14

56 11 3
                                    



    Hunter'ın sorduğu soruya cevap mı vereyim? Yoksa bu yakınlığı bozup geriye doğru adım mı atayım? O hala bana bakıyorken yapmam gerekeni yaptım ve geri çekildim. Sonuçta onu kapıya sıkıştırmıştım ve geri çekilmesini bekleyemezdim. Ona tekrar baktığımda cevap vermem gerektiğini anladım.

  "Scottla ilk geldiğim gün tanışmıştık. Yani ona adımı söyledim çünkü bana efendim demesini istemedim." Başını salladı ve cevap vermeden kapıyı açıp odadan çıktı. Bende temizlenmem gerektiğini düşünerek soğuk bir duş almak için banyoya girdim. Üstümü çıkarıp kabine girince bacaklarımda koyu renkte yaraya benzeyen lekeler olduğunu gördüm. Benim vücudumda ben bile yokken bu lekeler neyin nesi?

    Dokunduğumda acıdığını hissettim. Bu imkansız. Benim vücudumda asla yara olmaz çünkü kendimi iyileştiriyorum.

      Hemen kısa bir duş aldıktan sonra üstüme günlük birşeyler giydim. Anlaşılan bu gece de uyuyamayacağım.

     Odadan çıkıp babamın yanına gittim. Kapıya vurup biraz bekledim. Bir kaç dakika sonra kapıyı uykulu olan babam açtı. Karen'in yaptıklarını duyunca çok üzülecek.

  "Darien ne oldu kızım? Gir içeri." Dediği gibi yapıp içeri girdim. Aslında onu da telaşlandırmak istemezdim ama kalkıp Walter'a bacağımda yara çıktı ne yapmam gerek diyemezdim.

"Baba bana bir şey oldu. Sebebini bilmiyorum ama canımı yakıyor. Gelebileceğim tek kişi sendin." Deyip pantolonumun paçalarını yukarı doğru çektim. Babam yaraları gördüğü gibi bacağıma eğildi.

  "Bu nasıl olur? Eğer böyle bir şey olduysa kesin kitapta yazıyordur. Walterla konuşmalıyız." Kafamı salladım.

  "Son gördüğümde Pedro'nun yanına gidiyordu. Uyuduğunu sanmıyorum. Sen üstünü giy bekliyorum. Yanlarına gidelim." Tamam anlamında başını salladı. Dolaptan bir kaç parça kıyafet alıp banyoya girdi. Yaklaşık beş dakika sonra çıktı.

Walter'ın sorgu odasında olduğunu düşünerek oraya gittik. Babam sebebini sorduğunda birazdan öğrenirsin dedim ama öğrenmesini istemiyordum.

    Camın önüne geldiğimizde içeride Pedro ve Karen vardı.

   "O adam Karen'i bağlamış ne yapıyor?! Darien ne oluyor burada?!" Babamın böyle çıkışacağını tahmin etmiştim.

      Ona olanları anlattığımda ayakta duramamış bir koltuğa oturmuştu. Bende buraya gelme amacımızı sonraya bırakarak Karen'in yanına gittim. Bağlanmıştı, saçları sırılsıklamdı ve masada bir kova vardı. Sanırım Pedro eski usül çalışmayı seviyor.

   "Neden babamı kullandın? Adam şuan perişan halde." Ben konuşunca kafasını yerden kaldırıp bana baktı.

  "Yapmak zorundaydım. Olacaklar için şimdiden özür dilerim Darien. Başka şansım yoktu." Olacaklar mı?

  "Ne olacak? Neyden bahsediyorsun sen?" Kafasını iki yana salladı.

   "Ellerinde seni etkisiz hale getiren silahtan bolca var. Anlayacağın kurtuluşun yok. Özür dilerim ama geliyorlar. Burada olduğundan hepsinin haberi var. Ben istemezdim böyle olmasını ama bir ailem var ve hepsi onlar için Darien affet." Pedro duyduğu şeylerden sonra hemen odadan çıktı. Dediğine göre Kuyular geliyor ve ellerinde beni engelleyecek silahları var.

   Hemen odadan çıktım. Babam hala koltukta oturuyordu. Başını ellerinin arasına almıştı. Önüne çöktüm ve ellerini kafasından çekip ellerimin arasına aldım.

  "Baba bu kadın Kuyuların beni almaya geleceklerini söylüyor. Ellerinde beni etkisiz hale getiren o silahtan çok sayıda varmış. Sen söylemiştin baba. Burada güvendeyiz demiştin. Değiliz işte. Eğer doğruyu söylüyorsa gitmem gerekiyor. Buradaki insanları tehlikeye atamam. Ben savaşmak için yaratılmadım. İyileştirmek için yaratıldım. Gereken neyse onu yapacağım." Babamı ayağa kaldırdım. Ağlamıştı. Babamın ağlaması canımı herşeyden çok yaktı. Gözünden akan yaşları sildim.

ElladaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin