***Leon***
Denizin bu kadar karanlık olduğunu yada içinde böylesine bir yıkımı barındırdığını nereden bilebilirdim ki...Bu aptallığımın bedelini neredeyse canımla ödüyordum.Khrysaour'u suyun içinde kaybolurken gördüğümü hatırlıyordum.Denizin kalanıyla beraber gökyüzüne yükselmişti.Pandorayla beni ise bir su baloncuğu kurtarmıştı.Aslında kurtarmaktan ziyade suyun basıncının bizi parçalamasını engellemişti.Ama bizi geminin kalanıyla beraber denize batmaktan kurtaramamıştı.Neyse ki Pandora son anda havalanıp kaçabilmişti.Eh bana gelince,ben o kadar şanslı değildim.Bana epey uzun gelen bir süre boyunca yüzeye çıkmaya çalışmıştım.Nefes alamamanın bu durumu zorlaştırdığından bahsetmeye gerek bile yok sanırım.Her ne kadar bir Poseidon melezi olmasam da iyi bir yüzücü olduğumu söyleyebilirim.Sonuçta şimdi sırtımı plajın sıcak kumlarına dayamış gökyüzünü inceliyor,Pandora'dan bir iz bulmak için uğraşıyorum.Khrysaor içinse endişelenmemeye çalışıyorum.Eminim ne yapacağını biliyordur.Ve kesinlikle eminim ki ben hayatta kaldıysam o da başarmıştır.Ciğerlerime biraz dava hava doldurduktan sonra güçlükle ayağa kalktım ve plajın kuzeyinde kalan II.Argo'ya doğru yürümeye başladım.
***Nico***
Tanrılar aşkına ne keşmekeşti ama.Bir kaç saniye önce,gelen çığlıklara doğru koşup dostlarımızı kurtarmaya ve buradan kaçmaya çalışacaktık.Ama deprem ve sel bize engel olmuştu.Şimdi ise o lanet olası yaratıkları bulup öldürmekten başka bir şey düşünemiyordum.Dostlarımın esir alındığı yere geldiğimizde etraf bir kan gölüne dönüşmüştü.Erinyelerden ise hiçbir iz yoktu.Hemen hemen değer verdiğim herkes buradaydı ve neredeyse hepsi ya baygın yada yaralıydı.Ama içlerinde en kötüsü Leo'ydu.Eskiden sol gözünün olduğu yerde koca bir kırmızı boşluk vardı.Yanı başındaysa kardeşim ve Kalipso hıçkırarak ağlıyor yapabilecekleri bir şeyler arıyorlardı.Frank ise Kalipso'nun zincirlerini kırmış şimdiyse diğerlerini çözmeye çalışıyor bir yandan gözünden akan yaşları siliyordu.Tanrılar aşkına...Ben Hades'in oğluydum.Korku ve acı,bunları aşalı epey olmuştu.Ben Tartarus'ta tek başıma hayatta kalmıştım,dehşeti hissetmiştim.Ama bu,burada Leo'ya yaptıkları benim için bile çok fazlaydı.Saf kötülüktü.Ne ben ne de dostlarım daha önce böyle bir şeyle karşılaşmamıştık.
Frank'in çözdükleri içinde kendine ilk gelen Clarisse'ti.Diğerleri ise hala baygındı,Clarisse'in
''Yüce Ares ! Burada neler oldu böyle ? '' dediğini duydum.
Mutlak sessizlik.Cevap beklenen bir soru değildi ne de olsa.Her şey gün gibi ortadaydı.Gözlerimi Leo'dan yada Kalipso'nun sırtından alamıyordum.Leo uçurumdaydı.Hissedebiliyordum.Biraz daha kan kaybederse melez olsun yada olmasın ölecekti.Kendimi toparlamalıydım.Dostlarım için güçlü olmalıydım acımı sonra yaşardım.
''Hazel yardıma ihtiyacı var.Onu ve diğerlerini güvenli bir yere götürmeliyiz.''
Cevap yok.Kafasını bile kaldırmamıştı.Neyse ki Kalipso kendinde konuşacak gücü bulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON OF THE SEA <<< Percy Jackson >>>
FantasyDaha önce okuduğunuz fanfictionsları unutun artık tamamen farklı bir evrene adım atmak üzeresiniz...