-Cristian.
Sakin adımlarla yanıma gelip benim gibi yere çömeldi. Gözlerimin içine bakarak benim aksime sıcak olan elini hala sıkmakta olduğum yumruğuma koydu. Parmaklarım istemsizce açılırken kıpkırmızı olan cam parçaları yerle buluştu.
-Güçlü olmalısın.
Elimden çok hafif bir şekilde tutarak beni kaldırdı. Hala hiç bir şey söylemeden gözlerine bakıyordum. Elimi tutmadığı elini bel oyuğuma koyarak beni banyoya götürdü. Musluğu açıp elimi suyun altına soktuğunda kesiklerin sızlamasıyla küçük bir inilti dudaklarımın arasından firar etti. Elimi bırakıp kenarda duran küçük beyaz havluyu aldı. Suyu kapatıp havluyu hızla elime sardı. Akan kanın havluyla buluşarak yarattığı sıcaklık bedenimi sararken ağlamak istiyordum. Belimdeki elini umursamayarak banyodan çıkıp Miguel'in odasına gittim. Pencerenin karşısında oturup dışarıyı dalgınca seyreden oğlum gözlerimin tekrar büyümesine sebep oldu.
-Miguel?
Hiç acele etmeden arkasını dönüp bana baktığında kızarık gözlerini görmemle elimi umursamadan ona sarıldım.
-Bebeğim.
-Anne. Ben canavar mıyım?
Geri çekilerek sağlam elimi yanağına koydum.
-Hayır bebeğim. Sen dünyanın en tatlı bebeğisin. Benim bebeğim.
-Seni seviyorum anne.
-Bende seni seviyorum oğlum.
O sırada oğlum arkamdaki kapıya bakınca bende onun gibi arkamı döndüm. Cristian sakince bizi izlerken tekrar oğluma döndüm.
-Biraz uyumak ister misin?
Yorgunca başını sallayınca elinden tutarak onu odadan çıkardım. Arkamızdan gelen Cristian tek vur kelime bile etmiyordu. Migueli kebdi odamıza getirip yatağa yatırdığımda anında kapanan gözleriyle gülümseyerek alnına küçük bir öpücük kondurdum. Ses çıkarmamaya özen göstererek odadan çıktım. Salona gittiğimde arkamda duran Cristian'a döndüm.
-Nerdeydiniz?
Sakince konuşmasını beklerken hiç beklemediğim bir şekilde dudaklarıma yapışmasıyla gözlerim hızla açıldı. Sağlam elimi göğüsüne koyup onu hızla ittim. Elimle dudaklarımı silerek öfkeyle ona baktım.
-Sen delirdin mi?
-Seni seviyorum.
-Hemen defol burdan.
-Beni dinle. Hades'in yanında olduğun sürece mutlu olamayacaksın. Benimle gel. Ona dair herşeyden kurtul.
-Delirdin mi?
-Seni mutlu ederim. Bunu biliyorsun.
-Hemen bu evden defol Cristian.
-Abi...
-DEFOL!
O sırada evin kapısı büyük bir gürültüyle açıldı. Içeri giren Hades'le rahat bir nefes aldım.
-Neler oluyor burada?
Sinirli ve kızgın olduğumu görünce yanıma gelip bana sarıldı. Kollarımı ona sararak kokusunu içime çektim. Bütün sinirim uçup gitmişti. Ve sanki uzun zamandır buna ihtiyacım vardı. Geri çekildiğinde alnıma kısa bir öpücük kondurup Cristian'a döndüğünde Drake'i yeni fark etmiştim. Hades bakışlarını bir kaç saniye onlarda gezdirip bana döndü.
-Miguel nerede?
-Uyuyor.
Gözlerinden geçen buğu göğsüme koca bir ağırlık yüklemişti. Başını sallayıp salondan çıktığında onu durdurup az önceki gibi sarılmak istiyordum. Sarılmak ve ağlamak. Güçlü olmak istemiyordum. Ya da dim dik durmak. Zorluklara göğüs germek istemiyordum. Fakat...
Bakışlarımı az önce Hades'in gittiği yerden ayırıp Drake'e baktım.Bir kaç saniye bana baktıktan sonra bir kaç adım atıp bana sarıldı. Kesinlikle Hades gibi değildi. Fakat yanında birilerinin olduğunu bilmek iyi hissettiriyordu.
-Hala yaşamana sevindim.
Söyeldiğine zorlukla gülümseyip oturması için koltuğu gösterdim. Ve ardından hala burada olan Cristian'a döndüm.
-Gitmelisin.
Dikkatle gözlerime baktı. Bir şey görmeyi bekliyor gibiydi. Fakat istediği şeyi hiçbir zaman göremeyecekti. Ardından gözlerini gözlerimden çekip başını salladı. Sonra Drake'e döndü.
-Arabada bekliyor olacağım.
Drake onu onayladıktan sonra bir kaç saniye ne olduğunu anlamaya çalıştı. Fakat sonra anlamış olmalı ki hiçbir şey söylemedi.
-Nerelerdeydiniz? Cody ve Drago nasıl?
-Görevimiz vardı. Bakanlığa sızmıştık. Ve iyiler.
-Bakanlığa mı?
-Durumun hafife alınamayacak bir şey. Ve sadece seni de etkileyecek bir şey değil. Tüm element diyarını etkileyecek bir şey.
Derin bir nefes alıp ellerimle yüzümü kapattım. Ve belkide bininci kez kendi kendime tekrarladım.
"Tüm bunlar bir gün bitecek. Ve ben bittiğinde hatırlayıp güleceğim." Drake elimi sakince tutup destek vermek için sıktı ve gözlerimin içine baktı.-Sabırlı olmaya devam et. Her şey düzelecek. Söz veriyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinmeyen Değişim
FantasyBilinmeyen'in laneti asla bitmeyecek. Insanoğlunun en büyük korkusu bilinmeyen bir gölge gibi üzerlerinde uçmaya devam edecek. Onu kimse bilemeyecek... Sonsuza kadar saklı kalacak... Onu öğrenmelerine izin vermeyecek... O bilinmeyenin peşinde... O...