İyi okumalar..
Ben arkaya oturmuştum doğal olarak. Bebeklerimin ikisi de kucağımdaydı. Daha çok küçük oldukları için bebek koltuğuna oturtmaya korkmuştum. Bir kere denemiştik ve bebeklerim koltuğun içine gömülmüşlerdi. Bütün yolculuk boyunca kollarımı kıpırdatmadım ve sonunda annemlerin kapısına geldiğimizde, Sinan oğlumu aldığında kollarımın ağrısından nefes alamdım. Siz İstanbul trafiğinde, dakikalarca kıpırdamadan bebek tutmak demek ne demektir bilir misiniz?
Sinan oğlum ile önden giderken bende kızımla arkasından ilerledim. Bebeklerimi sıkı giydirmiş olmama rağmen üşüdüklerini hissediyordum. "Sinan Samet'i sarar mısın?" Sinan dediğimi anında yapmış ve oğlumun montunu ve şapkasını düzeltmişti. Kapıdaki güvenlik haber vermiş olmalı ki kapıyı annem açtı bize. Önde Sinan olduğu için ilk oğlumu aldı kucağına, arkadaki bende yetişince annem zorlanmadan kızımı da aldı ve bizi umursamadan içeri geçti. Tek dediği "Hoş geldiniz çocuklar, hadi içeri geçin" oldu. Sinan ile birbirimize bakıp gülümsedik. Ayakkabılarımızı çıkarıp içeri geçtik. Ben kapıyı kapatıp Sinan'ın çıkardığı montunu aldım. O içeri geçerken bende montumu çıkarıp astım. Ayşe teyze izinde olduğu için evle annem ilgileniyordu. Bu sayede burnumuza harika kokular geliyordu. Kendimi tutup mutfağa girmeden salona geçtim. Bir ay sonrası için hazırlıyordum ya kendimi dostlar. Kolay kolay vazgeçmeyeceğim.
Gidip babamın yanaklarına kokulu birer öpücük bıraktım, o da aynı şekilde öptü beni. Sonra ne kadar torunlarıyla ilgilenip bizi umursamasa da annemi de öptüm. Onu da anlayabiliyorum tabii, sonuçta torun bu, sevgisi daha farklı. Allah o günleri bizlere de gösterir inşallah. "Canım masa hazır geçelim isterseniz?" annemin sözüyle ona döndüm. Babam ve Sinan ne ara başladıklarını bilmediğim konuşmalarından kafalarını kaldırıp bana döndüler. Sanki benim kararım önemliymiş gibi..
"Geçelim sıkıntı değil" anneme haber bile vermemiştim geleceğimize dair ama kadın hissetmiş gibi fazladan servis koymuş masaya. "Anne misafirin mi vardı?"
"Hayır canım, güvenlik haber verince hemen koydum"
"Ya sen çok hızlısın ya da biz fazla yavaştık?.." hep birlikte masaya yerleştik. Bebeklerim koltukta destekli uyurken ben servis yapıyordum. Gözüm sürekli üstlerindeydi. Her an uyanıp meme isteyebilirlerdi. Babam ve Sinan derin iş sohbeti içindeyken Sinan'ın telefonu çaldı. Kalkmak zorunda kalınca gözler bana döndü. Babam halimi hatırımı sorup tekrar sert tavrını takınmıştı. Babamı bilmesem 'ben senin kızınım be adam' diye yayagara çıkarabilirdim. Fakat eğer kafası bulanıksa böyle yüzünü asardı. Annem ile evle ilgili konuşmaya dalmışken kızımın sesini duydum. Sadece mızırdanıyordu bu yüzünden çok dikkat etmedim fakat biraz sonra ağlamaya başlayınca izin isteyip kalktım masadan. Anne ve babam baş başa kalırken kızımı da alıp kendi odama çıktım. İçeri girince Sinan'ı fark ettim. Hala telefonuyla konuşuyordu ve yüzü asıktı. Sıkıntılı bir hal vardı sanki. İçimden bir ses çıkma kal diyordu ama çıkmam gerekiyordu biliyorum. Çıkacağım sırada kızım tekrar kendini gösterince Sinan arkasını döndü. Elim ayağım birbirine dolandı bir anda. Yapmamam gereken bir şey yapıp konuşmasını dinlemiştim ve bu beni onun gözünde düşürebilirdi. Elimde olmadan gülümsedim. Beni yanlış anladın der gibi baktım. Tabii anladı mı bilmem ya da o bakış nasıl oluyor onu da bilmiyorum. Sinan karşısındaki ile vedalaşıp bana yaklaştı. Kızımı kucağımdan alınca çocuğun hala ağladığını idrak ettim. "Emzirecektim" dedim sessiz çıkan sesimle. Sinirliydi ve zaten bir hata yapmışken daha da üstüne gitmek istemedim. "Biliyorum,"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEBEĞİMİN BABASI!/2
RomanceYine bir Bebeğimin Babası hikayesi... Bu sefer olaylar biraz daha farklı ve biraz daha sade, aşk dolu. Belki ilk başlarda sıkılabilirsiniz ama eminim devamında eğleneceksiniz.. "Bebeğimin Babası!/1" ile hiçbir bağlantısı yoktur... "Su...