Ben geldim. Keyifle okuyup güzelce yorumlarınızı esirgemeyin.
Resimdeki Çağrı ve Demir.
Okulları yine tatil olanlara ithafen;
------
Saçları oldukça sert bir şekilde ensesinde toplanmış adının Selda olduğunu öğrendiğim kadının yanında oturup bana anlattığı şeyleri not almaya çabalıyordum. Bana tarif edilen toplantı odasından bir sandalye kapıp geldiğimden beri birkaç saat geçmiş olmalıydı.
Üzerinde Soykıran Şirketi yazan ajandaya tüm söylenenleri not ediyordum. Aslında tüm bilgiler şirketin sayfasında gözüküyordu ama kadın yine de not almam gerektiğini vurgulamıştı.
Demir Soykıran ya da Demir Bey yarım saatlik aralar ile gelip 'kontrol' yaptığını söylüyordu.
"Bugünlük benim işlerim bu kadar ben çıkıyorum. Eğer bir şey olursa telefon numaram şurada kartın üzerinde yazıyor ve mümkün olduğunca arama. Kolay gelsin."
Koltuğunun arkasındaki montunu hızla üzerine geçirdi, arkasındaki dolaptan da çantasını alıp yaşına rağmen hızlı adımlarla odadan çıktı. Kafamı uzatıp, Demir Beyin odasına doğru baktım. Odasının göründüğü pencereyi tamamen kaplayan akvaryumun biraz ilerisinde bulanık şekilde görünüyordu.
Bilgisayarın ekranına bakarken kafasını bana doğru çevirdi. Kendimi anında geri çektim ama çekerken de yer ile buluşmayı ihmal etmedim. Masanın arkasına düştüğüm için memnundum. En azından yere yapıştığımı tam olarak görmemişti.
Maceraya gerek yoktu. Aldığım notları açarak bir kez daha üzerinden geçmeye karar verdim. Ben üzerinden geçerken masaya biri oturdu. Demir Bey olduğunu bilerekten kafamı kaldırdığımda o dövmeli çocuk ile göz göze geldim.
Demir Bey ile benziyorlardı. Sanki adını dün duymuştum. Enes olabilir miydi?
"Kolay gelsin yenge." Dedi, elindeki bisküvi paketinden bir tane bisküvi alarak ağzına attı.
"Sana da ikram etmek isterdim ama istemiyorum. Hepsi benim."
"Zaten ben de yemek istememiştim. Ayrıca oradan yengene benzer bir halim mi var?"
Kafasını olumsuz anlamda sallayarak kafasını Demir Beyin olduğunu tarafa doğdu çevirdi. Tekrar bana dönmeden önce cevap verdi.
"Yengeme benzer bir halin yok ama o potansiyel bir tek sende var. Kardeşler hisseder. Neyse yenge daha sonra muhabbet ederiz Emir kaçar."
Evet! Adı Emir'di!
Paketin içerisindeki son iki bisküviyi de ısırmaya uğraşmadan tek seferde ağzına atıp çöpü de masama bırakarak gitti. Gittikten 10 saniye sonra kapıdan kafasını uzatarak baktı.
"Yenge bu arada adın ne?"
"Çağrı."
Puhahahaha diye bir kahkaha attı. "Yenge kusura bakma ama erkek ismi koymuşlar sana. Neyse zaten ismini hiç söylemeyeceğim için bir daha söylememe gerek yok. Bu kez kesinlikle Emir kaçar."
Gidişini, Demir Beyin odasına girişini izledim. Sonra yine aynı 'puhahaha' demek başka türlü tarif edemediğim o kahkahayı duydum. Psikolojik sorunları var gibi duruyordu.
Ardından Demir Bey çıktı odadan.
"Bize iki kahve söyler misin? Bir sade bir şekerli."
Ardından Emir Bey(?) bağırdı. "Benim burada olduğumu da söyle onlar ortaya karışık hazırlar!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Bir Çağrı&Demir Hikayesi #Wattys2017
HumorMafya Sekreteri hikayesinin karakterlerinden başka bir hikaye. Mafya Sekreteri hikayesinden tamamen farklı olup sadece karakterler ve karakteristik özellikler aynıdır. Mafya Sekreteri'ni okumadan da bunu okuyabilirsiniz. Keyifli okumalar. --- "Gördü...