8- Akvaryum

1.2K 95 33
                                    

Tamamiyle boşalmış bir dolap, dağılmış mutfak, bulaşıklarla dolu bir tezgah...

Apartmanı merdivenlerden itibaren inleten inleme sesleri ve kahkahalar...

Sehun eve koşarak geldiği bir günü daha bu şekilde sonlandırmanın hüznünü yaşıyordu. O fazla kuyruklu deniz erkeği yine ziyarete gelmişti anlaşılan. Mutfağa attığı kısa bir bakışın ardından televizyonun karşısında hipnotize olmuş şekilde porno izleyen ikiliye... Bir dakika, üçlüye bakıyordu. 3 adam ekrana girebilecek kadar yaklaşmış, izledikleri görüntü hakkında tartışıyorlardı.

"Hadi ama Nini bu kadar uzun bir şeyi içine alabildiğini mi söylüyorsun? Bu şeyler hep masallarda olur derdi annem hep. Hem şuna bir baksana, üç adamın bakışı yeniden ekranda şaha kalkmış uzva kaydı, bunu içine aldıktan sonra kim zevkten ölmemiş de hayatına devam edebilmiş. Aaah, hemen birilerini bulup sevişmeliyim. Birini bulana kadar sizle mi idare etsem?"

Jongin işveyle gülüp omuz çevirdiğinde daha fazla dayanamayıp müdahale etti Sehun. "Grup partinizi bölmüyorum umarım. Jongin burada ne oluyor? Bu kim?"

Baekhyun'dan bile açık seçik konuşabilme yeteneğine sahip koca gözlü oğlan sırıttı ve elini uzattı. "Merhaba yakışıklı, ben Kyungsoo. Bir tur binebilir miyim sana?"

Az önce ne demişti o şey? 

"Bana bak Soo, seni o mürekkebinle kaynatır çorba yaparım. O benim erkeğim! Git kendine başka birini bul."

Jongin ayağa kalkıp sıkıca sarıldı şaşkınlıkla bakmaya devam eden sevgilisine. "Sen onlara aldırma aşkım. Baek gelirken biraz fazla ses çıkarınca Soo'da bir şey oldu sanıp gelmiş. Beni merak ettikleri için yani, şimdi ikiside seni gördüğüne göre giderler." Arkasından sırıtarak kendilerine bakan arkadaşlarına dönüp "Değil mi çocuklar?" diye sordu. O sırada iki kafadar çoktan başka konuya geçmiş Sehun'un pantolununu göstererek ölçüm yapıyor ve kıkırdıyorlardı.

Jongin kollarını açıp erkeğinin (!) önüne siper oldu. Bu defa ölçüm onun üzerinde yapılıyordu. Sehun siperliği devraldığında ikili göz göze geldi. " Bu böyle olmaz erkekim, içeride konuşalım."

"Erkekim?" diye yeniledi ve takip etti esmer bedeni Sehun. Mutfakta kendilerince bir yer bulup konuşmaya başladılar. "Jongin neler oluyor, bu adam kim?"

Jongin kıkırdayıp güldü. "Az önce tanıştınız ya, o Kyungsoo. O bir kalamar aslında ama soyağacında deniz erkeğide olunca bu şekilde dolaşabiliyor. Anlarsın ya çapkın atalar!"

Jongin kahkahalarla gülerken Sehun espriyi anlamaya çalışıyordu. "Neyse önemli olan konuya geçelim şimdi. Bu iki ateşli balık çiftleşme için birilerini arıyorlar ve etrafta sen dolaşırken ben rahat uyuyamam. Yani anlayacağın..." Elleri yorgun adamın boynundaki kravatı gevşetmiş, gömleğinin düğmelerini açmaya başlamıştı.

"Hemen, şu anda..." Dolgun dudaklarını ince dudaklara sürterek devam ettirdi cümlesini. "Arkadaşlarına haber ver, bu akşam güzel bir kaynaşma partisi yapıyoruz."

Sehun, biten cümlesiyle dudaklarına kapandı sevdiği adamın. Bütün gün göremediği adama olan hasretini dindirdikten sonra cebinden telefonunu çıkarıp arkadaşlarını aradı. Zaten başının etini yiyip duran adamlar, uçarcasına geleceklerini söylediğinde gözlerini devirmekten başka bir şey yapamadı.

Kısa süre içinde evde düğüne hazırlık yapan gelin ordusunun hazırlanmasına şahit oldu. Havada uçuşan kıyafetler, ayakkabılar, baksırlar... Baksırlar!

Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. Daha fazlasını görmeyi kaldıramayacağı biliyordu. Az sonra önünde dizilmiş çıtır ordusuna bakakaldı.

Üç afeti devranla dışarı çıkacaktı; hayatında ilk kez. "Hazırsanız çıkalım, gideceğimiz mekan biraz uzak."

Sırıtarak ve kol kola girmiş şekilde önüne geçti üçlü. Sehun başına aldığı belanın üçte ikisinden az sonra kurtulup ömrünün geri kalanı boyunca Jongin'e yeni yeni yemekler taşımayı ümit ediyordu.

"Aaaa! Bu neymiç?"

Masanın üzerinde gördüğü çiçeği kulağının arkasına taktıktan sonra vazodaki suyu içmeye başladı Jongin.

"Hayır, dur Jongin, o içilmez!"

Ardından Baekhyun küçük şeker kovasını masaya döküp başına geçirdi. Küçük pembe fiyonkların sarktığı minik kovayla o kadar tatlı görünüyordu ki Sehun ona bir şey deme gereği görmemişti.

Ve elbette masaya bırakılmış peçete yığınını kulağına sokup kıkırdayan bir adet Kyungsoo. Etraftaki insan kalabalığının telefonlarıyla kayıda başlaması sonrası Sehun duruma müdahale etmek zorunda kalmıştı.

Masaya sürekli uğrayıp su taşıyan garsona mahçup bir bakış attıktan sonra eli yeniden telefona gitti. Hemen gelen arkadaşları hala ortada görünmüyordu ve bu 3 ateşli baş belası çoktan etraftaki erkeklere kuyruk sallamaya başlamışlardı bile.

"Vaaaaau! Şuna baksanıza çocuklar. Efsane birşey değil mi sizce de?"

El ele masadan uzaklaşan adamları durduracakken arkadan seslendi arkadaşları.

"Erken gelmişsiniz, çok mu geç kaldık, nerede bizimkiler?"

Sehun bakmadan parmağıyla kafenin ortasında duran akvaryumu ve onun etrafında neredeyse dans edercesine dolaşan üçlüyü gösterdi. Kris ve Chanyeol büyülenmişçesine izledi üçlüyü.

"Bunlar gerçek mi?"

Kris elini soruyu soran Chanyeol'ün ensesine vurdu. "Saçmalama şapşal, onlar peri kızı mı? Elbette gerçekler."

Sehun bu konuşmaya dahil olmayı düşünmedi bile, beylere oturmaları için masayı gösterdikten sonra çılgın gözlemlerine devam eden üçlüye yaklaştı.

"Düşünsene Jongin evde böyle bir şey olduğunu, bebekleri kontrol etmek için küvetle uğraşmak zorunda kalmazdın. Mini mini Niniler ne de güzel büyürlerdi."

Geldiğini görüp sessizleşen deniz erkeklerine arkadaşlarının geldiğini haber verdi. Ve anında etrafta uçuşan feromonlar gözle görülebilir hale geldi.

Üç beden süzülerek yeniden masaya dönerken Sehun sevgilisini tutup geriden ilerledi. "Bırakalım çiftler kendiliğinden oluşsun." Jongin kıkırdayıp Sehun'un omzuna vurdu.

"Çok haylaz bir çocuksun Sehun, biz sizler gibi seçmeyiz çiftleşeceğimiz erkekleri."

Sehun açık kalan ağzıyla masaya ilerleyen sevgilisine baktı. "Çiftleşeceğimiz?"

Masaya oturup yeni gelen beylerle tanıştı Jongin. İki adam da kendine methiyeler düzerken şımardı. Sehun'un her gün gittiği yerde kendisinden bahsedip durduğunu öğrenince mutlu oldu. İki arkadaşı kendilerini hatırlatmak istercesine ses çıkarınca onları tanıtmaya başladı.

"Bu arkadaşım Baekhyun ve bu da diğer arkadaşım Kyungsoo. Bir süreliğine beni ziyarete geldiler ve bizde Sehun ile düşünüp neden sizleri tanıştırmayalım diye düşündük. Keyifli zaman geçireceğinize eminim."

İki uzun adam kızararak selam veren sevimli adamlara gülümseyip kendilerini tanıttılar.

"Ben Kris ve bu da arkadaşım Chanyeol. Sehun ile aynı yerde çalışıyoruz."

Chanyeol de başıyla selam verip konuşmaya dahil oldu. "Sehun çok yoğun çalıştığından sizi gezdirmeye fırsatı olmuyordur. İsterseniz biz Seul'ü size gezdirebiliriz."

"Cidden mi?"

Tiz bir sesle bu soruyu soran aslında teklifin sorulmadığı tek isimdi. Jongin keyifle gülümseyip gezme planlarına başlamışken ikili Sehun'a kaşla göz yapmaya başlamışlardı bile.

Verilen siparişlerle ortalık şenlenmiş, çaprazlama oturan çiftler anlaşabilmek için yer değiştirmişlerdi. Ve gecenin sonunda ayrılma zamanı geldiğinde bombayı patlatan o söz Kyungsoo'nun ağzından geldi.

"Çiftleşme zamanı geldi mi, hadi evlerimize gidip sabaha kadar çiftleşelim!

Hikaye Anlatıcısından: Nasıl gidiyoruz? Çiftleşmeye hazır mıyız😜

Seninle Ne Yapacağım? Sekai  ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin