın ne düşündüğüne bakıyordum. Gördüğü onca şeyden sonra bile hala bize inanmıyor.

Çok garip bir kız. Umarım iyi bir savaşçı olur. Yetenekli gibi görünüyor. Ayrıca cesur da. Göreceğiz.

Ben böyle kendi kendime düşünürken arkamdan birisi omzuma dokundu. Dönüp baktığımda kimseyi göremedim. Tam önüme döndüğümde birisi sağ yanağımdan öpüverdi.

"Percy."

"Selam," dedi Percy neşeli bir sesle. "Ne yapıyorsun burada?"

Onu şöyle bir baştan aşağı süzdüm. Terlemişti. Bu yüzden de Melez Kampı tişörtü üzerine yapışmıştı. Islak saçlarını geriye atmış, kolunun altına da miğferini sıkıştırmıştı. "Neredesin sen? Kıyamet kopuyor. Sen yoksun."

"Kıyamet mi?" dedi şaşırarak. "Yine neye sinirlendin?"

"Ben bir şeye sinirlenmedim," dedim. "Yeni bir melez geldi." 

"Yeni melez mi?" diye sordu kaşlarını çatarak. "Ne zaman geldi?"

Kolumdaki saate baktım. "Yaklaşık yarım saat önce. James ve bir cehennem tazısıyla beraber."

"Tazı mı?" dedi gülerek. "Kıyamet dediğin bu muydu? Sen halletmişsindir." Kolunu omzuma attı ve beni kendine çekti. Poseidon kulübesine doğru yürümeye başladık.

"Sen neredeydin peki?" dedim. "Tüm bunlar olurken?"

"Arenada," dedi kolunun altındaki miğferi göstererek. "Nasıl öğrenci yetiştirmişsin, onu denetleyeyim dedim."

Ne ima ettiğini anlayıp başımı sağa sola salladım. "Lexina," dedim iç çekerek.

"Aynen," dedi. "Hala çok güçsüz. Bayağı bir çalışması gerek."

"Çalıştırıyorum zaten," dedim. "O da azmediyor."

"Bilemem," dedi. Kulübenin kapısının önüne gelince elini omzumdan çekti. "Geliyor musun?" diye sordu.

"Hayır," dedim. "Peter beni kumsalda bekliyor. Onu görmeliyim."

"Peki." Göz kırptı. "İyi eğlenceler."

Omzuna vurdum. "Gıcık!"

Gülerek içeri gitti. Ben de kumsala doğru yürümeye başladım.

Kumsala geldiğimde Peter, plaj havlusunu yere sermiş, üzerine oturmuş beni bekliyordu.

"Selam," dedim yanına otururken.

"Selam," dedi ve yanağımdan öptü. "Geç kaldın."

"Biraz oyalandım," dedim. "Lauren'in bizin için ne düşündüğüne baktım biraz."

Kaşlarını çattı. "Bu konuda ne düşündüğümü biliyorsun."

"Evet," dedim nefes vererek. "Ama sadece ona baktım. Yoksa gizliden gizliye James'ten hoşlandığından haberim bile yok."

"Lucy," dedi başını iki yana sallayarak.

"Ne? Merak etme, tabii ki de James'e söylemeyeceğim. Kendisi söylemeli."

"En doğru karar."

Bundan sonra beş dakika boyunca sessizce oturduk ve okyanustan esen serin meltemin tadını çıkardık.

"Ne düşünüyorum, biliyor musun?" dedi Peter aniden.

"Evet," dedim.

Yüzüme 'bu ne şimdi?' der gibi baktı. Dayanamayıp yanağından öptüm. "Ben de seni seviyorum. Hem de kocaman."

MELEZ BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin