√MİSAFİR√

84 17 10
                                    

Little mix- little me

Sezen Aksu-küçüğüm

"Nerden bilebilirdik ki soyut olan varlıkların acısını somut olarak kanayan ruhumuza tuz basmış gibi hissedebileceğimiz ya da hissetmeyecek noktaya getirebileceğini..."

6.BÖLÜM: "MİSAFİR"

Önce korku yeni filizlenen Etrafını çiğ damlaları sarmış taze bir sarmaşık gibi sararken bedeni,küf kokulu beyin lobu açılarak ,küf yeşili düşünceleri ekşi bir duman eşliğinde yayar etrafa.Neden , sonuç gözden geçirir ama mantık annesini kayb etmiş civciv gibidir.

Benim bir annem olmamıştı ki kayb edeyim.Ben bir civcivde olamıştım.Benden olsa olsa lağam faresi olurdu.kanilazasyona kapatılmış lağam faresi.

Notu okumamın üzerinden 1 saat 57 dakika 23 saniye geçmişti.Akrep ve yelkovanın isyan ettiği,korkunun yeniden bedenimde filizlendiği 1 saat 57 daikia 50 saniye olmuştu.
Kelimeler ucu paslı ok gibi saplanmıştı soluk boruma.korkumu tam anlamıyla yaşayamıyordum bile.

Pelte olmuş bacaklarıma nasıl eve geldim bilmiyordum,eve geldiğimde kerberusun havlamasını bile umursamamış ,mavi gözlü zebani Giray'ı görmezden gelerek yeşil küf kokularının hayali olarak bedenimi çürüttüğü odaya kendimi atarak,parmaklıklarından dolayı tam bir hapishaneyi andıran balkonuma haps ettim kendimi.

.

Son bir saattir Giray zebanisinin haberi üzerine misafirlerin geleceğini ve hazırlanmam gerektiğni öğrenmiştim,tabi birde Tarık iblisinin emirleri üzerine babasına aşık bir kız takliti yapacaktım. Tam benlik!

Vücudumdaki kirlerle beraber aklımdaki kirli düşüncelerin de suyla akıp gideceğini var sayarak banyo yapmıştım.Birazda olsa yatışmıştım.

Aslında bir bakıma boşuna korkuyordum zaten yaşadığım hayata hayat denilemezdi ama ölümden korkmaya başlamıştım.Bunun sebebi ise galiba yaşamdan hala beklentilerim olmasayıdı.

Kimin beklentisi yoktu ki hayattan en azından annemi göremiyecek olsam bile baba demeye dilim varmayan ama yüreğimden çıkarmaya mecal bulamadığım adamdan hesap sormak istiyordum ya da daha fazlası.Fark etmesemde intikam hırsı sinsi bir şeytan gibi ruhumda inini hazırlamıştı.Çıkacağı günü büyük bir sinsilikle ve zevkle bekliyordu.

İçimdeki kızıl saçlı seytanın en büyük isteği ise ellerini bile kulanmadan kızıl saçlarıyla Tarık iblisini etkisiz hale getirerek neden istemeden yaptığı herşeyin hesabını sormak adına boğarak vücudundaki bütün kanların ağızından çıkıp bir kan gölü yaratmak ve o kızıl kan gölünde kırmızı elbisesi ile kırmızı halıda yürüyormuşçasına geçerek intikamının hazzını yaşamak istiyordu.

Düşüncelerim hep böyleydi işte üstüne benzin dökülmüş odun gibi sadece bir kıvılcım bekliyordu alev alabilmek için.

Deri değiştiren bir yılan edasıyla kafamı sallayarak bütün düşüncelerimden arındım.Şimdilik.

Siyah yüksekbel darpaça bir pantolan ve son derece günlük v yaka kırmızı bir tişört giyerek ,ıslak saçlarımı havluyla kurulayıp taradıktan sonra saçlarımı örerek sol omuzumdan aşağı bıraktım.Makyaj yapmayı severim ama benim makyaj anlayışım rimel ve sürmeden oluşuyordu ve fazlasına gerek yoktu.

Son işlerimide halledip yeşil küçük hapishanem olan odamın kapısını aralayarak mahkeme salonu olan salona kahverengi ahşap merdivenlerin çıkarttığı gıcırtılar eşliğinde indim.

YEŞİLCEHENNEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin