İzmir mi? "Hala hiçbir şey anlamıyorum. Lütfen daha açıklayıcı ol." dedim. Halam " Taşınıyoruz." deyince kan beynime fışkırdı. "Ne taşınıyor muyuz?" dedim bağırarak. Halam sakince "Evet." dedi. Sinirle "Ya ne İzmir'i? Annem daha yeni öldü, dün gömüldü! Ne taşınması!?" diye sinirle soludum. Halam beni deli etmek istercesine "Sen de eşyalarını toplasan iyi olur." dedi. Yanımda duran ve kutuya koyulmayı bekleyen vazoyu aldım ve yere doğru savurdum. Halam korkmuşca "Hii!" diye bir ses çıkardı. Kızaran gözlerime lanet okuyordum. Ağlayacaktım yine ve yine. Aslında hiç ağlamayan bir insandım ben ama bu hafta içinde çok hem de çok fazla ağlamıştım. Acilen toparlanmam gerekiyordu. Halam korkarca bana baktı. Sanırım delirdiğimi düşünüyordu. Kendime gelerek"B-ben ö-özür d-dilerim." dedim kekeleyerek ve eğilip kırılan parçaları toplamaya başladım. Halam da eğilip "Tamam tatlım. Sen sakin ol, gerek yok." diyerek elimi çekmeye çalıştı. Bense parçaları bırakmadım. Halam elimden parçaları çekmeye çalıştıkça elimi açamamak için daha çok sıkıyordum. Elimin içinde gezinen sıcak ve akışkan sıvıyı hissetmemle parçaları bırakıp avucuma baktım. KAN! Anneminkinin aynısından! Halam telaşla beni kaldırıp koltuğa oturttu. Mutfaktan bir kaç peçete getirerek elime bastırdı.
Şu an halam gerçekten delirdiğimi düşünüyordu. Çünkü bana bakışları biraz sonra beni hastaneye kapatacak gibi geliyordu. Neden böyle bir şey yaptım? Kendimden biraz irkildim açıkçası ancak elime ne geçti? Hiçbir şey. Ya da elime geçen bir şey var. Avucumun içinden akan sıcak ve akışkan şey, KAN!
Ben bunları düşünürken, halamı unuttum. Normalde; yumuşacık, ponçik kalpli halam son 3 dakikadır gözlerinden ateş fışkıran bir halaya dönüştü. Halamın bu tarafını daha önce hiç görmemiştim. Son günlerde yaşadığımız olaylardan sonra bu yaptığımı normal karşılayan bir hala beklerken bir anda donup kaldım. Neden bana böyle baktığını soracakken, halam cırlamaya başladı:
"Şevval Taşkıran! Derhal kendine gel! Bunlar fazla olmuyor mu? Hemen git elini yıka! Sonra pansuman eşyalarını alıp yanıma geliyorsun ve sana pansuman yapıyorum. Çabuk!!"
Dolu gözlerim ile banyoya koştum.
-AKŞAM-
Odama baktığımda bomboştu. Ruhum kadar. Annem bu evi çok severdi. "Evim evim güzel evim." der dururdu. Ama şimdi duvardaki koskoca satılık yazısını görünce içim burkuluyordu. Nasıl gidecektim ben? Annemden uzak olacaktım. Halam yüksek sesle " Haydi meleğim, çıkmamız gerek." dedi. Odama buruk bir gülümseme bırakarak halamın yanına, kapıya doğru ilerledim.
Halam bile farklıydı. Evden çıkarken kapı kolunu sıkarak "Seni unutmayacaım daire 5" dedim gülerek ve halamı takip ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zoraki Aşk
Teen FictionBeyazın siyah tonunda bir hikaye.. Yazarlar: @damlayagmur2000 @InciOncel