6 - Takip

3.9K 330 620
                                    

Ayağımın birinin istemsizce titrediğini fark edebiliyordum. Elim, ayağımın üzerindeydi ama durdurmak yerine elim de ayağıma uyarak ritimle titreşiyordu.

Priz.

Priz.

Priz.

Aynı kelime birçok defa aklımda dönüp yine başa sarıyordu. Bu kadar saçma ismi öylesine koymadıklarını söylediğinde Özge haklıydı. Bir köpek ya da kedi aldığımızda ona en yakışan ismi arıyorsak, Priz için de aynı şey geçerli olmalıydı.

Fakat mantıksızdı. Düşündüğüm tüm kalıplara rağmen bir mantık çerçevesine sığdıramıyordum. En mantıklı cevap bile mantıksızdı.

Ben bir cevap bulamazdım, Özge bir cevap bulamıyordu ama belki de bize Priz bilgisini veren kişi biraz daha ağzını aralardı. En azından ne anlama geldiğini öğrenirdik.

Özge'ye hızla döndüm. Bunu yaklaşık yarım saat önce düşünmüş olmalıydım.

"O arkadaşına sorsana anlamını."

Özge sesim ile, otobüs koltuğundan sıçradı. Baş parmağını üst damağına dokundurdu.

"Sordum ama söylemiyor. Senden önce düşündüm bunu, ilk bu Priz denilen yerden bahsettiğinde sordum ama sadece fiş çekmek için güzel bir yer olduğu için dedi. Sonrasında da kapatmam gerek dedi ve telefonu kapadı."

Küfrümün yarısına gelmişken Özge eliyle ağzımı kapattı.

"Toplum içindeyiz."

Kafamı çevirerek ellerini dudaklarımın üzerinden çektirdim.

"Topluma sokayım."

"Sinirlendiğinde ağzın bozuluyor."

"Sinirlere sokayım."

"Çağrı."

"Çağrı'ya so... Kendime hakaret ettirmeye mi çalışıyorsun?"

Omuz silkti. Kafamı koltuk başlığına dayayıp gözlerini kapattım. Bu Priz denilen yeri bulmam gerekiyordu. Sansar'ın oraya gitmesini engellemem gerekiyordu.

Belki de en kolay yoldan denemeliydim. Telefonuma Priz yazıp arattım.

'En sağlam elektrik prizleri'

'En ucuz elektrik prizleri'

'Üçlü kablo prizleri'

Sonra Priz dövüş yazdım.

'En ünlü 10 film dövüş yıldızı'

Ne alaka?

Instagram'dan baktım. Priz yer etiketi ile bir yer olup olmadığına kimse orada bulunmamıştı. Öncesinde sadece nasıl bir yer olduğunu görmek istiyordum ama belki biz de oraya gitmeliydik.

"Belki de biz Priz'e gitmeliyiz."

Özge hızla bana döndü. Gözleri şaşkınlıktan kocaman açılmıştı.

"Delirdin mi? Ne bok yiyeceğiz orada."

"Ağzımın bozuk olduğunu söyleyen kız ne dedi."

"Tamam özür dilerim de oraya nasıl gideceğiz? Nasıl gidileceğini geç nerede olduğunu bile bilmiyoruz. Tek bildiğimiz Bursa sınırları içerisinde olduğu."

Ayaklarımı uzatıp koltuğa iyice yasladım. Telefonumdan Sansar'ın numarasını bulup Özge'ye gösterdim.

"Adresi biz bilmesek de o biliyor."

"Tabi ya hemen de söyler biricik Sansar'ımız. Hatta bizi oraya kadar götürür."

"Onun bizi götüreceği doğru ama aynı araba içerisinde olmayacağız."

Başka Bir Çağrı&Demir Hikayesi #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin