Lucid dreaming...
Bir çoğumuzun başına gelmiş bir olaydır bu. Rüya görüyorsunuzdur, film gibi uzaktan izlersiniz kendinizi. Herhangi bir kontrolünüz yoktur, sadece başrol oyuncususunuzdur, beyniniz kontrol edip yönetir tüm olayı. Sonra birdenbire olayların tam istediğiniz gibi gittiğini fark edersiniz, artık başrol olmaktan çıkmış, rüyanın yönetmeni haline gelmişsinizdir. Tüm olayı istediğiniz gibi yönlendirir, bir nevi kendi özel sinema salonunuzda görsel şölen yaşatırsınız kendinize.
Peki lucid dreaming aslında tam olarak nedir, ne değildir?
1. Öncelikle bu olayın normal rüyalar ile bir çok benzerliği olduğunu söylemek lazım.
Lucid rüyalarla normal rüyaların bir çok ortak yönü var. İkisi de aynı şekilde başlıyorlar. Genel kanının aksine ikisinde de teknik olarak yeni yerler ve karakterler görmeniz mümkün, ancak bunlar yine de daha önce gördüklerinizin birleşimi olarak ortaya çıkabiliyor. Örneğin daha önce hiç bulunmadığınız bir yerde görebilirsiniz kendinizi; ancak aslında bu sadece farklı yerlerde gördüğünüz evlerin, sokakların, insanların, ve sokak tabelaların birleşimidir.
Bununla birlikte rüya görmemizi sağlayan nöral mekanizmalar ise geleceği hayal etmemizi sağlayanlar aynı. Farksa rüya görürken onların gerçek olduğunu sanmamız, hayal kurduğumuzu fark edememiz.
2. İşte lucid dreaming de tam burada devreye giriyor; rüya gördüğümüzü, yani hayal kurduğumuzu fark ediyoruz.
Bu durumun farkına vardığınız anda tıpkı normal hayallerinizi yönlendirebildiğiniz gibi rüyanızı da yönlendirmeye ve manipüle etmeye başlıyorsunuz. Yine de işler sanıldığı kadar basit değil, çünkü lucid rüyaları normal hayal kurmalardan ayıran çok kritik bir fark var: Bedeninizin hala derin uykuda olup çevre faktörlere kapalı olması.
3. Bilim insanları henüz bu duruma neyin neden olduğunu bulabilmiş değil.
Yani neden normal rüya görürken birden farkına vardığımızın ve sonrasında rüyayı kontrol edebildiğimizin henüz bir açıklaması yok. Lucid rüya gördüğünü söyleyen insanların beyin dalgalarının tüm uyku süresince herhangi bir anormallik göstermediği gözlemlenmiş. Bunun dışında kalp atış hızında veya nefes alış verişlerinde de bir değişiklik olmadığı raporlanmış. Bazı bilim insanları lucid dreaming'in nedeninin beyindeki prefrontal korteksin o an normalden yoğun çalışması olduğunu iddia etse de henüz doğrulanmış bir durum yok.
4. Lucid rüyalar genelde REM uykusu sırasında gerçekleşiyor.
Buna şaşırmamak gerek, çünkü normal rüyalar da çoğunlukla uykunun REM (Rapid Eye Movement - Hızlı göz hareketi) evresinde görülüyor. Bu evre aynı zamanda beynin uyku sırasında en aktif olduğu ve kısa dönemli hafızayı uzun dönemli hafızaya çevirdiği dönem. Bu evre sırasında istemli kaslar bir nevi paralize olmuş durumdayken, gözler hızlı şekilde hareket ederek hafızanızdaki görsellere tepki veriyor.
5. Kabuslar ile lucid rüyaların bir bağlantısı yok.
Bazen kabus gördüğünüzde uyanmadan hemen önce gördüklerinizin gerçek olmadığının farkına varabilirsiniz. Ancak o anda sadece rüya gördüğünüzü fark etmeniz, lucid rüya moduna geçtiğiniz anlamına gelmiyor. Saldırıya uğramadan önce bir kabustan uyanmanızın nedeni lucid rüyadaki gibi istediğiniz an rüyadan çıkmak değil, o an artmış olan kalp atım hızı ve hızlanmış nefes alışverişleri oluyor. Zaten lucid rüyaların da uzun sürmesinin nedeni tam olarak bu, rüya gördüğünüzü anladığınızda oldukça sakin olduğunuzdan kabusun bünyede yarattığı büyük dehşetin yarattığı etki gibi bir durum olmuyor ve yavaş bir şekilde, bedeni uyandırmadan lucid rüyaya geçiş sağlanıyor.
