İki yüz yıl kadar önce, bugün paranormal olarak sınıflandırdığımız olaylar
şimdikinden çok daha kolayca kabul ediliyordu.
Ancak,bu olaylarınŞeytanla
ilişki kurmanın sonucunda ortaya çıktığına inanılıyor, insan
zihninden kaynaklandıkları
düşünülmüyordu.
Başkalarının zihinlerini okumak, geleceği bilmek, cisimleri
dokunmaksızın hareket ettirmek ve özellikle, ölülerle konuşmak
hep büyücülere özgü yetenekler sayılıp, çoğu kez ölümle
cezalandırılıyordu.Bugün bile bir çok kişinin paranormale karşı duyduğu tedirginliğin
ve yine birçoğunun paranormal güçlere sahip kimselere karşı
gösterdikleri saygıyla karışık korkunun nedeni olan geçmişteki bu
tutumdan henüz kurtulabilmiş değiliz.Oysa, paranormal olayların uzun ve saygın bir geçmişi vardır.
Tarih kayıtlarının incelememize olanak verdiği en eski zamanlardan beri rahipler ve büyücüler, çeşitli kehanet yollarıyla geleceği öğrenmeye çalışmışlardır.
Gelişigüzel atılan renkli taşların oluşturduğu biçimleri yorumlamak bu yollardan biriydi.
Eski Mezopotamya da tanrılara kurban
edilen hayvanların karaciğerleri incelenerek bulunan biçim ve toprakların yorumlanması, tıpkı 19. Yüzyıl frenologlarının insanın
kafasındaki şişkinleri ölçerek karakterini yorumlamalarına benzemektedir. Daha başka kültürlerde de, kurban edilen bir
düşmanın bağırsakları incelenerek gelecekle ilgili bilgiler edinilirdi.