14/ Kerem !

258 10 8
                                    

HATIRLATMA ..
Kerem' e sarılı halde hafifçe kafamı kaldırdım.

"Ne ya özlemişim."

"Ta.. tamam da ben ellerinde can vermen için gelmedim. Hayır yani kaslarımla birlikte kollarında can verirsek vicdan azabından duramazsın ki ben senin için diyorum. He birde daha gencim o var."
Kahkaha atmasıyla ellerimi belinden çekip bir iki adım geri çekilip gözlerimi kısıp bakışlarımı Kerem' e yönelttim.

"Kalbini kırdın şuan." Suratımı asıp kapıyı kapatıp bir şeyler hazırlamak üzere mutfağa ilerlerken turuncum da beni takip ediyordu.

"ELÇIN.." DEN
Mutfağa girdiğim gibi sandviç hazırlamak üzere malzemeleri çıkartıp elimdeki sandviç ekmekleriyle birlikte sandviç malzemelerini de göstererek Kerem' e yani benim lakabım ile turuncu kafaya döndüm.

"Sandviç hazırlıyorum haberin olsun. Ama başka bir şey ister.." Kerem' in cümlemi kesmesiyle hızla hazırladığım sandviç tabaklarıni Kerem' in oturduğu tezgahın önüne itikledim ve tekrar buzdolabını açıp portakal suyunu çıkartığım gibi meyve suyu bardaklarına doldurup bende Kerem' in yanına oturdum ve iştahla atıştırmalıklarımızı yemeye başladık. Ama Kerem Beyimiz bir türlü susmadığı için gülmekten yiyemiyorduk bile. Hiç beklemediğim anda Kerem beni gömmeyi bırakmış ve asıl soruyu patlatmıştı hemde ne patlatmak.

"Sen hala sap sap takılıyor musun ? Şu Emre'lerle ortak olduğun şirketin diğer patronu Barış mıydı neydi bak fena bir şey al sen onu al.." diye cümlesine devam ederken Barış' ın adını duymam ile az önce yudumladığım portakal suyunu Kerem' in yüzüne fışkırtmamak için kendimi zor tutmuştum ve yüz ifademi normale çevirmeye çalışmak ile meşguldüm. Hem bu nereden çıkmıştı. Zar zor içtiğim portakal suyunu yuttuğumda en son kıpkırmızı olduğunu bildiğim yüzümü Kerem' e çevirdim.

"O nereden çıktı turuncu?"

"He.. şey ya geçen günki lansmanlarına gittim adam ortalığı yakıp kavurdu. Hazır Emre' nin arkadaşıyken elde etmen kolay olurdu diye şey ettim."

"Şey ettim ?" diye tekrarlayarak kahkaha atmaya başladım. Bu sırada Kerem şaşkınlıkla bana bakınca tekrar açıklama yapma gereği duydum.

"Şey ettim ne demek Kerem ?"

"Ne bileyim Kızıl beni de aptal ettin iyice."

"Aa ne alakası var şimdi turuncu kafa ? Hiçbir şey yapmadım ki ben. O senin her zamanki halin ayrıca"

"Kızıllll !"

"Efendim canım kuzenim benim. Ben seni çok özlemişim ya."

"Onu geç şimdi Elçin de şu Barış denen herifle tanıştın mı ? Gördün mü hiç ?"

Kurdugu cümleyi gec olsada idrak edince ciddi olduğunu anlamam ile gözlerimi açabildiğim kadar açmış ve ciddi misin dercesine Kerem' e bakmaya başladığımda ne dercesine bana bakınca ve birde cümlede bana ismim ile hitap ettiğine göre gayet ciddiydi. Bu durumda Kerem' den uzaklasmanız gerekirdi çünkü istediği crvabı alana kadar kararından vazgeçmezdi. Ya konu değiştirecektim ya da duygu sömürüsü yapıp üzerime gelmemesini sağlayacaktım. Fakat Kerem Beyimiz benim kaçış yöntemimi bildiği için bunu yemez ve inatla üzerime gelirdi. Tek kaçış yolu ona oyalanması için bir şey önermeliydim. Ben konuyu nasıl değiştireceğimi düşünürken Kerem' in önündeki atıştırmalığı bitirmesi ile aklıma ilk gelen öneriyi sundum. Hızla ayağa kalkıp bulaşıkları makineye dizdiğim sırada Kerem' e en masum gülümsememi yaparken hadi film seç de izlerim bende bu sırada bir şeyler hazırlayıp geleyim ben.
Anlaşılan turuncu kafamız tabi bugünlük üzerime gelmeyecekti ki ayağa kalkıp salona geçti. Bu benim için bir yandan güzel bir durum olsada Kerem' in cevabını alana kadar durmayacağını biliyordum. Ama en azından şimdilik farkında olmadan tuttuğum nefesimi rahatça geri bıraktığımda alev almışçasına yanan yanaklarımı ellerimle serinletmeye çalıştım.
Kerem' in filmi seçtim diye bana seslenmesi üzerine hafifçe irkilmem ile aynı hızda kendime gelmem ile film izlerken Kerem' in ağzının boş kalmayacağını bildiğimden dolayı buzdolabına yöneldiğim gibi küçük atıştırmalık kaselerine kuruyemişte dahil olmakla birlikte koyup tekrardan meyve suyu bardaklarını yerleştirip elimdeki tepsiyi götürmek üzere salona ilerledim ve Kerem ortada duran masaya elimdekileri yerleştirdikten sonra tekrar mutfağa ilerleyip meyve suyu kutusunu alıp bu sefer Kerem' in yanına ev ayakkabılarım ile topuklarımı nasıl vurabileceksem o kadar topuklarımı vura vura salona geçtim. Bardaklara da vişne suyunu koyup bacaklarımı tekli koltuğun kenarından sarkıtıp yatar vaziyete geldiğimdr cebimdeki  telefonumuda atıştırmalıkların yanına koyduğumda Kerem filmi başlatmış ve bana döndüğü gibi sağ elini oturduğu koltuğun yanına koyup hafifçe vurarak yanına çağırmasıyla hızla ayağa kalkıp keremin omzuna yaslanarak filmi izlemeye başladık. Uzun zamandır böyle keyifli vakit geçirmezken bu durum gayet iyi gelmişti. Filmin ortalarına geldiğimizde telefonumun çalması üzerine hafifçe masaya doğru yönelip ekrana baktığımda Barış yazdığını görmem ile tekrar aldırmadan aramayı sonlandırdıktan sonra Kerem' in yanında yerimi alıp filme devam etmemize rağmen Barış Bey' in durmayacağını biliyordum fakat o inatsa ben ondan daha inattım.  Her neyse kendime filme vermeye çalışıyordum ama Barış' a olan sinirim sürekli olan aklıma geliyor ve onu kafamda parçalara ayırmakla meşguldüm. Kerem' in filme küfrü üzerine düşüncelerimden sıyrılıp gülerek Kerem' e baktığımda " fazla kaptırmışım" deyip kırmızı kafa da gülmeye başlayınca zar zor kahkahalarımızı bir kenara bırakıp filmimize devam ettik. Telefonumun tekrar çalması ile  Kerem ile aynı anda telefonumun ekranına baktığımızda Kerem Beyimiz her zamanki bilmiş tavrıyla bana baktı.

"Bu Barış benim dediğim Barış mı yoksa ?"

"Ne.. ne alakası var be o nereden çıktı?"

"İmm bir bakalım sence nereden çıktı düşünelim." Kurduğu cümle üzerine gülerek sert bir şekilde Kerem' in omzuna vurdum.
Kerem adımı seslendiğinde bu sefer ciddi bir tavra bürünmüştü.

"Elçinn.." dediğinde merakla Kerem' e baktım. Konuşmasını beklerken o tam tersine susmuş ve benim konuşmamı bekliyordu.

"Yaa tamam tanışıyoruz da normal yani aramızda bir şey yok."

Kurduğum cümle üzerine Kerem' in bana olan bakışı üzerine evet canım aramızda ne olabilir ki sadece beni öptü falan evinde kalmışlığım da var ama sadece arkadaşız diye kendi kendime düşündüm. Söylediğim şeye ben bile inanmamışken Kerem' in inanmasını nasıl bekleyebilirdim ki. Iyice aptal olup çıkmıştım galiba çıkmış mıydım ki ? Evet evet diye kendi kendime saçmalarken Kerem' in adımı seslenmesi ile ürkekçe bakışlarımı Kerem ' e çevirdim.

" Ya neden inanmıyorsun Kerem çok ciddiyim ne istiyorsun anlamadım ki."

"Barış ile aranızda bir şeylerin olmasını."
Kurduğu cümle ile en aptal halimle ona baktım. Ne dercesine bana bakıp kahkaha attı.

"Yakışırsınız birlikte güzel işlere el atarsıniz diye."

"Kuzene bak be." Deyip sırıttıktan sonra ayağa kalkıp mutfağa giderken Kerem merakla bana bakınca kahve yapacaktım deyip mutfağa girerken "tamam" diyen Kerem' e göz devirerek kahve yapmak için asılı olan 2 kupayı alıp kahve makinesini çalıştırdım. 5 dakika içerisinde hazır olan kahveleri bardaklara doldurtup yanına da çerez tarzı şeyler koyup salona yürümeye başladığım ara tekrardan telefonumun zil sesini duyunca oflayarak adımlarımı hızlandırdığımda Kerem' in sırıtarak "Barış arıyor açmayacaksan boşuna koşma Kızıl."

"Uyuz" diyerek elimdeki tepsidekileri önümüzdeki masaya yerleştirip yavaşça Kerem' in yanına oturduğumda Kerem' in eline aldığı kahve kupasını Kerem' in elinden alıp geri koyduğum gibi fotoğrafını çekip instagrama attıktan sonra tebessüm ile telefonu kenara koydum ve tekrardan filme odaklanmaya çalıştım. Film bitmiş ve turuncu kafa 2. Filmi koymaya çalışırken gece saatin kaçı olmuştu kim bilir diye söyleniyordum. Art arda esnerken Kerem fark etmiş olmalı ki filmi durdurdu ve bana döndü.

"Yat uyu istersen odamı zaten biliyorum güzellik." Demesi üzerine zar zor gülümseyip bir duşa girip yatayım kusura bakma ya çok yorulmuşum deyip üst kata çıkmaya başladım. Odama girip
kıyafetlerimi hazırladığım gibi odamdaki ebeveyn banyosuna geçtim uzun bir süre sıcak suyun altında vakit geçirip en sonunda durulanırken Kerem' in bana seslenmesiyle geri cevap versemde beni duymadığını çok geç fark etmiştim. Önemli bir şey olsa yanıma gelirdi diye tekrardan durulanıp havluya sardığım vücudumu nemlendirip saçımdaki havluyuda bir kenara fırlatıp  saç kremimi sürüp saçlarımı taramaya başladım. Biraz zor olsada en sonunda dağınık topuz yapıp üzerimi giyinmek için odama geçtim. Tekrar Kerem' in seslenmesiyle hızla giyinip alt kata inerken Kerem' in telefonla konuştuğunu görünce sessizce salona geçtiğim ara telefon konuşmasını sonlandırıp gülümseyerek yanağımdan makas alması ile gülümseyerek mutfaktan kendime içmek için su alıp Kerem ' e iyi geceler deyip tekrardan üst kata çıkan merdivenlere yöneldiğim sırada tekrar geri dönüp Kerem' in uzattığı telefonumu alıp üst kata çıktım. 5 10 dakika intagram hesabımda dolanıp yatağımın içine girip hızla gözlerimi kapatmam ile Barış' ın gözlerimin önüne gelmesi sizce iyi bir şey miydi ? Ona aşık olmuyordum değil mi ?

Sonya (Elbar) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin