12/ ÖZEL İŞİNİ YESİNLER SENİN

386 22 8
                                    

HATIRLATMA
Öküz işte. deyip tekrar camdan dışarıya bakmaya başladığımda " emniyet kemeri bağlar mısın ?" deyip tekrar yola bakmaya başladığında dediğini duymazdan geldim. Bir anda Barış' ın burnuma dolan kokusu ile afallayarak ona döndüğümde neredeyse dudaklarımız değecekti Barış'  ın bakışları önce gözlerimi daha sonra dudaklarımı bulmuştu. En sonunda kendimi toparlayıp " Barış " dediğim anda bakışlarını emniyet kemerine yönlendirip kemerimi takıp hızla kendi tarafa döndü. Bende olayı idrak edip tekrar aptal aptal gözlerimi kırpıştırıp camdan dışarıyı izlemeye başladığım sıra Barış boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Konuşmayacak mısın ?"

"Konuşuyorum ya."

"Elçin ciddi misin bana trip mi atacaksın ?"

"Ne ben mi trip falan atmıyorum Barış sadece yorgunum."

" Bu konuşmuş halinse önceki hallerinde seninleydim değil mi ben ?"

En sonunda kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başlayınca Barış da bana bakarak gülmeye başladı. Onun yanında mutlu olsamda hala içimde tereddütler vardı. Bu kadar çabuk sinirleniyor olamazdı cümlesine kendimi inandırmak istiyordum.

#####
Kahkahalarımın arasından konuşmaya çalıştığımda Barış da kendini toparlamaya çalışıyordu. Tabi bu halimiz hiçbir işe yaramazken daha çok gülmeye başladığımızda uzun bir süre sonra Barış' ın kendini durdurabildiğinde ben hala gülmeye devam ederken en sonunda kahkahalarıma son verebilmiş ve daha fazla gülmemek için tekrardan arabanın camına bakmaya başlayınca Barış da arabasını evine sürmeye ayırdım ve Barış ' a döndüm.

"Efendim."

"Geldik hanımefendi onu söyleyecektim. Hem ne düşünüyorsun sen ? Uzun süredir sana sesleniyorum Elçin diye sesleniyorum cevap yok." güldü.

"Ne ? Hiç, ne alaka şimdi bir şey düşünmüyorum.Ne düşüneceğim hem ya ? Düşünecek bir şey yok hem."

Barış kahkaha atmaya başlayıp ukalaca cevap verdi.

"Ee işte,  bende düşünecek ne buldun diye soruyorum hanımefendi." deyip yanağımdan makas alınca önce afallayıp aynı hız ile kendime geldim.

"Hıı.. şey o zaman ben en iyisi evime gireyim." deyip yavaşça arabanın kapısı açıp arabadan çıktım ve tekrar Barış' a döndüm.

"Hıı gir sen gir eve özlemişsindir evini." deyince sinirle dişlerimi sıktım. Resmen benimle dalga geçiyordu. Surat ifademi düzeltip Barış' a gülümser bir ifade ile soru sordum.

"Kahve içmek ister misin ?"

"Imm.. kahve diyorsun." Bilmrm ister miyim ?"  Şaşkın bir halde Barış' a baktım yine beni utandırmaya çalışıyordu ve şuan sanırım başarıyordu. Bozuntuya vermeden şaşkınlıkla " ee evet de"

"İçimiz ısınsın diyorsun yani."

"Hayır öyle demiyorum tabiki nereden çıktı o ? Sadece kibarlık olsun diye kahve içer misin diye soruyorum. Teşekkür amaçlı. İlk başta beni yol yarısında bıraksanda."  Bu sefer ciddi bir tavra bürünen Barış' ken gülen taraf bendim. Barış' tan ses gelmeyince ciddi yüz ifademi takınıp Barış' a
soru yönelttim.

"Bir şey mi oldu Barış Bey ?" dediğim sırada arabanın kapısını kapatıp arabanın açık olan camından "iyi geceler sana" deyip ilerleyeceğim anda Barış camdan elini uzatıp kolumu tutunca şaşkın bakışlarım ona yöneldi. Kaşlarımı çatmış bir şekilde Barış' ın kolumdan elini çekmesini beklerken "Elçin" deyip kolumdan çektiği elini saçlarından geçirdi ve  ukala bir gülümseme ile konuşmaya başladı.

Sonya (Elbar) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin