ŞAŞKINLIK /4

745 25 3
                                    

"Ba.. barış dediğiniz kişi bu muydu Emre ?"

Ben şaşkınlıkla birlikte zar zor cümle kurmaya çalışırken önceden tanıdığım fakat adının daha yeni Barış olduğunu öğrendiğim adamın gözlerine bakıyordum. Bu nasıl bir tesedüftü anlayamıyordum ve öylece tepki vermeden dikiliyor, gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Sakince nefes alıp veriyorken bir anda başıma giren ağrıyla hafifçe sendeleyince masanın yanındaki sandalyelerden birine tutunduğum sırada Emre, hala şaşkınlıkla bir bana bir Barış'a bakarken tekrardan sendelemem ile Barış hızla oturduğu masadan kalkıp yanıma gelmiş ve beni yavaşça sandalyelerden birine oturttu.

"Elçin.." dedi, duraksadı. Derin bir nefes aldı ve tekrardan konuşmaya başladı.

"Elçin, iyi misin ? Korkutuyorsun beni."

Zorlada olsa gözlerimi açtım ve Barış'a bakıp gülümsedim.

"İyiyim, sorun yok... sadece biraz fazla yoruldum."

"Hastan.." Barış'ın cümlesini yarıda kesip cevap verdim.

"Cidden gerek yok." Deyip Emre'ye döndüm.

"Emre" hala şaşkınlıkla bana bakıyordu.

Barış hafifçe öksürüp bana ses vermeyen Emre'ye tekrardan seslendi.

"He.. ne, ne oldu ?"

"Bizi biraz yalnız bıraksan" diyen Barış'a hızla itaat ederek kapıdan çıkarken Barış da gidip odasının kapısını kapatıp diğer sandalyeyi karşıma koydu ve oturdu.
Ben ne yaptığına bakarken ağlamaklı olan gözlerimin acıdığını hissedince hızla gözlerimi kırpıştırdım ve daha ne kadar yaslanabildiysem arkama yaslandım. Barış'ın gözlerimin içine bakmasıyla zar zor yutkunup ona odaklandım. Barış da derin bir nefes aldı ve adımı söyledi.

"Elçin.. özür dilerim."

"Sakın..sakın dileme." Dedim ve bu sırada göz yaşlarıma engel olmaya çalışıyordum.Kendimi toparlayıp tekrardan konuşmaya başladım.

"Biliyorsun ki seninde dediğin gibi ben öyleyim ve ayağa kalktığım sırada konuşmaya çalıştı.

"Elçin yapm.. "

Sanırım beni zaptetmek için oda ayağa kalkmıştı.Hızla ellerimi kaldırdım ve durmadan, hızla en önemlisi sinirle ellerim ile göğsüne vurarak Barış'ı geri gidebileceği kadar itikledim. En sonunda gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Şaşkın bir halde bana bakıyordu.

"Bakma, bakma yüzüme öyle." Duraksadım.

"Beni o gün arkadaşım Emre , aa tabi pardon senin arkadaşın kurtardı. Hayatımdaki en korkunç şeydi. Ama sen anlamazsın değil mi orospunun tekiydim ya sana göre. Nasıl olsa düzenli olarak herkesin altına yatıyordum."

Aptalca bana bakıyordu ve bir tepki vermesini bekliyordum.

"Cevap ver bana." Hala ağlıyordum ve derin bir nefes alıp bağırmaya devam ettim.

"Ama.. ama senden nefret etmiyorum biliyor musun ? O gün sayende Emre hayatıma girdi en iyi arkadaşlarımdan biri oldu. "

"Elçin ben.."

"Ne sen ? ne sen ? Elçin ben .. ben adımı mı hatırlamaya çalışıyorsun ? Anlayabiliyor musun ? O sokakta beni bıraktın peki niye gerizekalının birini yanlış anladığın için ve ben onu tanımıyordum bile.Gerçi ne anlatıyorum ki ben seni ilgilendirmiyor neyin ben oros.."

Dudaklarımda hissetiğim sıcaklıkla gözlerimi açabildiğim kadar açtım ne yüzle beni öpüyordu ve hızla geri çekilip Barış'a sert bir tokat atıp " ne olduğumu unutma sakın." Diye bağırarak odadan çıkıp sertçe kapıyı çarptığımda herkes bana bakıyordu daha doğrusu patrona bağırdığım için bakıyordu.

Sonya (Elbar) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin