İyi okumalar...
Dolapta iki saat aradığım pijama takımını üzerime geçirdim. Dolabı da baya dağıtmıştım ama ne yapayım, giymem diye arkalara atışım takımı, bulamadım iki saat. Dolap aynasından baktım kendime, beyaz şort üstüne de siyah askılı badi, badinin askıları ince önü göğüs çatalını gösterecek derecede açıktı. Beyaz ve siyah, ten rengime yakışıyordu. Lavaboya geçip dişlerimi fırçaladım ve banyo dolabındaki o harika kokulu kremimi ellerime ve boynuma sürdüm. Odama geçmeden önce çocuklara baktım kapıdan. Güzel güzel uyuyorlardı, umarım bu gece uyanmazlar. Bu gece ya yataktan çıkmayıp faaliyet gösterecektik ya da sabaha kadar ben uyuyacak Sinan duş almasına rağmen rahat edemeyecekti. Hep demişimdir, biz kadınlar çok fenayız..
Odaya geçip yatağa yerleştim, şimdi tek yapmam gereken uyumadan sevdiğimi beklemekti. Yatağa girer girmez uyuyan insanlardanım ne yazık ki. Sinan gelmeden yapacaklarımı planlamaya koyuldum. Eğer o geldiğinde de bu kadar cüretkar olursam bu gece zafer benimdi.
Sinan'ı yaklaşık yirmi dakika yatakta bekledim. Uykum gelmesin diye direniyordum fakat çokta başarılı sayılmazdım. Gözlerim kapanmaya yüz tutmuşken kapı açıldı. Anında kalp atışlarım hızlandı. Her an vazgeçebilirim dostlar, karamsarlığa kapılıyorum ona yetemeyeceğimi düşünüyor olmak yanlış mıydı acaba?
"Uyumadın?" sorusuyla kendime geldim. Baştan aşağı süzdüm onu, Sinan öyle kaslı bir erkek değildi. Yani o televizyonda görünen o sekiz tane baklavası olan adamlar gibi değildi. Karnına dokunduğunda taş gibiydi ama kasları görünürde yoktu. Kısa kollu tişört giydiğinde kolları ön plana çıkıyordu. Ya da gömlek giydiğinde sırtı öyle sert duruyordu ki.. Hep hayalimde kurduğum erkek tipi.. Acaba, küçükken yaşlı teyzelere çok yardım ederdim Allah beni ödüllendirdi mi?
"Gülçin?"
"İyiyim, uykum yok o yüzden"
"Haklısın saat daha çok erken" elindeki telefonu şifonyere bırakıp kendi tarafında yorganı açtı. Yatağa yerleşince ondan taraf döndüm. O üzerini örterken elimi karnına koydum, kendimi yukarı çekip kafamı göğsüne yasladım. Sinan sağ kolunu bana sarıp beni daha çok kendine çekti. "Yarın kaçta kalkacaksın?"
"Yedi gibi, dokuzda şirkette olmam lazım" Tamam bu geceden sonra, yarım saat geç kalacaktı. "Neden sordun ki?"
"Ya aslında sormak istediğim sabah kahvaltıda ne yemek istersin? Sinan ben acıktım ya" diyerek kafamı göğsüne gömdüm. Sinan güçlü sesiyle şen bir kahkaha atıp saçlarımı öptü. "Gece yemek olmaz. Sabah canın ne isterse yapabilirsin uyarım ben" gülme sırası bendeydi sanırım. Karnından güç alıp doğruldum. Sinan'ın gözlerinin içine bakıp "açım" dedim. Sinan gözlerini gözlerimden çekip açılan yakama baktı. "Ama haklısın gece olmaz" diyerek göğsünde yerimi aldım. İşaret parmağımla göğsünde şekiller çizmeye başladım. Allah'ım sen utandırma..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEBEĞİMİN BABASI!/2
RomanceYine bir Bebeğimin Babası hikayesi... Bu sefer olaylar biraz daha farklı ve biraz daha sade, aşk dolu. Belki ilk başlarda sıkılabilirsiniz ama eminim devamında eğleneceksiniz.. "Bebeğimin Babası!/1" ile hiçbir bağlantısı yoktur... "Su...