Ailem Sensin / Suho ✔

19☆Suho Güçlü mü?

"Nasılsın Jiyon daha iyi misin?"

"Evet, Baekhyun merak etme."

"Junmyeon abim izin alınca Hong Kong'taki iş gezisine benim gitmem gerekti. Ancak döndüm."

"Biliyorum Junmyeon söyledi. Hiç üzme kendini. Yalnız değildik."

"Olsun kendimi suçlu hissediyorum. Yarın ailecek bana davetlisiniz."

"Ailecek? Ah ah~ Annemle babam yok artık. Taemin'le geliriz. Yemek yapmaya üşenmeye başladım zaten."

"Ailecek dediğim sen Taemin ve abim."

"Ha Junmyeon da mı? Pardon aklıma gelmedi bir an."

"Adam kaç gündür burada kalıyor, her gün görüyorsun, nasıl aklından çıktı hayret!"

"Ay dalgınlığıma geldi Baekhyun. Bak aramızda kalsın, Junmyeon'a anlatma bunu. Duyarsa başımın etini yer."

Elindeki kahve bardaklarıyla mutfaktan çıkan Suho gülümseyerek yanımıza oturdu: "Kim başının etini yiyormuş Jiyon?"

Kahve fincanımı alırken gözlerimi kaçırdım.

Baekhyun: "Jiyon yengem diyor ki-"

"Baekhyun!"

Suho: "Ne oldu ya?"

Baekhyun: "Hiç~ Taemin gittikçe daha geç yatıyormuş. Yengem ondan bahsediyordu."

"Kimin yüzünden acaba?"

Suho: "Çocuk oyuna doymuyor ben ne yapayım?"

"Gündüzleri oyun oynasan da gece yorgunluktan düşüp yatsa."

Suho: "Gündüz evde değilim ki! Hem olsam da Taemin'in enerjisi bitecek türden değil."

"İşten gelir gelmez bilgisayar başında o gereksiz oyunları oynarsanız enerjisi bitmez tabi. Hayır bir de oynayabilsen neyse! Yenilip duruyorsun."

Suho: "Çünkü ona oyunu ben öğrettim. Çocuk çok iyi öğrendi."

"Yoo~ Baekhyun öğretti. O yüzden Taemin seni yeniyor."

Baekhyun: "Benim yüzümden kavga etmeyin diyeceğim ama kabul edin bilgisayar oyunlarında iyiyim."

Suho: "Başından kalkmadığın içindir."

"Her neyse Junmyeon oğlumun ahlakını bozma! Bundan sonra bilgisayar oyunu yok! Çocuk daha 4 yaşında!"

Baekhyun: "Yengem haklı!"

"Sen de yenge deyip durma be!"

Baekhyun: "Jiyon kızdı."

Suho: "Yenge demesinde ne var ya? Niye kızıyorsun?"

"Yengesi değilim çünkü."

Suho: "Evet."

"Ne evet?"

Suho: "Kabul ediyorum."

"Neyi?"

Suho: "Evlenme teklifini."

"Ne diyorsun Junmyeon?"

Suho: "Baekhyun'un yengesi olmak istediğini söyledin."

"Hayır söylemedim."

Suho: "Ama ima ettin."

Baekyun: "Evet Jiyon bu resmen evlenme teklifi."

"İkiniz de kesin yoksa terliğim birazdan suratınızla tokalaşacak."

**

Baekhyun'un evinde akşam yemeğimizi yedikten sonra sonbaharın ilk günlerinde çok da soğuk olmayan havada son kez takılabilmek için meyveleri alıp bahçeye çıktık. Hava yeni yeni kararıyordu ki Suho'nun telefonu çaldı. Şirketten çağırıyorlardı. Son anda bir hissedarla iptal olan toplantıları yeniden düzenlenmiş. Adam hazır Kore'deyken görüşmeleri gerekiyormuş. Hepimizin suratı düşünce Baekhyun ayaklandı.