Hastahane

78 11 0
                                    

Sabah namazına uyandığımda aklıma gelen ilk şey acaba Ömer'i görebilir miyim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sabah namazına uyandığımda aklıma gelen ilk şey acaba Ömer'i görebilir miyim. Çok tuhaf bir şekilde hayatım da hiç bir yeri olmayan bir adamı görmek istiyorum onun durumunu merak ediyorum. Ama nasıl olacak o iş nasıl görebilirim ki ben onu ,kime ne diyeceğim. Namazdan sonra uzun zamandır yapmadığım bişey yaptım . Ders çalıştım. Yok yani normalde benim bu masanın başından kalkmamam lazım lise son sınıf öğrencisi üstelik üniversiteye hazırlanan bir öğrenci için çok tezat bir şey yapıyorum farkındayım. Ama benim elimde değil ki masa başına oturduğum zaman en saçma şeyler bile ilgimi çekiyor ki şuan Ömer Yiğiter aklıma gelip gelip ,olmayan konsantrasyonumu daha çok bozuyor. En iyisi Gülru ya söyliyim belki onun aklına bi fikir gelir de bende rahatlarım
-Gülruuuu

Kafasını gömdüğü kitaptan kaldırdı Ezgi yle eş zamanlı olarak bana baktılar.
-bişey sorcam
-ingilizce mi ?
-yok dil anlatım
-sen mi soracaksın hemde dil anlatım.
-ya ne dil anlatımı dalga geçiyorum. Ömer le ilgili.

İkisininde gözleri fal taşı gibi açılmış bana baktılar önce sonra da birbirlerine  . Bunlar bugün niye bu kadar tuhaflar anlamadım ama çıkar kokusu yakında.

-ne soracaksın Ömer le ilgili
-hastahaneye gidebilir miyiz.

Tek nefeste söylemiştim, bunu sonrada gözlerimi kapattım deve kuşu misali.

-senin aklın yerinde mi? Cidden yani sen iyimisin. Nasıl gideceğiz hastahaneye, hadi gittik diyelim ne diyeceğiz insanlara,
-Ama ben Ömer'in durumunu merak ediyorum kendi gözlerimle görmeden içim rahat etmeyecek.
-Azra sen gerçekten kafayı Ömer'le bozdun farkında mısın? Dedi Ezgi ,
haklılık payı olabilir mi, yani ben Ömer'i gereğinden fazla mı düşünüyorum. Gereğinden fazla ne demek ya benim onu hiç düşünmemem lazım. Allahım sen benim aklımı ve nefsimi koru, artık ne düşündüğümü bile idrak edemiyorum. Ama yine de o hastahaneye gideceğim vicdanım rahat değil işte ne yapayım. Ömer'in kalbini kırdım zaten bu hayat onun kalbini fazlasıyla kırmış bende tuz biber ekledim tam oldu . Bu yüzden vicdan azabı çekiyorum işte yada kendi kendime yalan mı söylüyorum. Afff affff. Son affı sesli çekmiştim o yüzden bakışlar kitaptan tekrar bana çevrildi utanmıştım bu defa neden utandığımı bile bilmeden hemde .

-çok mu istiyorsun onu görmeyi.

Gülru nun sözleri benim yanaklarımın kızarmasına sebep oldu. Bu durumu toparlamam gerek.

-onu görmek değil ki benim amacım sadece susmayan şu vicdanımı susturmak.
-ne alaka ya sen mi kaza yaptırdın sanki . Diye çıkıştı Ezgi .
Ama Ezgi'nin sözlerin den çok Gülru'nun sus bakışları dikkatimi çekti tam ağzımı açıp ne olduğunu soracaktım ki Gülru
-Tamam ayarlamaya çalışacağım ama söz vermiyorum ona göre. Dedi.

Kahvaltı dan sonra Ezgi evine gitmişti. Daha doğrusu annesi arayıp bi evi olduğunu hatırlatmıştı da gitmek zorunda kalmıştı . Ben de bugün okula gitmek için çok yorgun olduğumdan evde kalmaya karar verdim, tabii Gülru da öyle. Kahvaltı dan sonra içim içimi yemeye başladı . Çünkü Gülru bişekilde hastahaneye gitme yolu arıyordu içeride. Yaklaşık yarım saat sonra yüzünde karmaşık duygularla odaya geldiğinde, önce korktum çünkü baya bi gergin görünüyordu.

-ne oldu izin alabildin mi ?
-aldım ama Ömer'i görebilir misin bilmiyorum
-o ne demek
- ya götürülücek eşyalar var onları biz götüreceğiz. Ama sonra da okula gidip bugünün notlarını alacağız .
-tamam gidelim hadi nolur.
-önce Fatma hocayla beraber evlerine gideceğiz o bize eşyaları verecek ordan hastahaneye sonra da okula .

Başımı eğdim biliyorum yaptığım şeyler doğru değil, ama olmuyor işte. Allahım sen yardım et senin rızan olmayan işler yapıyorum biliyorum .

İki saat sonra  Fatma hocayla beraber evine gittik onun ardından da hastahaneye gitmek için yol aldık hastahane kapısına geldiğimizde ayaklarım geri geri gidiyordu korkuyordum çünkü, Gülru Nihat abiyi arayıp geldiğimizi haber verince kafeteryaya indik orda buluşup eşyaları verecektik .
Uzaktan gelen Nihat abiye baktım gerçekten çok yorgun duruyordu

-neden siz geldiniz?
-Fatma hoca çok yorgundu abi o yüzden biz getirdik ihtiyaçlarınızı.
-tamam hadi siz eve gidin geç kalmayın.
-durumu nasıl?

Kendi sesimi ben bile duymamıştım acaba etrafımdakiler duydu mu? Nihat abi bana tuhaf tuhaf bakınca duyulduğumu fark ettim

-annemler sordu onlar da çok merak ettiler abi.

Kardeş dediğin zor durumlar içindir,Teşekkürler Gülru 😚😚😚

-Allah razı olsun kızlar durumu çok şükür ki iyi şimdi doktorlar uyutuyorlar tetkikleri falan da temiz çıkmış Elhamdülillah

Bunu söyleyen Ahmed hocaydı demekki Ömer şuan büyük bir ihtimalle yalnız ve uyuyor öyle mi ???
Aklımdan geçenleri uygulamak ile uygulamamak arasında med cezirlerde kaldım onun yanına gidip bi görsem zaten uyuyormuş işte, benim geldiğimi bile fark etmez ki

Hastahanenin çıkışına doğru ilerlerken durdum bu fırsatı bi daha bulamayabilirim . Eğer şimdi yapmazsam bidaha yapamam

-Ne oldu niye durdun
-ben onu görmeye gideceğim sakın beni engelleme
-A ama

Hızla danışmaya gidip Ömer'in odasını sordum. Filmlerdeki gibi bana neyi oluyorsunuz diye sormadı . Zaten burda film çeviren de yokki.

Danışmada ki görevli üçüncü katta 421 nolu odada kaldığını söyledi sonunda bulmuştum odayı durumu normale döndüğü için yoğun bakımda falan değildi normal bir odaya almışlardı .
Elimi yavaşça kapının koluna doğru uzattım kolu kavrayınca sanki kırılacakmış gibi yavaşça aşağıya indirdim .

-Azra! !!

Arkamı döndüğümde Gülru nefes nefese kalmış bana bakıyordu

-Abimler mescide gittiler onlar gelmeden bizim çıkmamız lazım ben burda bekliyorum acele et ,tamam mı?

Başımı minnetle olumlu bir şekilde salladım . Hemen içeri girdim kaybedecek saniyem bile yoktu. Ama orda yatan Ömer benim kalbimi yangın yerine döndürmüştü. Neden bu kadar çaresiz gibi yatıyor ki o çok sert çok güçlü bir adam değilmi. Şimdi neydi bu hali peki , Allahım affet ne olur bu nasıl bir şey ki ne uğruna yandığını bilmeden kendini uçurumlardan salıyorsun . Bu nasıl bir ateş ki uğruna herşeyi göze alıyorsun.
Neden Ömer Yiğiter neden bu çıkmaz sokaklarda seninle kaybolmuş gibi hissediyorum !!!

Son cümlem istemeyerek sesli çıkmıştı ağzımdan gözyaşlarım ise sel olmuştu.
Hayatta kendim için ağlamayı  çaresizlik olarak gören ben şimdi ne için ağladığımı bile bilmiyorum.
-Allahım ne olur ona Şafii sıfatın ile şifa ver. Ya Rabbi benim istemeye yüzüm yok biliyorum ama yine de merhameti sonsuz Rabbim den istiyorum.

Duamı da fısıltı şeklinde yaptım . İkinci defa Ömer'e bakmak için başımı kaldırdım arsızca. Yanacağımı bile bile köz olup eriyeceğimi bile bile. Gözleri kapalıydı iyi ki de kapalı yoksa daha fazla yanardım biliyorum. Arkamı döndüm odadan çıkmak için elimi kapının koluna attım yavaşça kolu aşağı indirip odadan çıkacağım an kulaklarıma dolan sesle olduğum  yere çakılmıştım resmen

-senin ne işin var burada? !?!?!

Aşkın Büyüsü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin