Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ömer den
Arkasına bile bakmadan gidişi bu defa bana farklı bir mutluluk vermişti, bana güvendi, bu beni neden mutlu ediyor galiba cevabı bende bilmiyorum. Çantasından bişey mi düştü onun hemen gidip yere düşen paketi aldım . Eğer şimdi bunu vermek için gitsem beni yanlış anlayacak ve bir daha asla güvenmeyecek bunu göze alamam . Elimde ki pakete baktım ne ki bu . Beynimi işgal eden düşünceleri bi kenara bırakıp paketi direk ceketimin iç cebine yolladım, merak mı? Evet biraz var, ama sorun değil halledebilirim sanırım.
Azra dan
Yanından ayrılır ayrılmaz koşar adımlarla yoluma devam ettim. Tuhafiyenin önünden geçince aklıma gelen fikirle hemen içeriye girdim -Serpil tek taş yüzük var mı?
Yüzüme öyle bir baktı ki görende kocaya kaçacağımı düşünürdü herhalde. -ne bakıyorsun öyle. Kendim için değil oğluna kısmet arayan teyzeleri kırmamak için.
Gülüyordu bu sefer de -Allah iyiliğini versin Azra! Ben de noldu bu kıza diyorum. - var mı peki -var var olmaz mı , beş taş bile var. Seçtiğim ilk yüzüğü aldım hemen cebime attım,parayı ödeyip çıktım.
Eve gidince sırılsıklam olmuştum . Hacer teyze beni görünce bi fırça bastı ki sormayın. Resmen Ömer'in yaşattığı şoku unutturdu bana -bu ne kızım !çok mu uğraştın kendini ıslatmak için ! Tabii buna ıslanmak demek ayıp olur ya hadi neyse. -Şey ben aslında eczane kapalıydı aşağıdaki eczaneye Gitmek zorunda kaldım. -suç ben de ben niye seni gönderiyorum ki zaten. Deli kız sen sırf ıslanmak için bile yağmurun altına girersin bilmiyor muyum sanki. -.......... -çabuk git üstünü indir, daha fazla hasta olma.
Başımı öne eğdim ve doğru üstümde ki ıslaklıktan kurtulmaya çalıştım. Düşünceler yine beynimi kemirmeye başlamıştı bile, Hacer teyze haklıydı hasta oldum ben kalbimin kiri beni hasta etmişti. Bu hastalıktan kurtulmam lazım. En iyisi nefis terbiyesi onun yolu da oruçtan geçer. Evet pazartesi den sonra oruca başlıyorum bu kadar. ..
Kahvaltı yapmak için mutfağa gittiğim de sofra hazır dı ama kimse yoktu etrafta -Gülru nerdesin Yan odadan gelen Gülru'nun sesiyle oda gittim Hacer teyze oturmuş telefonda konuşuyordu Gülru da kulağını dayamış konuşulanları dinliyordu. Başımı sallayıp noluyor dercesine baktım önce bana sus İşareti yaptı sonra el işaretiyle yanına çağırdı. Bende kulağımı dayayınca Nihat abi olduğunu anladım . - Esma yı bi şekilde çarşafa ikna edin anne, nişanı ondan sonra yapalım. - birden olmaz ki oğlum kız çarşafı benimsesin ki, ona sahip çıksın. -haklısın ama ne bileyim. Madem düğün tarihini ileriye aldılar nişanı erken yapalım bari .
Bu son söze gülmemek için epey bi zorlamıştık kendimizi bizim onu böyle dinlediğimizi görse hayatta konuşamazdı.
Kahvaltı dan sonra rutin hayat devam etmişti olması gerektiği gibi, olabildiğince günahlardan ve haramdan uzak, ama unutamıyordum ela gözleri aklıma kazınmıştı bir kere, kokusu peki neden hala dibimdeymiş gibi yakındı bana. Noluyor ya Bana !banane onun kokusundan elasından ya! tövbe Estağfurullah tövbe .sakinleş Azra sakinleş, yok tamam mı Ömer yok gitti bitti. Seni takip etmeyecem dedi. Güvemeyi dene bitir artık şu adamı . . .
