9.Bölüm >>> Kathartirio'ya Doğru

981 99 22
                                    

                                                      ***Clarisse***

    ''Cehenneme git Clarisse.Burda uyumaya çalışıyoruz.Sende homurdanmayı kesip yatsan nasıl olur ?''

     ''Kapa çeneni Stuart.Hem nasıl olurda bu kadar rahat olabiliyorsun...O lanet bücürde babamızın yayı var.Ve yetmezmiş gibi Kheiron onunla beraber Jupiter Kampına gitmemi istiyor.Buna inanabiliyor musun Stuart ? Nasıl uyumamı beklediğini söyler misin ? Hey beni dinliyor musun ? ''

      -Ne yazık ki Stuart çoktan uykuya dalmıştı.Clarisse de içinden dua etmeye başladı ''Baba bana yardım et.'' . Kısa bir süre sonrada kendisi uykuya daldı.-

                                                      ***Leon***

     Günlerdir düzgün bir şekilde uyumamıştım.Tabi yaralı olarak geçirdiğim günleri saymassak.Bu gece ise durmadan elimdeki yayı seyrediyordum.Kheiron ve Clarisse denen kız yayın ne olduğunu biliyorlardı fakat bana söylemiyorlardı.Gerçi aklım çoğu zaman Percy'e gidip geliyordu.Kheiron'un anlattıklarının yarısı bile doğruysa Percy'nin şu an epey zor bir durumda olduğu söylenebilirdi.Ve bütün bu olanlar benim suçumdu.Eğer savaşacak kadar güçlü olsaydım Percy benim yerime savaşıp hırpalanmazdı.Böylelikle kaçma şansıda olabilirdi.Oysa ben yayım kırılır kırılmaz eskisi gibi zayıf birine dönüşmüştüm.Şimdi olanları telafi etme şansım vardı.Tek yapmam gereken yayı Jupiter Kampına ulaştırmak.Ardından Percy'e yardım etmek için fırsatım olacak.Yayı elimde dahada sıkarak Apollon Kulübesinden dışarı çıktım ve kafamı meşgul etmek için kampta gezinmeye başladım.Elimde olmadan kendimi Poseidon Kulübesinin önünde buldum.Diğer Apollon Melezlerinden duyduğuma göre bu kulübe ortaya çıkalı iki hafta olmuştu.Kulübe gerçektende göz alıcıydı fakat arkamdan gelen bir ses gözlerimi kulübenin ihtişamından almamı sağladı.

   ''Çok güzel öyle değil mi ? Bu kulübeyi Atlantis'in taşlarından yaptım.Kulübeyi suyun üstüne çıkartırken oğluma kendimi bir nebze affettirebilceğimi düşünmüştüm.''

   Arkamı dönünce karşımda hafiften sakallı,siyah kavisli saçlara sahip ve üzerinde kısa kollu Hawaii gömleklerinden olan  bir adam belirdi.

   ''Ne ? Sende kimsin ? '' -Karşımdaki adamın sözleri bana kim olduğunu çağrıştırmıştı ama bu düşünce inanamayacağım kadar saçmaydı.-

   ''Ben Poseidon'um.Percy Jackson'ın babası...Eminim şu an neden burda olduğumu merak ediyorsundur.''

  ''Evet elbette öyle Tanrım.-Babam dışında karşılaştığım ilk tanrı Poseidondu.Ve yetmezmiş gibi Üç Büyüklerden biriydi.Elim ayağım birbirine dolanmıştı.Gerçi Erinyeler'i gördükten sonra daha ürkütücü bir manzara ile karşılaşabileceğimi sanmıyordum.Kadınların çok ürkütücü bir güzelliği vardı.Onlara bakınca bir tarafınız kaçmak isterken diğer bir tarafınız ise onlara yaklaşmak istiyordu.-''  

  ''Rahatla evlat.Buraya yapmak üzere olduğun şey hakkında konuşmak için geldim.Percy'i kurtarmaya gidiyorsunuz.Ama başarılı olamayacaksınız.Gittiğiniz zaman Percy'i çok kötü bir halde bulacaksınız.Şu an bile içindeki kıvılcımın sönmek üzere olduğunu hissedebiliyorum.Eğer ordan oğlum ile birlekte kaçmak istiyorsanız onunda sizinle beraber savaşması lazım.''

      ''Percy dediğiniz kadar kötü durumdaysa ondan savaşmasını nasıl bekleriz ki...Ayrıca neden onu siz kurtarmıyorsunuz ? Eminim sizin için çok kolaydır.''

  ''Kadim yasalara karşı gelemeyiz.Erinyeler iğrenç varlıklardır.Hayatlarını karanlığa ve işkenceye adamışlardır.Thanotos'un Percy'i uyarmaya çalıştığı zamanı hatırlıyor musun ? Thanatos şimdi Tartarus'ta saklanıyor.Bizim Erinyelere müdahale etmemiz çok pahalıya patlar.Onları öldürmekte hiç kolay bir şey değildir.''

    ''O halde biz Percy'i ordan kaçırırsak bizimde peşimize düşmezler mi ? ''

     ''Tabi ki düşerler.Bu yüzden onları yok etmelisiniz.''

   ''Böyle bir şeyi gerçekleştirebileceğimizden emin değilim.Sadece iki kişiyiz.Onlarsa hem çok güçlü hemde üç kişiler.Percy'i bulsak bile savaşabilecek bir halde olacağını sanmıyorum.Son gördüğümde ayakta duracak hali yoktu.Üstelik şimdi de onun işkencede gördüğünü söylüyorlar.Asla savaşamaz.''

     "Zaten bende bu yüzden geldim buraya...''

  Poseidon bu lafları dedikten sonra biranlığına parlamaya başladı.Ne yalan söyleyeyim epey tırsmıştım.Parlama dinince karşımdaki adam epey değişmişti.Üzerindeki kıyafetlerden eser kalmamış baştan aşağı yunan savaş deniz mavisinde bir yunan savaş zırhına bürünmüştü.Sağ elinde ise hikayelerde bahsi geçen üç dişli yabası vardı.

    ''Al bunu Leon Warner.Yabamı al ve Percy'nin zincirlerini çözer çözmez onun eline tokuştur.O zaman savaşabilecek.O zaman kardeşlerin hepsini yok etmelisiniz.Bunu başarabilirsiniz.Ve içimden bir ses göreve Jupiter Kampından da dostlarınızın katılacağını söylüyor.''

    Yabayı elime alınca küçülüp 70-80 santim uzunluğunda iki ucu sivri parlak bir batona dönüştü.

    ''Saolun efendim.Fakat hala onları nasıl yok edebilceğimizi bilmiyoruz.''

  ''Yayı kullan Leon Warner.Birini seç ve bırak kalanlarıyla dostların ilgilensin.Konuştuklarımızı sakın unutma.''

  Poseidon son kelimelerini söyledi.Ardından da feci bir ışık patlaması...

   ''Evet :P yazdığım en kısa bölümdü farkındayım ama önümüzdeki bölüm epey uzun olacak...Tabi bu kesin değil yani önümüzdeki bölüm yerine diğer bölüm çok uzun olabilir net değil.Fakat kesin olan bir şey varsa o da çok uzun ve aksiyon dolu bir bölümün bizleri beklediği...''

SON OF THE SEA <<< Percy Jackson >>>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin