اَللّٰهُ نَزَّلَ اَحْسَنَ الْحَد۪يثِ كِتَاباً مُتَشَابِهاً مَثَانِيَۗ تَقْشَعِرُّ مِنْهُ جُلُودُ الَّذ۪ينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْۚ ثُمَّ تَل۪ينُ جُلُودُهُمْ وَقُلُوبُهُمْ اِلٰى ذِكْرِ اللّٰهِۜ ذٰلِكَ هُدَى اللّٰهِ يَهْد۪ي بِه۪ مَنْ يَشَٓاءُۜ وَمَنْ يُضْلِلِ اللّٰهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ
Allah,, ayetleri birbirine benzeyen ve yer yer tekrar eden Kitap'ı (Kur'an'ı) sözlerin en güzeli olarak indirmiştir. Rabb'lerinden korkanların,, bu Kitap'tan tüyleri ürperir,, sonra hem derileri ve hem de kalbleri Allah'ın zikrine yumuşar ve yatışır. İşte bu Kitap,, Allah'ın doğruluk rehberidir, onunla istediğini doğru yola eriştirir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren bulunmaz.(zûmer/23)《
》
《
》
《
》
《
》
《
》《》《》《》《》《》《》《》
Ellerinde tuttuğu bardağa bakıyordu sessizce. Bir bardak suyun içinde gördüğü okyanusa hayret etmişti. Nasıl oluyordu da ,, bir bardak suyun içinde,, boğulmasına sebep olacak düşüncelere dalabiliyordu ki ... ¿
Duvardaki saatin tik tak sesleri odadaki sessizliği bi bıçak gibi yararken ,, pencerinin önünde doğmak üzere olan güneşe baktı. Kızıllık olabildiğince tan yerini kaplamış ,, az sonra gelecek olan yeni günü haber veriyordu.
Derin bi nefes çekti ciğerlerine. Şu saatten sonra uyuyabileceğini sanmıyordu. Bugün girmesi gereken 2 tane sınavı vardı. Bu sınavları mutlaka vermesi gerekiyordu. Son senesiydi üniversitede ve bi an evvel mezun olup işe girmek zorundaydı.
Düşüncelerinin gittiği yön kaşlarını çatmasına neden oldu. Çok fazla düşünüyordu ve bu ne kadar doğruydu ¿ emin değildi.
Bir saat sonrasında duş almış,, giyinip bişeyler atıştırmış ,, evden çıkmaya hazırdı. Ceketini, cüzdanını, anahtarını, telefon ve kulaklığını alıp, kitaplarının olduğu çantasını sırtına attı ve dışarı çıktı.
Sakin bir yolculuğun ardından kampüsten içeri girdi. Saat erken olduğu için henüz kimse yoktu. Telefondaki ses tuşuna basıp, kulağındaki müziğin baskısını arttırdı. Şu hayatta onu rahatlatan birşey varsa ,, şüphesiz bunun adı müzikti.
Kütüphaneye doğru ilerledi. İlk sınavı 3 saat sonraydı. Biraz ders tekrarı yapabilirdi . Kütüphaneye ilerleyip boş bulduğu kuytu masalardan birine yöneldi. Oturup sırtındaki çantasından kitaplarını çıkardı. Gözleri aşinası olduğu dizelere kayarken elini telefonuna atıp müziği kapattı ve kulaklıklarını çıkardı. Tam o sırada hiç beklemediği bir şey olmuştu !
Kütüphanede daha evvel hiç duymadığı bir ses vardı !
Gözleri ,, duyduğu sesle odağını bulmak istercesine etrafına bakındı.
Sesi takip eden gözleri nihayet aradığını bulmuştu.
Büyük salonun en sonundaki sıralardan birinde genç bir çocuk elinde tuttuğu kitabı muhteşem bir ezgiyle okuyordu .
Hayret teninde dolandı. Buda neydi ?
Neydi onu böylesine hayrete düşüren bu ezgi ?
Şaşkınlık ve adını koyamadığı bi çok duygu bedenini kıskacı altına alırken,, kıpırdamadan çocuğu izlemeye/dinlemeye başladı.
Kütüphaneden ilk içeri girdiğinde kulağındaki kulaklıktan dolayı farkedememişti oysaki.
"Bu çocuk ne okuyor ki ¿" dedi. Daha evvel asla duymadığı bir ezgiydi. Farklı bir dil olduğu kesindi. Şiir diyecekti ama kesinlikle şiir gibi basit bir ismi haketmiyordu şu an duyduğu bu şey.
Hayretle çocuğu izlemeye devam etti. Sanki dünyada değil gibiydi karşısındaki çocuk. Bu denli etkilenmesinin sebebi neydi ki ? Çocuğun sesi mi ? Hayır... Dünyanın en ünlü sanatçılarını canlı performanslarında en ön sıralardan dinlemişti. Daha iyi sesler duyduğuna yemin edebilirdi.
Bu his ,, her neyse ,, okunan dizlerle alakalıydı.
Çocuğun gözlerindeki yaşlar dikkatini çekti bi an . Ağlıyor muydu ? İyide neden ?
Kanının içinde dolanan garip bi ürperti hissetti. Ses tonundan hüzünlü birşeyler anlattığı belliydi ama ağlayacak kadar mı ?
Belkide sevgilisinden ayrılmıştı ? Onu hatırlatan birşeylerdi şu an söylediği her neyse ?
İstem dışı kafasını iki yana salladı. Nedense kalbi bu fikri sevmemişti. Sanki bu okunanlar öyle basit şeyler değildi.
Çocuk söylemeye yada okumaya yada her neyse onu yapmaya devam ederken ,, öyle içli ağlıyordu ki ,, sesi çatallaşmıştı artık. Arada duruyor ,, içini çekiyor,, sonra devam ediyor ama asla etrafına bakmıyordu. Kesinlikle soyutlanmış gibiydi.
Bu böyle ne kadar devam etti bilmiyordu ama bi süre sonra çocuk nihayet durdu. Elindeki kitaba hüzünle bakıp , onu kapattı. Sonra alıp öptü ve alnınız üzerine koydu. Evet bi kitabı öpüp sanki çok değerli bir hazineymiş gibi alnına koyup , ona hürmet etmişti.
Şaşkınlıktan dili tutulmuştu !
Pür dikkat izliyordu çocuğu. Kitâbı elindeki bi tür kılıfa yerleştirdi ve göğsüne koyup ,, sıradan kalktı. Hiç etrafına bakmadan kütüphanenin arka kapısına yöneldi ve dışarı çıktı...
Arkasından kendisine hayretle ve dahi hayranlıkla bakan bir genç adam bıraktığını bilmiyordu ne yazık ki ...
____________________________
Esselamu Aleykum kardeşlerim 😊
Tamamen doğaçlama gelişen böyle bi yazı çıktı elimden. Aslında tek seferlik diye başladım ama sanki bi kaç bölüme sığdırabiliriz :) bilmiyorum .Şimdi yazdım ve hemen size sunuyorum . Bakalım nasıl bulacaksınız ?
Merak eder ve "devamını okumalıyım" derseniz ,, devamı gelecek inşaallah 😊
🔑🔑🔑🔑🔑🔑
Bu arada ,, bu kitapta bulunan bütün yazılar ,, şahsımıza ait olup (alıntı olduğunda belirtiyoruz zaten) izinsiz çoğaltılmasına ,, paylaşılmasına rızamız yoktur ☺
Rahman'a emanet olun 🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARÛS'U'L QUR'ÂN
SpiritualEsselamu Aleykum arkadaşlar; Günümüz gençlerinin kanayan yarası olan "Allah'ın kanunları ile ilgili bir derdi olmayan toplumun içinde,, Allah'ın kanunları ile ilgi bi derdi olan Arkadaş Topluluğu bulamama " ,, yarasına azda olsa bir melhem olmak adı...