Reyna'nın sorduğu soruyu duyunca kıkırdadım. Ardından kuralı ihlal ettiğimi fark ettim. Abba siyah saçlarını geriye iterek güldü. "Kuralı kırdın. İç önündekini," dedi alaylı alaylı.
Omuz silktim ve alkollü kokteyli kafama diktim, hemen sonra boğazımı temizledim. "Mümkün bir şey," dedim zorlanarak; tanrı aşkına ufacık alkolle çakırkeyif olduğuma inanamıyordum, "yani aşk aşktır," omuz silktim ve Reyna'nın gözlerine odaklandım, "fakat ben yüzde yüz düzüm, şeker kız."
Reyna gözlerini kaçırıp dudağını ısırdı ve susmakla yetindi. Tam o anda gözü hemen ardıma takıldı ve kaşlarını çattı. Omzumdan arkama bakınca bir çift öpüşen eşcinsel erkek gördüm. Yani ne oluyordu da buna böyle tepki veriyordu ki? Demin ki LGBT+ destekçiliğine ne olmuştu? "N'oldu?" diye mırıldandım sessizce.
"Jonny!" Barc'ın tok sesli bağırışıyla yerimde zıpladım. "Dostum, yine ne iş pişiriyordunuz? Partinin sahibini biraz bize ödünç vermelisin."
Jonny hemen az önce dudağını yediği -ve ayrıldıklarında bunun Noah olduğunu fark ettiğim- kızıl saçlı çocuktan ayrılıp güldü, gözleri üzerimizde gezindi ve kısa sürede Reyna'yı bulduğunda bakışları -yüzünde çiğ balık kokusu almış gibi bir ifadeyle- oraya kitleniverdi. "Reyna," dedi, kendine çeki düzen vermek istercesine silkinerek. "Burada ne arıyorsun?"
"Jonny," derken Reyna'nın dudaklarında daha önce görmediğim büyüklükte bir gülümseme oluştu, "gördüğün gibi, arkadaşlarımla takılıyorum. Sen de erkek arkadaşınla pek eğleniyor gibisin!" Kıkırdadı.
Jonny kızardı. Gözlerim Yumi'yi bulduğunda -aşkının cinsel yöneliminin oldukça dışında kaldığını fark ettiğinden olsa gerek- somurttuğunu fark ettim. Eh, zavallı Yumi sahiden de yanlış oğlanı seçmişti.
"Neler oluyor?" dedim sanki herkes bunu sormak istiyor gibi birbirine bakınırken. Barizdi ki birbirlerini iğneleyerek konuşuyorlardı.
"Hiçbir şey, Marie," diyerek gülümsedi Reyna, "Jonny ile uzun zamandır tanışıyoruz sadece." İyi de Reyna buraya birkaç gün önce gelmemiş miydi? Bu nasıl mümkün olabiliyordu? Ah, aklım karışıyordu! Belki de kandırılmıştım? Hayır hayır, şu elindeki saçma cihazla tüm şehrin elektiriğini kestiğini unutmamalıydım. Ayrıca parlak ve yeşildi. Hey, sanki... Jonny de parlıyordu? Gözlerimi kıstım ve beyaz yüzünü inceledim. Yok canım, muhtemelen ışıkların yansımasından dolayıydı.
"İzninizle, Reyna'yla biraz baş başa sohbet etmek istiyorum," dedi Jonny boğazını temizledikten hemen sonra, ardından zayıf kızı kolundan tutarak kaldırdı ve onu odanın bir köşesine çekti. Şey, sanki burada bir şeyler dönüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
👽Uzay Kız ⚢
Short StoryGözlerimi kırpıştırdım. Bu bir çeşit şaka mıydı? "Sen kimsin?" "Reyna Hodwick," parlak yeşil teni ve küçük kel bir kafası olan zayıf kıza istemsizce bakınmaya başladım. Yüzünde ilginç bir makyaj vardı; öyle ki, ela gözlerinin çevresi renkli pırla...