11. Bölüm: Ah O Pis Merveler!

2.9K 107 5
                                    

Ah o pis Merveler!! Gerçekten Merve'nin yapabileceğini kesinleştirdikten sonra hemen kalkıp pis kahkahalar atan  Merve'ye ölümcül bakışlarımı atıp bir çırpıda yanına gittim. İlk başta sakin olmaya çalışarak onun bu not işini yapıp yapmadığını sordum. Beni takmadı. Tekrar sordum ama bu sefer sesim fazlasıyla yüksek çıkmış olabilir. Aman banane! Herkes bize bakıyordu. Baksınlar! Baksınlar ki bu kızın gerçek yüzünü görsünler! 

Kızın saçlarından tutup koridordaki dolapların oraya yapıştırdım. Az önce bana aşağılayarak yapan kıza bu sefer ben aşağılayarak baktım. Kimse bu kızı elimden alamaz. 3. kez sorumu yineleyerek sordum. Gözleri dolarken bana kendisinin yaptığını söyledi. "Duyamadım?" dedim aşağılayarak. "Ben yaptım işte neyini anlayamıyorsun?" dedi korkarak. "Hmm. Madem öyle gel benimle de asıl kişi gerçekleri öğrensin. Senin ağzından!" dedim son cümlenin üzerine basa basa. Ardından Merve'nin çektiğim saçlarını daha da çok çekerek koridorun sonunda uzaktan bize bir şey anlamıyor gibi bakan Cem ve arkadaşlarının yanına götürdüm. Ağlıyordu. Cem'in yanına yaklaştıkça daha çok ağlıyordu.

"Anlat." dedim.

Merve, Cem'e pişkin pişkin bakarak "Ben yaptım." dedi. Anladığım kadarıyla şimdi Cem olayı iyice anlamıştı.

"Neyi sen yaptın?"

"Notu ben koydum Şevval'in çantasına."

"Eline ne geçti?"

"Hiçbir şey."

"O zaman hemen anlat da her şey açığa çıksın." dedi Cem. Bana parıldayan gözlerle bakıyordu. Gözlerinin parıltısını yitirip tekrar Merve'ye baktı. 

"E hadi seni bekliyoruz Merve'ciğim." dedim alay ederek. Ama hala saçını bırakmamıştım. Aksine daha da fazla çekiyordum.

"Saçımı acıtıyorsun Şevval!"

"Senin acıttığın canımın yanında bu acı hiç kalır. Hemen anlat yoksa bu saçlarınla  bir daha görüşemezsin." 

"Yah tamam anlatacağım. Ama saçımı bırakırsan sevinirim."

"Senin sevinmene sevinemem. Şansını fazla zorlama hemen anlat." dedim. Tabii korkaklık başa bela! Hemen anlatmaya başladı:

"Şevval'in okula geldiği ilk gün çıkışta Şevval'i takip ediyordum. Cem çantasından bir şeyler çıkarırken sigara paketi yere düştü. Yere düşerken de paket açıldı. İçinden sigaralar ve bu meşhur not yere saçıldı. Şevval bu notu görmemiş olacak ki sigaraları yerden toplayıp Cem'in peşinden koştu. Ben de Şevval oradan uzaklaştıktan sonra notu alıp okudum. Tam not kağıdını Cem'e vereceğim gün Şevval ile Cem'in sevgili olduğunu öğrendim ve sizi ayırmak için plan yaptım. Siz bugün ilk teneffüs dışarı çıktığınızda ben de Şevval'in çantasını açıp herhangi bir defterin arasına bu notu koydum. İşte bu kadar. Sonuç da bu. Ben çok pişmanım ikinizden de özür dilerim." dedi ve başını öne eğerek ağlamaya başladı.

Ağlamasını kesip "Şimdi siktir olup gidebilirsin." dedim. Yüzümde kahramanca  bir gülümseme belirdi ve kendimi tutamayıp, bana bu konuda yardımcı olan canım kankam Nilay ile şeytani bir kahkaha patlattık. 

Cem ve arkadaşları da "Helal be!" " Ulan ne kızmış bu Şevval" "Koca yürekli Şevval" gibi beni överken "Teşekkürler teşekkürler alkışa gerek yok." deyip sözlerini kestim. (Şevvalcik biraz egolu mu sanki qweşxşw)

"Sana inanmam lazımdı." deyip Cem bana sarıldı. Bir anlık şoktan sonra ona kısaca sarılıp kendimi geri çektim. Şuanda benim yalancı sevgilime trip atmam lazım diye içimden geçirdim. Ben Cem'in kollarından ayrıldıktan sonra arkadaşları bize şaşkınlıkla bakıyordu. Tamam şuan durumumuz garip olabilirdi ama kendimi kendimin suçsuz olduğunu kanıtlamıştım. Cem'e dönerek az önce parıldayan gözlerimi devirerek "Ben yalan söylemem. Bunu aklına sok." dedim ve Nilay' kolundan tutup sınıfa doğru geçtik.

Sınıfa girdiğimizde kızlar bana bakıp fısır fısır bir şeyler konuşuyorlardı. Ay ünlü oldum! Bir kız yanıma gelerek "Bütün kızlar senin dedikodunu yapıyor." dedi. Alayla gülerek "Konuşsunlar, namım büyür" dedim ve sırama oturdum. Tüm sınıfta büyük bir gürültü vardı.

Aradan biraz geçtikten sonra Cem sınıfa girdi ve yanıma geldi. Beni yana itip yanıma oturdu. Bu adam duvar kenarına oturamıyor muydu? Sinirli gibiydi ve sürekli başını ovuyordu. Ayy, başı ağrıyordu yalancı aşkımın.

Cem'in "Susun lan!" diye bağırmasıyla tüm sınıf susmuştu. Bir şey olmuştu gerçekten. Büyük bir ihtimalle bu olay yüzünden başı ağrıyor olmalıydı. Fazla.. sinirli ve yorgundu. "Ne oldu?" diye sordum. "Migrenim tuttu galiba. İlacımı içeyim birazdan geçer." dedikten sonra çantasına uzanıp ilacını çıkardı ve içti. 

5 dakikadır öylece susup oturuyorduk. Sessizliği bozmak için "Ben de seni bugün bir yere götürecektim biraz vakit geçirmek için ama şimdi başın ağrıyor napalım ben de yarın götürürüm artık" dedim. "Aslında benim de aklımda aklımda bir şey vardı seni ben götürecektim ama yarın götürürüm. Hadi gidelim." diyerek ayağa kalktı.

"Nereye? Daha 3 ders var" dedim. Sırıtarak "Okul benim, unutma." diyerek göz kırptı. Gülerek çantamı koluma taktım ve Cem'i takip ettim. Otoparka gelince kırmızı bir Audi'nin önünde durduk. Kaşlarımı kaldırarak "Her gün farklı bir araba mı alıyorsun?" diye sordum Ufak bir kahkaha atıp "Sen gel bir de garajıma bak." dedi.

Zoraki AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin