"Ne demek ne için geldin? Hasta annem için geldim tabii ki."
Bay Kim: "Annen hasta mı? Neredeler hakikaten?"
"Annem birkaç hafta önce vefat etti."
Bay Kim: "Ne? Annen gerçekten...?"
"Bu haberi alır almaz evime geliyorsunuz. Demek ki gözünüz kulağınız açık. Demek ki haberiniz olabiliyor. Annem vefat etti, haftalarca taziye için cemiyetten bir sürü misafir geliyordu. Hiçbirinden duymadınız mı gerçekten? Benim neden döndüğüm belli ama sizin taziyeye neden gelmediğiniz muamma."
Bayan Kim: "Kızım çok üzüldüm. Başın sağ olsun."
Suho'nun annesi çok şaşırmış gibi değildi. Haberi var mıydı acaba? Varsa kocasına neden söylememiş ki?
"Teşekkür ederim."
Bay Kim: "Başınız sağ olsun. Ben aslında babanı tanıyan birinden annenin hasta olduğunu duymuştum ama Kore'ye sizin döndüğünüzü düşünmedim. Yani sadece babanla döndüler sandım. Vefat ettiğini bilmiyordum. Baban nerede peki?"
Söyledikleri çok saçmaydı. Babam bu sektörde isim yapmış biriydi. Eşinin öldüğü tabii ki de duyulurdu. Üstelik biz boşandık diye iki eski arkadaşın taziye için bir araya gelmemesi çok gereksiz. Her neyse... buraya niye geldikleri belli. Uzatmadan konuşup onları göndereyim.
"Jeju adasına çekildi."
Kadın kocasını dürterek imalı konuştu: "Bu durumda sen oğlumun hasta olduğunu duyup gelmedin, değil mi kızım?"
"Ne alakası var ya? Gelince onu uzun süre görmedim bile. Tesadüfen karşılaşıp görüştük de-"
Bay Kim: "Ya tamam anlıyorum. Annen için dönmüşsün ama ayrılırken o kadar kararlı duruyordunuz ki hiç haber vermeden barışıp tatile gitmeniz sadece gazetecilerin değil bizim de dikkatimizi çekti."
Annesi: "Benim dikkatimi çekti ama sevindiğim için. Sadece haberim olmadı diye kırıldım o kadar."
Bay Kim: "Hanım sen bir susar mısın?"
"Ben geldim!" diyen neşeli sesin Suho'ya ait olduğunu fark edince üçümüz de başımızı çevirip kapıya baktık.
Suho: "Anne! Baba! Sizin ne işiniz var burada?"
Babası kalkıp gazeteyi bir de Suho'nun eline verdi. O da alıp her şeyi okuduktan sonra bize boş boş baktı.
Suho: "Ee?"
Bay Kim: "Ne demek eee? Hasta olduğunu duymuşlar! Hisselerinin tamamını satın alıp seni devre dışı bırakabilirler! Yıllardır yüzünü görmeden yaşayıp gittik çünkü iyi olduğunu biliyorduk ama... Jiyon'la barıştığını bilmiyorduk. Niye gizlediniz bizden? Mirasa yeniden ortak olacağını daha önceden bilmemiz gerekirdi."
Suho:"BABA!!"
"Ben kesinlikle mirasınızın tek wonunun dahi peşinde değilim. Junmyeon'la sadece onu sevdiğim için yeniden evlenmek istiyorum."
Bay Kim: "Tamam, tamam öyle olsun. Ama bu, şu durumdan senin sorumlu olduğun gerçeğini değiştirmez. Belli ki sen döndün diye magazinler onun peşine düşmüş, böylece hasta olduğunu öğrenmişler."
Suho: "Ya benim hasta olduğumu kim öğreniyorsa öğrensin! Umrumda değil! İlla ki istersen toplantı yaparız. Hastane raporu getirip önlerine koyar henüz ölmeyeceğimi belirtirim. İnanmazlarsa da cehenneme kadar yolları var. Huzurumu kaçırma bunun için!"
Bay Kim: "Kim Junmyeon! Ne bu tavırların!? O şirkete ben yıllarımı verdim. Senin sorumsuzluğun yüzünden milletin eline düşmesine izin vermem!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ailem Sensin / Suho ✔
Fanfiction"Bana bir daha Suho demezsen sevinirim. Sen de herkes gibi adımla seslen. Senin koruyucun değilim artık. Suho demene gerek yok. Adım Junmyeon." "Sana böyle seslenmemi sen istemiştin. Ailemizin koruyucusu olduğunu bu yüzden-" "Aile nedir biliyor mu...