İyi okumalar...
-2 Ay Sonra-
Sabah erken kalkmak zorundaydım malum bebeklerim içeriden bana sesleniyordu. İşin tuhafı sesleri yan odadan değil de sanki daha uzaktan geliyordu. Hızla yataktan kalktım, üzerime öylesine bir tişört ve pijama altı geçirip içeri salona koştum. Yerde oynayan üç kişiyi görünce içim öyle rahatladı ki.. Hani olur ya birini kaybetme korkusu yaşarsın da onu karşında görünce rahatlarsın, gözlerin dolar.. Derin bir nefes aldım. Onlara görünmeden banyoya geçtim. Saçlarımı sol omzuma toplayıp aynaya uzun uzun baktım. Şu iki ayda neler oldu neler.. İlk olarak Zeynep ve Ömer nikahlandı ve düğünü de yaza attılar. Malum havalar fena.. Sonra ben Aliye ile aramı biraz daha düzelttim. Ağabeyim bu durumdan fazlaca memnun tabii.. Annem ve babam sıkça geliyor bize.. Sinan'ım şirkette büyük sıkıntılar yaşasa da bana pek yansıtmıyordu. Zaten kapıda yüzü asıksa bebeklerimizi gördüğü an istemsizce gülümsüyordu. Bazı akşamlar beni unutuyordu bu akıllı ama olsun, kıyamıyorum onun o gülen suratına. Oy kurban olduğum Allah'ım...
Üzerimi çıkarıp duşa girdim. Vaktim kısaydı, fazla kısa. Kısa bir duş alıp çıktım, havluya sardım kendimi ve odama geçtim. Üzerime rahat olabileceğim şeyler geçirdim, bugün günlerden cumartesiydi, kocam ve bebeklerimle güzel bir gün geçirmek istiyorum. Uyandığımdan hala haberleri yoktu belki böyle düşünerek mutfağa geçtim. Tabii biraz sonra tabak tencere sesine Sinan yanıma geldi. Kapıda onu hissedince döndüm, yakışıklık biraz yorgun biraz da mutlu gülümsemesiyle bakıyordu bana. Yorgundu, belki geceden dolayı belki işlerinden dolayı. Önümüzdeki ay izin alacağından bahsetmişti, bunun için güzel bir tatil ayarlamalıydım. Kocamı dinlendirmeli ailecek güzel vakitler geçirmeliydik..
"Canım?"
"Söyle güzelim"
"Yorgunsun?"
"Öyle" diyerek kafasını salladı, kapının pervazından güç alarak dikleşti. Yavaşça önüme geldi, ellerini belime koyup alnımı öptü. "Kahvaltı hazır olur birazdan, bebeklerimizi al da gel.."
Kafasını sallayıp içeri geçti tekrar. Biraz sonra ben masayı hazırlayınca Sinan da kucağında ikizlerimizle içeri girdi. Kızımız kocamın yanağını emerken Sinan yüzü buruşturmuş çaresizce yürüyordu. Hızla gidip acıkan kızımı kucağıma aldım.
"Sen otur geliyorum" Sinan oğlumuzla masaya geçti. Kızımla odaya geçip koltuğa oturdum. Bir yandan kızımla konuşup bir yandan giydiğim tişörtü çıkardım. Göğsümü kızımın ağzına yaslayıp bekledim. Acıkmış kızım hızla ağzına aldı göğüs ucumu. Ben yine o muhteşem hazzı yaşarken kızımın gözleri kapanmıştı. "Sen benim canım mısın? Güzel kızım, prensesim Allah size uzun ömürler versin.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEBEĞİMİN BABASI!/2
RomanceYine bir Bebeğimin Babası hikayesi... Bu sefer olaylar biraz daha farklı ve biraz daha sade, aşk dolu. Belki ilk başlarda sıkılabilirsiniz ama eminim devamında eğleneceksiniz.. "Bebeğimin Babası!/1" ile hiçbir bağlantısı yoktur... "Su...