Mağaza mağaza gezmeye devam etti Sehun. Jongin, bebeklerinin etrafında deli gibi dönerken onu kolundan yakalamış ve alınması gerekenler başlığı altında istediği onlarca yiyecek arasına bebişler için bir kaç kalem madde yazdırmıştı. Sehun meyve reyonunun üçte birini aldıktan sonra sonunda bebekleri için gerekli malzemeleri almaya başlayacaktı ancak öyle güzel şeyler vardı ki reyonlar arasında bir oraya bir buraya gidip geliyordu.
Sonunda içinde kocaman bir dağ oluşturulmuş market arabasını kasiyerin önüne götürdüğünde kadının yüzündeki şaşkın bakışa gülümseyerek cevap vermişti. "İkizlerim oldu da ancak alışverişe çıkabildim."
Bebek lafını duyduktan sonra hal ve hareketleri bir anda yumuşayan kadının sıcak ilgisiyle kısa sürede kasadaki işlemleri halletti. Eve ulaştığında kapıda sevgiyle karşılandı, elbette bir kaç öpücük sonra Jongin'in bütün ilgisi meyvelere kayarken Sehun da bacaklarına dolanmış tombul bebeklerine yöneldi. İki hareketli oğul kucakta zıplatılırken şen kahkahalar atıyorlardı.
"Sehun onlara asıl almanı istediğim şeyi aldın mı? Akşam olmadan minik balıklar suyla buluşsa iyi olur. Yoksa meyvelerime saldıracaklar ve ben onlara su taşımaktan o meyveleri yiyemeyeceğim bile."
Jongin dudaklarını öne uzatmış muhtemelen televizyondan öğrendiği acındırma sahnelerinden birini canlandırıyordu. "Tamam bebeğim, hemen ilgileniyorum. Kuzular babişinizi takip edin bakalım."
Sehun poşetleri kurcalayıp minik oğulları için aldığı havuzu kurmaya başladı. İki minik de babasının peşinden emekleyerek gelmiş, ellerine geçen ilk şeyi ağızlarına sokarak kemirmeye başlamışlardı.
Makine plastik havuzu havayla doldururken Sehun oğullarını sırayla mıncıklayarak zaman geçiriyordu. Kafasını çevirip sevdiği adama baktığında kulağına kiraz takmakla meşgul olduğunu görüp güldü. Bu dünyaya geri dönüş nedeni olarak ikinci sıradaydı kesinlikle. Bir numara her daim meyvelere aitti.
"Babanız meyvelerle meşgulken sizleri dünyanın en güzel şeyine çevireceğim. Gel bakalım babişinin kucağına tombul balık seni."
Az sonra iki minik ve tombul bebek babaları tarafından giydirildikleri kıyafetlerle etrafa şirin bakışlar atıyorlardı. Jongin küçük bir kavundan geriye kalan dilimi de yedikten sonra eliyle ağzını sildi. "Hazır değil mi hala Sehun? Seni bekliyoruz bebeklerimle."
Ağzına tıktığı yeşil eriklerden biri ağzından düşerken oğullarına yaklaştı. "Amanın şu güzelliklere bak, amanın kim yapmış bunları. Kimin inci tanesisin sen bakim, oy peki sen kimin göz bebeğisin? Bal böceklerim benim, yerim sizi yer."
Tombul oğullarını öpüp mıncıklarken Sehun şişmiş havuza su taşımaya başlamıştı bile. Havuz suyla dolduktan sonra Jongin'in gösterdiği şekilde bebeklerinden birini kucağına alıp yavaşça suya soktu. Minik bebekler suda yavaşça kıpırdandıktan sonra bacaklarını birleştirip aynı anda hareket ettirmeye başladılar. Kendileri bilmeseler dahi vücutları suyla uyum içinde hareket ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seninle Ne Yapacağım? Sekai ✔
FanfictionO olmaz, bırak onu! Hayır Jongin onu değil! Biraz daha ıslak dolaşırsan... Her bulduğunu ağzına sokmamalısın, aaaaah Aman Tanrım! Seninle ne yapacağım ben?