Bayan Mükemmel. -3-

507 31 9
                                    

Aşağıdaki şarkı ile okursanız daha etkili olur. :)

Hani olur da, beyniniz hayır, ama kalbiniz evet der. Heh, işte tam öyle bir durumdayım şuan. Yaptığım çoğu işte aklıma Ash geliyor. Böyle hayaller kurmalar, isimlerini kağıda yazmalar, fotoğraflarına bakmalar, yedi sülalesini araştırmalar falan. Bir yandan da sınavım var. "Finaller yaklaşıyor, Nora. Çalışmaya başlasan iyi edersin." Son günlerde tek duyduğum şey bu. Biliyorum, çalışmalıyım. Ama olmuyor. Tam masaya oturuyorum, biri mesaj atıyor. Tam odaklanıyorum, Ash'in sesini duyar gibi oluyorum, cama koşuyorum. Tam her şeyden uzaklaşıyorum, Flynn dikkatimi dağıtıyor.

Bu gün yine aynısı oldu. Çalışmak için masaya geçtim ve test çözmeye başladım. Fakat Flynn, onunla ilgilenmediğim için ağlamaya başladı. Cumartesi günleri, normal insanlar için en güzel gündür. Ama benim için öyle değil. Çünkü okula gitmiyorum. Her gün tatil bana. Ama hafta sonu gelince her şey değişiyor. Bakmam gereken bir kardeş, hazırlamam gereken yemekler ve çalışmam gerek bir sınav...

"Nora, senden nefret ediyorum!"

"Kapat çeneni Flynn. Çalışıyorum!"

"Eyyyaaaaaaa."

"Eğer susmazsan, babamı arayacağım. Ve haftasonunu onunla geçireceksin. O ve süs bebeği ile!"

"Ara. O senden daha iyidir. En azından beni umursuyor..."

Gerizekalı Flynn. Babamla beni kıyaslıyor. O anki sinirimle kalktım ve telefona koştum. Babamı aradım ve Flynn'in almasını söyledim. Flynn'de kollarını birleştirip, dudaklarını büzüp oturdu.

10dk sonra babam geldi.

"Nora, tekrar söylüyorum. Eğer bir şeye ihtiyacın olursa söyle."

"Gerek yok baba. Ben iyiyim. Hadi, gidin artık. Finaller yaklaşıyor, çalışmalıyım."

"Tamam. Seni seviyorum Nora. Her ne kadar sen beni sevmesen de, ben seni seviyorum."

"Görüşürüz." Kapıyı kapattım ve odama geçtim. Artık çalışmak için hazırdım.

Masama oturdum ve kitabımı açtım. Derken Ash'in sesini duydum. Aslında, her an duyuyorum, ama bu defa ses gerçekti. Cama fırladım ve izlemeye başladım. Yanında sarışın, uzun boylu, neredeyse sırf bacaklardan oluşan bir kız duruyordu. Çok samimilerdi. Kız arada bir Ash'in koluna giriyor, gülüyormuş gibi yapıp kafasını omuzuna yaslıyordu. Ash de karşılık veriyordu.

Neredeyse hepiniz bilirsiniz o an nasıl hissettiğimi. Kalbimin nasıl acıdığını, nefesimin nasıl kesildiğini, bacaklarımın nasıl titrediğini ve ona aşık olduğum için kendimden ne kadar nefret ettiğimi...

Çalışmak üzere açtığım kitabı tek bir hamleye kapattım ve üzerime bir şeyler giyip dışarı çıktım. Orada neler olduğunu öğrenmeliydim. Fakat, ne diyecektim? O benim sevgilim değil, hatta arkadaşım bile değildi. Benim gibi bir kız, yanındaki gibi bir kıza, ne diyebilirdi ki?

Ash'e çaktırmadan arkalarından gitmeye başladım. Ne konuştuklarını duyabiliyordum. Ash;

"Tekrar buraya döndüğün için çok mutluyum. Emin ol çok eğleneceğiz." dedi ve güldü. Kız da aynı sevgililerimiş gibi yanağına öpücük kondurdu ve;

"Orasından eminim zaten." dedi ve dudağını ısırdı. Koparırım lan o dudaklarını senin. Salak.

Ne dediklerini daha iyi duyabilecek için birkaç adım daha öne gitmeye karar verdim. Derken ayağım bir şeye takıldı. Şansıma tüküreyim!

Ash beni görünce gülmemeye çalıştı fakat pek de başarılı olamadı. Ağızından kahkahalar kaçmaya başladı.

"Nora, burada ne yapıyorsun?"

Kütüphane.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin