Artık iki ev arasında gidip gelmek yoktu, Suho bizimle yaşıyordu ama ev babama ait olduğu için hem de babam artık Jeju'dan döndüğü için Suho kendini rahat hissetmediğinden bahçesinde Taemin'in rahatça oynayabileceği yeni bir ev aldık. Taşındığımız bu ev hem Baekhyun'a hem de babamın evine yakındı.
"Jiyon?"
Suho bana seslenince çırpmakta olduğum kekten gözlerimi ayırıp sesi diğer odadan seslenen eşime yanıt verdim: "Efendiiim?"
"Sanırım buraya gelmen lazım."
Elimi yıkayıp sesin geldiği ütü odasına gittim: "Efendim hayatım?"
Suho şaşkın gözlerle ütü masasındaki beyaz gömleğini kaldırdı ve gömleğin sırt kısmındaki kocaman boşluğu kafasının hizasına kaldırıp açılmış delikten bana baktı. Gömleğin yandığını fark etmem salise sürmedi.
"Jiyon?"
"Eyvah! Gömleği mi yaktın? İyi de ben az önce ütülemiştim zaten, yetmedi mi?"
"Jiyoni~ ne zamandan beri ütüledikten sonra ütünün fişini çekmeden, kıyafetin üstünde bırakıyoruz?"
"Aynen. Gören de ilk defa ütü yapıyorsun sanır. Daldın mı yoksa?"
"Jiyona~ ben ütü falan yapmadım. Sen gömleği ütülediğini söylediğin için buraya almaya geldim ama yanmış."
"Ben mi yakt-"
Doğru ya, bu hafta ütü sırası bende olduğu için ütüyü ben yaptım, dolayısıyla ben unutup yakmışım. Hiç huyum değildir, nasıl böyle bir şey yapabildim?
"Anne~"
Taemin'in az çıkan sesiyle ikimiz de kapı tarafına döndük. Üstü başı çamur içindeydi.
"OĞLUM BU NE HAL!?" diye çığırmamla ürktü.
Süt dökmüş kedi gibi bakıyordu.
"Biri bahçeye çamur koymuş anne."
Beş yaşını çoktan aşmış bir çocuk için yeterince zekiydi. Ama... Birinin özel mülkümüze girip daha birkaç saat önce sulanan bahçemize çamur koyma ihtimali yüzdee....... sıfır.
"Biri bahçeye çamur mu koymuş?"
"Evet anne."
"Hadi diyelim biri koymuş o çamuru, sen niye çamura bulandın?"
"Ben de yanlışlıkla içine düştüm."
"KIM TAEMIN!"
"Özür dilerim anne, lütfen kızma."
Suho: "Çocuğa bağırma ya, alt tarafı üstü kirlenmiş, onu da çamaşırları da yıkarız olur biter."
"Kendini kirlettiği için mi kızıyorum ben? Yalan söylediği için kızıyorum!"
Suho: "Sesini yükseltme çocuk korkuyor."
"Onun önünde bana ters düşme!"
"Neyin var Jiyon? Ne bu haller?"
"Taemin'i yıkayacağını söyledin. Çocuğu iyice temizlemeden evden çıkayım deme!"
Odayı terk edip mutfağa gittim yanık kokusu geliyordu. Kekin üstüne dökmek için çikolata sosu hazırlayıp ocağa koymuştum, yanmış. Süper!
**
İki gündür evin mutfağına girmek benim için işkence. Acayip kokuyor. Boru falan mı patladı anlamadım ki! Elimle ağzımı burnumu kapatıp yemek malzemelerini hızlıca alarak bahçeye kaçıyorum, her şeyi orda hazırlayıp içeri getiriyorum. Pişirme için bile girmem de Taemin acıkıyor. Yoksa dayanılacak bir koku değil. Neyse ki bulaşıklar hep Suho'da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ailem Sensin / Suho ✔
Fanfiction"Bana bir daha Suho demezsen sevinirim. Sen de herkes gibi adımla seslen. Senin koruyucun değilim artık. Suho demene gerek yok. Adım Junmyeon." "Sana böyle seslenmemi sen istemiştin. Ailemizin koruyucusu olduğunu bu yüzden-" "Aile nedir biliyor mu...