1

156 20 4
                                    

     "Ayağım çok acıyor ! Ne olur yardım edin !!"

     "Biri ambulansı arasın kan kaybediyor !"

      Çığlıklar ve bağırışmalar artarken arabama yürümeye çalıştım ama yapamadım. Babama ihtiyacım vardı ve en gerekli zamanda yanımda yoktu. Derin bir nefes almaya çalıştım. Bu acı bana çok fazlaydı ama kalkıp yardım da edemezdim yoksa ellerine koz vermiş olurdum. Oradaki adamı unutup bana saldırırlardı sonra muhafızlar beni kolayca bulurdu. Bunun olmasına izin veremem. Acıdan bilincim neredeyse kapanırken babamın beni bulabilmesini umdum.


     Gözlerimi açtığımda bir yataktaydım. Geçti mi her şey? Atlattım mı bunu da? Çevreme baktığımda odamda olduğumu anladım ama babam neredeydi? Kapının aniden açılmasıyla sorum yanıtlanmış oldu. Elinde tepsiyle içeri babam girdi. Kötü bakışlar atarak yatakta boş olan yere oturdu.

"Darien, kızım çok korkuttun beni. Konuşmuştuk bu çevreden ayrılmak yoktu ne kadar riskli olduğunu biliyorsun." Başımı evin en değerli vazosunu kıran bir çocuğun hissettiği suçlulukla yere eğdim. Yaptığım hata affedilir gibi değildi ama ne yapayım merak ettim işte herkesin yaşadığı hayatı. Meydanda gitar çalan çocukları, keyifle alışveriş yapan insanları, onların ufak geç kalma telaşlarını ve bunun gibi bir çok kalabalık çevreyi merak etmiştim. Çünkü benim evim ormanlık bir alandaydı ve insanların yaşadığı yere en az 1 saat uzaklıktaydı.

Her zamanki gibi bir şey diyemeyeceğimi anlayınca soru kısmına geçti.

''Yalnız mı gittin?" Kafamı onaylar bir şekilde salladım.

''Bana her şeyi tam anlat şimdi. Baştan sona kadar." deyince kafamı yine salladım ve anlatmaya başladım.

''Gave'den arabasını istedim. Bana yarım saat ver dedim. O sürede merak ettiğim şehir hayatını görmeyi istiyordum. Alışveriş yapan insanlar, gitar çalıp para kazanmaya çalışan çocuklar, işe ya da eve yetişmeye çalışanlar. Yani herkesin gündelik hayatta gördüğü ama benim hiç bir zaman göremediğim o kalabalık. Tek amacım bunları görmek, o insanlardan biri gibi hissetmekti.'' devam et der gibi başıyla işaret verdi

''Sonra meydana ulaştım. Arabamdan hiç çıkmadım ve son ses müzik açtım. Bir şey olursa duymam dedim. Biraz daha çevreye baktım. Sonra gitar çalan çocukları gördüm ama duyamadım. Bende arabadan indim. Baba inan sadece bir parça dinleyip eve dönecektim. Arabadan indiğimde bir parça bile dinleyemeden bir adama motor çarptı. Gerçekten çok kötüydü. Adamın çığlıklarını duymamak için kulaklarımı kapattım ama işe yaramadı. Sonra arabaya yürümeye çalıştım ama yapamadım, canım çok fazla yandı. Dayanamadım baba."

İstemeden bir hıçkırık ağzımdan kaçınca babam bana sarıldı ve alnımdan öptü. Babama dinlenmek istediğimi söyledim. Anlayışla karşıladı ve odadan çıktı. Beni nasıl bulduğunu sormadım. Şu an sadece yalnız kalmam gerekiyor. Çünkü yine vicdan azabı çekiyorum.

Her ne kadar o adamı orada kurtarabilecek olsam da yapamam. Sırf yaşamak için başkalarının ölmesine göz yumuyorum. Ben o adamı kurtarsaydım herkes bana şaşkın bir şekilde bakardı. Oradan kaçmayı başarsam bile kameralardan beni bulurlar, sonra sorguya çekerlerdi. İtiraf etmezdim bende ve üstümde deney yapmaya başlarlardı. Bu işin iyi kısmı. Birde şu açıdan bakacak olursak muhafızlar bu haberi duyar ve beni bulurlar. Onlar beni, bedenimi ve taşı nasıl kullanacaklarını çok iyi biliyorlar. Ama taşı çıkarmayı bilmiyorlar.

Efsanelere göre kalbimin içinde bir taş var ve kim o taşı yok etmeyi başarırsa ölümsüz olur. Ayrıca içinde su damlası kadar bile kötülük olan herkesin zihnine girebilir. Günümüzde içinde kötülük olmayan çok nadir insan var hatta yok denebilecek kadar az. Ama bunu yapamazlar çünkü kalbimdeki taşın nasıl yok edileceğini bir tek ben biliyorum.

ElladaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin