6.Bölüm: "Geçmişi Unutmak."

198 15 0
                                    

Kanım dolmuştu sanki. Suratımın sapsarı olduğundan eminim hatta. Öylece kalakaldım. Bağımlının teki karşıma geçmiş beni daha önceden de tanıdığını söylüyordu. Üstelik yüzünü 1 kere bile görmememe rağmen.

"N-ne dedin sen?" dedim kekeleyerek. Son zamanlarda sürekli yaptığım şeylerden biriydi bu da. Ne gıcık bir durum ama.

Histerik bir kahkaha attı. Sinirlerimi bozuyordu. Onu hiç böyle gülerken görmemiştim. Bildiğimiz benimle dalga geçiyordu.

"Evet, aynı okuldaydık. Birkaç defa gördüm seni. Tam olarak tanımıyordum tabiki."

"Ciddi misin?" dedim kaşlarımı kaldırarak. Aslında tam olarak ne tepki vereceğimi de bilmiyordum. Sadece bakıyordum. Hareketleri o kadar farklıydı ki aslında, içmiş gibiydi. En ufak bir koku hissetseydim suçlayabilirdim bu konuda onu.

En sonunda tamamen ciddileşerek "Ne var bunda bu kadar şaşıracak? Yuh! Yüzün bembeyaz oldu."

Hayretle beni incelerken büyük bir şakanın içindeymiş gibi hissettim. Sinirle ittim, ayrılmak için arkamı döndüm.

"Tamam tamam, özür dilerim. Gitme."

"Ne anlatacaksan anlat artık, sıkılmaya başladım." diye sitem ettim. Oyuncak değildim ya.Tamam yakışıklı olabilirdi (ki bu konuda mastır yapmış gibiydi, Maşallah!) ama bu sürekli benimle alay edeceği anlamına gelmiyordu. 20 yaşındaydım, hatta neredeyse 21. Çocuk yerine koyamazdı kimse beni.

Yavaşça boşlukta duran elime dokundu, geri çekmedim. Karşılık beklemeden iki elimi de avucunun içerisinde tutup destekleyici bir şekilde sıktı. "Sır gibi biriyim." dedi zorla gülümseyerek. İtiraz etmek istesem bile gözlerindeki siyah gözlük buna mani oluyordu bi' derece.

"Farkındayım." diye mırıldanırken manzaraya diktim gözlerimi.

"22 yaşındayım. Ayrıca katil değilim. Hem tahmin edemeyeceğin kadar çok param var." dedikten sonra hafifçe güldü. Ters birkaç bakış atıp 'Ne ayaksın oğlum sen?' demeye çalıştım. 3 cümleyle kendini anlattığını sanıyordu heralde. Tamam, artık sır gibi biri değilsin(!).

"Eee?"

"Geçmişimle ilgili konuşmak istemiyorum. Geçmişimi hatırlamak istemiyorum, bundan sonra benim için gelecek var ama benim geleceğimin sensiz hiçbir anlamı yok."

İşte gerçekten bunu beklemiyordum.

Dilimi yutmuş, gözlerimi sonuna kadar açarak baktım ona.

"Geleceğim olur musun?"

"Ben... Ne söyleyeceğimi bilemiyorum..." diyebildim sadece. Çok ani olmasıydı beni şaşırtan. Hiç düşünmemiştim, hayır düşünmüştüm ama şimdi benim tek lafıma bakıyordu her şey.

"İlk görüşte aşka inanır mısın?" diye sorduğunda olabildiğince yaklaşmıştı bana. Naneli nefesi suratıma çarpıyordu ve ben eriyip gitmemek için zor tutuyordum kendimi. Neydi beni bu kadar heyecanlandıran? Üniversite sınavında yaşamadığım olayı yaşamamı sağlayan, dizlerimin bağını çözen, kalbimi ağzıma getiren ne olabilirdi ki?

"Belki." diye mırıldandım sonunda.

"Ben inanmazdım senden önce." sol elimi boşluğa bırakıp yanağıma dokundu yavaşça.

"İsmin en çok sevdiğim şeyler arasında ama ben sana sevgilim diye hitap etmek istiyorum. Kısaca benim olur musun?"

Sen ne romantikmişsin be sarı çocuk! Şu saçlara bak. Dudakların beni öp diye çığlık atarken ben kendimi ne kadar zor tutuyorum burda.

Seni KaybedememHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin