Seninle Ne Yapacağım? Sekai ✔

7- Seken Kurşun

Bilinmezlikten uyanmak. Sehun'un sıra dışı olmaya başlayan hayatında sıradanlaşan ve sevemeyeceğini düşündüğü bir kavram. Ne zaman uzandığını bile bilmediği kanepede doğrulup saçlarını karıştırdı. Susuzluktan kuruyan dudaklarını yalayarak ayaklandı, muhtemelen susuz kaldığı için uyanmıştı. Mutfağa geçip bir bardak su içiyordu ki olan olaylar aklına geldi. O adam kimdi ve Jongin şu an neredeydi?

Sehun odasından gelen tıkırtılarla oraya yöneldi hemen. Yatağında oturmuş çıplak iki beden, birbirine el, kol sürüyor, sırnaşıyor ve gülüşüyorlardı. "Benim evimde, benim yatağımda, benim olanla oynaşıyor o yabancı!" diye düşündü. Hırpalanmış sinirleri iyice gerilirken kapıyı sertçe açıp içeriye girdi. "Def olun! İkinizde defolun hemen!"

Şaşkınlıkla ona bakan iki adam durumu anlamak için bir kaç saniye sessiz kaldı. Sonunda kahkahalarla gülen kişi Jongin'di. 

"Sana demiştim, değil mi? O gerçekten de çok ateşli."

Sehun'un diş gıcırtıları, iki beden yeniden gülüşüp birbirlerine dokunduğunda, odada yankılanıyordu. "Hala ona dokunmaya devam edip beni görmezden mi geliyorsun?" dedi. Az önce kendisine söylenen sözleri duymamış gibiydi.  

Jongin yatakta zıplayıp -artık ayak denilen şeyleri çok daha rahat kullanabiliyordu.- Sehun'un kolları arasına girdi. "Kıskanmana gerek yok şapşal. O Baekhyun ve benim yakın bir arkadaşım." Sehun, kolları arasındaki adamın gözlerinden bakışlarını arkasındaki şeye çevirdi. Beyaz tenli bir deniz erkeğiydi belli ki bu. "Yine de... Siz deniz erkekleri hep böyle çıplak gezip birbirinize dokunur musunuz yani? Hele de tanımadığın bir adamın evinde neden çıplak gezersin ki?"

Baekhyun ellerini beline koyup yatakta garip hareketlerle doğruldu. Belli ki henüz Jongin kadar hakim değildi yeni uzuvlarına. "O iğrenç şeyleri giymek ve muhteşem bedenimi kapatmak gibi bir düşüncem yok. Bu muhteşem midyeleri bulmak için ne kadar uğraştım biliyor musun sen? Nereden bileceksin ki, pis Köylü!" 

Anlaşılan denizde yaşayan bütün canlıların selamlaşma tabiriydi bu "Pis Köylü! "söylemi. Sehun dişleri arasında gevelese de yüzüne karşı bir şey diyememenin verdiği rahatsızlıkla Jongin'i biraz daha kucakladı ve sarışın adamdan -ya da her neyse- uzaklaştırdı. 

"Sana onlarca şey aldık ama Jongin, hepsi de çok güzel ve çekici gösteriyordu seni. Sen neden giyinmiyorsun bebeğim?" İkna edebilmek için olabildiğince nazik şekilde söylenen sözlere kıkırdayıp küçük bir öpücükle karşılık verdi Jongin. "Aslında giyinecektim ama Baekhyun bir anda çıkıp gelince tamamen aklımdan uçmuş. Bilirsin, biz birlikteyken hep bu şekildeydi bu yüzden aramadı gözlerim o kıyafetleri. "

Jongin kendisi için alınmış şeyleri tek tek Baekhyun'a gösterip sırıtırken, Sehun da temiz bir havluyu uzattı Baekhyun'a. "En azından şununla örtün, üşüteceksin. " Baekhyun eliyle uzaklaşmasını söylediği Sehun'u hiç ciddiye almadan Jongin'in gösterdiği kıyafetlere dudak büzmeye devam ediyordu. 

Sehun çalan telefonuyla odadan çıkmak zorunda kaldığında aklı hala yanlarındaydı. O yeni çocuğa hiç güvenmemişti, tek bir hatasında solungacını çizeceğini hayal edip kıkırdadı. Fiyakalı bir selamlaşma olurdu hem ikisi için. 

 "Neredesin dostum sen? Eminim ateşli bir gecenin yorgunluğu var üzerinde, ama az sonra yapacağımız toplantıda bil bakalım kim sunum yapacak? Evet, sen dostum hemen o koca totonu toplayıp buraya gel. Chanyeol senin kıçını kurtarabilmek için bir saattir Çin ile telefon görüşmesi yapıyor."

Sehun aklından çıkan bir şeyler olduğunu biliyordu ama Jongin geldiğinden beri ne olması gibiydi ki sanki. Ha bir eksik ha bir fazla. Az önce çıktığı odaya yeniden girip ikiliye hiç aldırmadan -evet, Baekhyun'un gözleri önünde- üzerini değiştirmeye başladı. Neyse ki Jongin bu konuda Sehun'dan bir şeyler öğrenmişti. "Erkeğini kıskanmalısın!" Baekhyun'un açılmış küçük ağzına aldırmadan gözlerini kapattığından emin oldu. "Sakın bakma Baekhyun, sakın!  O benim erkeğim." Arkasına bakıp aceleyle giyinmeye devam eden adamın bedeninin tamamen kapandığından emin oldu.