5.Bölüm: "Bağımlı Vampir."

277 15 4
                                    

Polis memurları Orkun'u omzundan tutup götürürken tam arkalarında ise ben vardım. "İyi de beni zorla tutmuyor ki." dedim kendimizi savunarak.

"Dilekçe yazmanız gerekiyor." dedi biri. Havaalanından çıkıp araçlarına doğru ilerlerken içimde büyük bir endişe vardı. Evet ilk başta beni kaçırmıştı ama şu an onunla olmayı ben seçmiştim.

Kesin Utku söylemişti her şeyi. Beyinsiz eski sevgili.

Polisler önde biz arkada arabada yerimizi almıştık. Orkun dizlerimin üzerinde titreyen ellerime dokunup "Endişelenme, hiçbir şey olmayacak. Uçuşu yarına erteleriz." dediğinde içimdeki panik yerini rahatlığa bırakmıştı. Gülümsedim. Üzerimdeki etkisi büyüktü bu serseri bağımlının.

 *

Doğru tahmin!

Utku hemen girişte annem ve babamın yanında yerini almıştı bile. Orkun'un arkasından binaya girdiğimde annem ağlayarak üzerime atladı. "Özür dilerim meleğim.." diye fısıldarken başımın üzerine küçük bir öpücük kondurdu. "Sana inanmadım.."

Annem beni oyalarken Orkun çoktan ilerliyordu bile. "Önemi kalmadı gerçekten." diyerek yavaşça annemi ittirdim ve koşarak onun ve memurun girdiği odaya girdim.

Orkun sandalyede oturuyordu. "Özür dilerim. Ama her şeyi açıklamama izin verin." dedim masa başındaki amire. "Dinliyorum." derken eliyle Orkun'un karşısında duran sandalyeyi işaret etti.

"Sanırım yanlış anlaşılma olmuş. Orkun benim eski bir arkadaşım. 2 gündür onunla beraberdim çünkü ailevi birtakım sorunlarım vardı. Yani kaçırılmak gibi bir şey söz konusu olamaz."

"Sizi görenler olmuş kızım." dedi amir bir baba edasıyla. Hiç olmayan babam gibiydi. "Seni tehdit ediyorsa söyleyebilirsin. İfadeni değiştirmek için geç değil."

"Yanlış görmüşler. Şikayetçi de değilim zaten. 21 yaşındayım efendim, neyin doğru neyin yanlış olduğunu çok iyi ayırt edebilirim."

"Pekala." dedikten sonra önündeki dosyayı uzattı. "Bir göz gezdirip imzalayın." dedikten sonra kalemi önümüze fırlattı. İkimiz de hiç bakmadan imzalayıp odadan çıktık.

Annem direk üzerime yürüdü. "Oturup konuşalım Hira, olmaz böyle." ve onun gibi bir şey söylerken beni tutuyordu yine. O sırada Orkun ve Utku'nun fısıldaştıklarını gördüm.

"Anne," derin bir nefes aldım. "Konuşmak istemiyorum. Biraz zaman ver. Bana gerçekten inandığın zaman sana anlatırım." dedikten sonra tiksintiyle babama baktım. "Bu adamı görmek istemiyorum." dedikten sonra sıyrılarak Orkun'un yanına gittim.

"Gidelim mi?" dedi bana dönerek.

"Ne konuşuyordunuz?"

"Önemli bir şey değil." diye geçiştirdi Orkun. Utku lafa atlayıp düzeltti onu "Hira, beni dinle. Bak bu çocuk--"

Orkun sesli bir şekilde öksürdüğünde lafı yarım kalmıştı şu plastik beyinli eski sevgilinin. "Konuşmak istemezsin." diye uyardıktan sonra hızla binadan çıktı. Anlamsızca Utku'ya baktım ama bir şey söylemeyeceğini hemen anladım.

Orkun'un açtığı kapıdan taksiye bindim nereye gideceğimizi bilmeden.

*

Havaalanına gittik, bu sayede Orkun da havalı Range Rover'ına kavuşmuş oldu. "Yemek yiyelim mi?" diye sordu düşünceli bir tavırla.

Onaylayıcı şekilde kafamı sallayıp geçiştirdim. "Ne düşünüyorsun?" dediğinde şaşkınlıkla mavi gözlerine çevirdim bakışlarımı.

Seni KaybedememHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin