SÖZLEŞME /2

987 32 4
                                    

Bugün Emre'lerin şirkete sözleşmeyi imzalamak için gidecektim. Sözleşme dediysemde çekim için ücret almayacaktım. Özellikle Barış Bey'in parası neyse veririz lafından sonra ona aşırı derecede sinir olmamda buna neden olmuştu. Hem en sonunda bu kadar övülen ama bana egoistin tekiymiş gibi gelen Barış Arduç ile tanışacaktım. Tabiki beyfendi kıymetli totosunu kaldırıp yanımıza uğrarsa.
Egoist ne olacak, beyfendiyi ne kadar övdülerse artık.. 🙄
Neyse ben ona saydırmakla meşgulken çalan telefonumun sesiyle gözlerimi açtım. Nasıl yani derseniz şuan yatağımdayım ve saat sabahın 8'i sadece sabah uyanıp genel söylenmelerimi yapıyordum. Evet evet biraz manyağım bu her sabah yaptığım bir spor gibi bir şey. Gözlerimi ovuşturarak telefonumun ekranına baktım hadi ama şakaydı değil mi sekreterim Hande arıyordu ama ben daha uyuyacaktım. Bana neden böyle yapıyorlardı ? Balonu elinden alınmış küçük bir kız çocuğu bakışlarımla telefonu açtım ve Hande 'nin sesi üzerine cevap verdim.

(Hande'miz)

"Sanada günaydın Hande " sesi o kadar mutlu geliyordu ki sabahın yedisinde uyanan bir sekreterim aynı zamanda en iyi arkadaşım oluyordu kendisi en az benim kadar manyak olmakla birlikte beni geçmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Sanada günaydın Hande " sesi o kadar mutlu geliyordu ki sabahın yedisinde uyanan bir sekreterim aynı zamanda en iyi arkadaşım oluyordu kendisi en az benim kadar manyak olmakla birlikte beni geçmişti.

" Bugün bir şeyler mi yapsak ?"

Yüzümdeki şaşkınlığı siz göremesenizde tahmin edebiliyorsunuzdur.

"Ama uyuyacaktım ben."

"Tamam hiç önemi yok yarın eğleniriz Elçin. Ama ben şirketteki işlerimi halledeyim yemek yemeye gideriz."

"Tamam anlaştık Hande Hanım " gülümseyerek cevap verdi.

"Haberleşiriz şimdilik şirkette neler var neler yok bakayım. Görüşürüz güzellik ."

"Öptüm" telefonu yanı başımdaki pufa koyup yorganın altına tekrar girdim ve gözlerimi kapadım.

3 saat sonra

Bu sefer gözlerimi huzurla açtığımda saat 10'u geçiyordu ve ben güzelce kahvaltımı edip kahvemi içebilecektim haftaiçi olmasına rağmen şirkete geçmememin nedeni Hande'nin tek başına halledebileceğinden ziyade ki halledeceğini de biliyordum ama asıl neden biraz rahatsızdım.
Telefonuma baktım ve cevapsız aramayı görünce gülümsedim. Emre'ydi. Ona dönmeden önce duşumu falan almalıydım ki kendi daha iyi hissedeyim. Yavaşça yataktan kalktım ve köşesine oturdum oturduğum yerden ne giysem diye düşünüyordum.
Üzerimdeki pijama takımımın şortunu düzeltip telefonumu da alarak banyoma geçtiğim sırada çalan kapı ziliyle alt kata indim. Saçlarımı sağ omzuma attım ki zaten örgülüydü. Elimde telefon kapıyı yavaşça açtım ve karşımda Emre'yi görünce gülümseyerek sarıldım.

"Seni çok özledim " diyerek hızla sarıldığında kahkaha atarak cevap verdim.

"Hadi ama daha dün birlikteydik."

"Ne, hayır ama sen beni hiç sevmiyorsun. " dudaklarını büzdü.

Seviyesiz bir gürültüyle çıkan kahkaham için ellerimle ağzımı kapadım ve hafifçe Emre'nin göğsüne vurdum ve onu itikledim.

Sonya (Elbar) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin