Evet yine sıkıcı ve saçma bir güne uyanıyorum.Ama perdeyi açınca gördüğüm yağmur manzarası beni kendime getiriyor,evet ben yağmuru ve kapalı havayı seven insanlardanım,neyse geçelim bu konuları..Okula gitmem gerek hazırlanmalıyım ama önce size kendimden bahsedeyim biraz;ben Lena londra tıp fakültesi adli tıp bölümündeyim.(biraz ürkütücü olabilir) :).Evet insan vücudunu ve keşfetmeyi seviyorum bunlar beni ben yapan şeyler.Yunanistan'dan londra'ya geçen ay geldim ve buralarda çok yeniyim.Üvey teyzem jenna ile kalıyorum o çok tatlı ve anlayışlı.Arkadaş edinmeyi ve yemek yemeyi çok seviyorum:)Neyse okula gitmeliyim. Banyoya gidip bir güzel duş alıp kendime geldim,üstümü değiştirip saçlarımı yaptım ve hazırdım.Sabahları kahvaltı yapmaktan pek hoşlanmam starbucksa gidip caffe mocha aldım.Tanrım bu tada bayılıyorum.Neyse yoluma devam ettim,birden yağmur başladı ama nasıl bardaktan boşanırcasına evden çıkarken şemsiyemi vestiyerde unuttuğum aklıma geldi,(ben böyle şansın)neyse yağmur falan dinleyemezdım,çünkü bugün ilk defa kadavralarla çalışacaktık,tam bir adım attım önümde bir araba durdu siyah bir volvo XC60 o nasıl bir şeydi öyle ben arabaya dalmışken cam açıldı ve bir çift siyah göz belirdi ve ben orda kalp krizi geçirip öldüm.(şaka şaka)
O,gözlerin sahibi bana birşeyler anlatıyordu slow motion ama hiç bir halt anlamıyordum,parmaklarını gözümün önünde şıklattı ve o an kendime geldim.(nasıl utandım anlatamam).
'iyi misin?' diye sordu
'Evet iyiyim özür dilerim dalmışım.' dedim ve yüzünde çok bilmiş bir tavırla bana bakıp güldü,sinirim bozuldu yola devam ettim arkadan arabayla devam etmeye başladı,yine yanımda durup;
'Biraz önce istersen seni bırakabilirim diye bir soru sormuştum ama kendinden geçtiğin için anlamadın' dedi tanrım nasıl sinir olmuştum.(bembeyaz bir tenim var ve onun zıttı simsiyah şaçlarım var gözlerim renkli herkes beyaz tenimi çok sever ve kıskanır ama ben nefret ediyorum çünkü hemen kızarıyorum:( )
'Ihımm eminim öyle olmuştur kusura bakma senin gibi ukalaların dilinden anlamıyorum'dedim ve yeniden yürümeye başladım.Yine yanımda durdu.
'Ihımm eminim öyledir, neyse sorumu tekrarlıyorum seni gidiceğin yere bırakabilirim'ukala pişkin birde beni taklit ediyor neyse kendimden ödün vermeyeceğim.
'Hayır sırılsıklam olmayı tercih ederim yinede teklifin için teşekkür ederim çok kibarsın' dedim kinayeli bir şekilde(pek küfür edemediğim yada argo kelime kullanamadığım için arkadaşlarım benimle zaten hep dalga geçerler onun yerine iğneleyici cevaplar veririm.)
Birden kahkasıyla yerimden şıçradım.
'Sen gerçekten bana az önce kibar mı dedin?' dedi çok şaşırdım ukala bir odun olduğunun kendide farkında herhalde.
'Çok hoş bir sohbetin içinde olduğumuzun farkındayım ama gerçekten gitmem gerek geç kalıyorum' dedim ve koşmaya başladım,oda neydi öyle kendimi çok garip hissediyorum,sonradan teklifini kabul etmediğim için pişman olacağım ama ne yapabilirim karşı cinsle aram hiç iyi olmadı.
Okula geldim sonunda ama karşılaştığımız andan beri bir kere aklımdan çıkmadı gözleri,saçları ve kirli sakalı...
Karnım mı gurulduyor yoksa kelebekler mi aman tanrım :o
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the dark side
RomanceLondra'ya giderken düşündüğüm tek şey kariyerimdi ama hesaba katmadığım şeyler vardı...