50 Bölüm
Anzio 1944
Savaş bütün şiddeti ile devam ediyordu. İngilizler İtalya’nın önemli bir kısmını ele geçirmişlerdi. Anzio çıkartması başarılı olmuş sokaklarda Alman ve İngiliz askerleri savaşıyordu. Haluk ve arkadaşlarının görevi 44’üncü bataryayı korumaktı. Düşman kendisinin en iyi olduğunu iddia eden bir İngiliz grubuydu.
Uçakların bıraktığı bombalar binaların ve sokakların üzerinde patlıyor ve çevreye zarar veriyordu. Nazi askerleri Anzio’da barikat kurmuşlardı. Haluk harabe bir evin çatısından sokakları gözetliyordu. Yerleştiği ev Anzio’nun en yüksek evlerinden birisiydi. Yusuf sokağın girişinde yere çömelmiş bekliyordu. Gedik ise sokaklarda dolaşmaya başlamıştı.
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Bir şey olursa konuşma tuşuna basıp bildirebiliyorsunuz ona göre şov yapmaya çalışmayın’’
Köstebek Yusuf
‘’Anlaşıldı komutan’’
Sinsi Gedik
‘’Anlaşıldı komutan’’
O sırada Gedik ileride bir adam görünce peşinden gitmeye kadar verdi.
Köstebek Yusuf
‘’Gedik orada kal daha fazla ileriye gitme’’
Sinsi Gedik
‘’Adamı orada gördüm peşinden gidiyorum.’’
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Bu tuzak olabilir’’
Gedik hızlıca adamın peşinden takip etmeye başladı, hızlı koşmak için eline bıçağı almıştı. Adamın kendi bölgesine kadar ilerlemeyi başarmıştı. Adam hiç arkasına bakmadan ilerliyordu, kendisi hiç fark etmediğini biliyordu. Cesaretini toplayıp düşman bölgesine kadar ilerlemişti. Düşman bölgesinin içlerine kadar ilerledikten sonra cesareti kırılmaya başlamıştı. Bu işte bir terslik olup olmadığını düşünmeye başlamıştı.
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Gözünü dört aç Yusuf’’
Köstebek Yusuf
‘’Tamam, yerimden çıkayım mı?’’
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Çık ve arkadan dolaş’’
Köstebek Yusuf
‘’Tamam çıkıyorum’’
Bulunduğu yerden dışarıya çıkıp arkayı dolaşmaya başlamıştı. Köşeyi döndükten sonra henüz birkaç adım atmaya başlamışken başından vurularak yere düşmüştü. Yusuf için her şey başlamadan sonra ermişti.
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Nasıl olur?’’
Köstebek Yusuf
‘’Haluk taktiğin bir işe yaramadı’’
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Yolun ortasından mı gittin yoksa? Kenardan gitmeliydin’’
Köstebek Yusuf
‘’Sen dışarıya çık dedin bende çıktım’’
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Allah senin iyiliğini versin iyi mi?’’
Köstebek Yusuf
‘’Amin’’
Rüzgar Adam Haluk
‘’Gedik beni duyuyor musun?’’
Sinsi Gedik
‘’..’’
Köstebek Yusuf
‘’O da mı öldü acaba?’’
Haluk kulaklığı çıkardıktan sonra Gedik’in yanına geldi biraz sarstıktan sonra;
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Gedik beni duymuyor musun?’’
Gedik aniden arkasına dönüp
Sinsi Gedik
‘’Ne oluyor ya yoğunlaştırılmış olmuşmuş(ne dediğini kendisine bilmiyor)’’
Köstebek Yusuf
‘’Gedik önüne bak’’
Gedik yüzünü daha önüne dönemeden kurşunu yemişti.
Sinsi Gedik
‘’Az daha adamı vuruyordum’’
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Belli canım yemi mermiyle birlikte yuttun.’’
Köstebek Yusuf
‘’Afiyet olsun Gedik’’
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Yolun ortasından giden askerin ismi Yusuf muydu?’’
Köstebek Yusuf
‘’Oyunu bilmediğimi söylemiştim’’
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Bilmemen önemli değil de yolun ortasından gidilir mi? Adamı öyle alırlar aşağıya’’
Köstebek Yusuf
‘’Kaptan umudumuz sensin yoksa hayatta bu kafeden çıkamayız’’
Rüzgâr Adam Haluk
‘’Bulaşıkları ve tuvalet temizliği sizin elinizden öpecektir’’
Sinsi Gedik
‘’Hepsi Yusuf’un suçu’’
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vezirtepe Lisesi | 2 Sezon[Askıda]
Teen FictionGörülmemiş,duyulmamış ve yazılmamış lise hikayesi. Dövüş,komedi ve aşk üçgeninin açıları toplayıp cevaba ulaştığımız bir kitap.Haluk ve diğerlerinin sıradışı hayatları ve o hayatlara yön veren çökmüş bir dünya. Ana Konu ile alakası olmayan hikayeler...