28 Bölüm
Şeyma’nın fotoğrafı
Haluk elini Şeyma’nın yüzünü tuttu. Boynunu biraz eğdi, dudakları biraz açtı.
Kantır Şeyma
‘’Haluk ne yapıyorsun?’’
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Pozisyon aldırıyorum sana böyle daha bir havalı oldun kıpraşma böyle çizeceğim seni’’
Kantır Şeyma
‘’Ben seni kıpırdamadan nasıl çizeceğim?’’
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Rastgele çiz önemi yok kafanda nasıl oluşturuyorsan öyle çiz.’’
Haluk resim kâğıdı önüne çekip kalemi eline aldı. Yapması gereken ilk şey suratını çizmekti büyükçe bir çember çizdi. Şeyma’nın suratına baktı. Sırada ki çizim saçları olarak belirlemişti. Elini biraz daha büküp kafasının üzerinden birbirine yakın birçok çizik attı. Kaşlarını kalın gözlerini büyük burnunu kısa ve deliklerini büyük çizdi. Şeyma resimdeki kendisine baktıkça sinirleri yerinden oynamaya başlamıştı. Dudakları kalın ve yamuk olarak çizdikten sonra Haluk Şeyma’ya dönüp gösterdiği anda yüzüne yediği tokat yüzünden duvara yapışmıştı.
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Bu seferde mi kurtarmak için yaptın?’’
Kantır Şeyma
‘’Bu seferki seni uyarmak içindi’’
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Konuşmak gibi bir şey icat edilmiş neden bunu kullanmıyorsun ki?’’
Kantır Şeyma
‘’Beni böyle çizersen kaba kuvvetten başka bir şey uygulamam’’
Resim hocası
‘’Ne oluyor orada?’’
Haluk masanın üzerinde ki resmi yaptığı gibi ayağa kalktı ve hocaya gösterdi.
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Hocam beş dakika Şeyma’nın resmini çizdim’’
Haluk resmi bütün bir sınıfa gösterirken Şeyma’nın yüzü kıpkırmızı geçilmişti. Resim hocası bile gülme krizinden kendini alamıyordu. Şeyma’nın yüzü tamamen saçları kapatmıştı. Haluk yerine otururken Şeyma;
Kantır Şeyma
‘’Haluk’’
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Efendim?’’
Kantır Şeyma
‘’Güle güle’’
Haluk ne olduğunu anlamamıştı. Şeyma sağ eli ile kafasının saçından yakaladığı gibi hızlıca sıranın üzerine vurdurdu. Haluk’un kafası sıraya vurması ile sırayı parçalaması bir olmuştu. Şeyma Haluk’un kendisine gelmesine izin vermeden sırtından tutu ayağa kaldırdı. Yumruğunu tam karnına hedef alarak vurdu. Haluk diğer sıranın üzerine havalanıp o sırayı da kırıp yere düşmüştü.
Şeyma başka bir boş sıraya otururken birkaç kişi Haluk’un başına gelmişti.
Pekcan
‘’Bir şeyin var mı Haluk?’’
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Yok, ben iyiyim’’
Haluk etrafındakileri dağıttıktan sonra sırasına oturdu. Önündeki masa kırılmış başından kanlar akıyordu. Birçok kişi ısrar etmesine rağmen olduğu yerde kalmak istemişti. Kısa sürede soğuyan hava ders bitene kadar devam etti. Zil çaldığında Pekcan yanına geldi bir şeyler isteyeceği her halinden belliydi onları soğukkanlılıkla dinlemeye karar verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vezirtepe Lisesi | 2 Sezon[Askıda]
Teen FictionGörülmemiş,duyulmamış ve yazılmamış lise hikayesi. Dövüş,komedi ve aşk üçgeninin açıları toplayıp cevaba ulaştığımız bir kitap.Haluk ve diğerlerinin sıradışı hayatları ve o hayatlara yön veren çökmüş bir dünya. Ana Konu ile alakası olmayan hikayeler...