20. YAŞ

Bölüm 10- *Gece Daha Yeni Başlıyor 1*

Alex'in nefesini yüzümde hissederek uyandım. Bazıları bundan rahatsızlık duyabilr ama onun nefesinin sıcaklığını hiçbirşeye değişmem. '' Günaydın'' dedi Alex. ''Saat kaç oldu?'' '' 10. İstersen biraz daha uyuyabilirsin.'' '' Hayır, dah afazla uyumak istemiyorum çünkü bu gün seninle geçireceğim son gün olabilir.'' '' Bu günü bu kadar önemsediğini bilimiyordum.'' '' Sen önemsemiyor musun?'' '' Seninle tanışana kadar önemsiyordum.'' '' Hmm... Eğer bu geceyi ikimizden biri atlatamazla ne olucak? '' '' Bu konuları konuşmasak. Sadece şunu bilmeni istiyorum ikimizden birine bişey olusa lütfen hayatlarımıza devam edelim çünkü edemeyenlere ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Seni ömrümün sonuna kadar sevicem.'' '' Bende seni sevicem'' ''Artık bu konuşmayı da yaptığımıza göre kahvaltıyı yine odaya istyelim istersen olur mu?'' '' Lüften ve mümkünse son saatlerimi sadece ve sadece seninle geçirmek istiyorum.'' Bir saat boyunca kahvaltı yaptık çünkü bu son kahvaltımız olabilirdi. Saat 10 kadar yataktan dışarı çıkmadık. " Duş alalım mı?" dedi Alex.

Duştan çıktıktan sonra o deri ceket ve pantolon giydi. Bense Em'i bu geçe için bana aldığı deri elbiseyi giydim. Kapı çaldı. Büyük ihtimalle gözcüydü. Bize tören cübbelerimizle birrlikte bir zarf getirdi. Zarfın içinde "Saat 12 de Beyaz Kule ' de olun" yazıyordu. "Beyaz Kule neresi?" diye sordu Alex. Aman tanrım ayin Beyaz Kulede yapılacaktı. "Londra'nın bilinen en eski binası. Her türlü iş için kullanılan bir kale , daha çok hapisane olarak kullanılmış. Ama günümüzde ayinlerin yapıldığını duymuştum. Oranın hayaletli olduğunu söylüyorlardı." '' O zaman çok eğlenicez.'' Alex her zamaneylenceli bir çocuktu ama bu ciddi bişey  niye bu kadar eğlenceli olsun ki. Saat 11 buçuğa doğru otelin arka kapısından çıktık. Bu cüppeyle ortalıkta dolaşamazdık bizi 'Harry Potter' etkiside kalış ucubeler sanarlardı. Londra'nın bütün arka sokaklarını ezberlemiştik. Otel Beyaz Kale'ye 10 dakika uzaklıktaydı. Ama arka sokaklardan gittiğimiz için  yol 5 dakika uzadı. Tam zamamında ordaydık. Kalenin kapısında bir adam bekliyordu bizi içeri aldı. Bizi ana salona götürüp salonun ortasındaki taşı kaldırdı. Merdivenlerden aşağı indik. Önümüze iki yol ayrımı çıktı. Ben sağ taraftaydım oda solda. Kadının biri içeri gir dedi. En son Alex'i içeri gireden önce gördüm. '' Seni törene azırlıycaz.'' '' Ama ben zaten hazırım.'' '' Benimle gel.'' Bir hamamın içine girdik.  Büyük bir kazanda su vardı bu kutsal suydu. Kadın yanındakilerle birlikte beni soymaya başladılar ve beni sanki suyla masaj yaparmış gibi yıkamaya başladılar. Kimse konuşmuyordu sadece dışarıdan bizim dilimizde ilahi sesleri geliyordu. Çırılcıplaktım tanımadığım insanlar tarafından yıkanıyordum ama bana garip gelmiyordu çünkü kendimden daha büyük olan bu gücü istiyordum ve bunun için ne gerekiyorsa yapardım. Ben güçlüydüm, okuldaki herkesden daha güçlüydüm bunu herkes biliyordu ve fark ediyordu. Bazen istemiyordum hatta bi keç kere hayatıma son vermeyi bile denedim. Korkularım, kaygılarım, endişelim hepsi birer birer gitmeye başlıyordu arınma bu olsa gerek. Daha önce böyle bir huzuru hissetmemiştim. Artık gözümde hiç birşeyin önemi kalmamıştı. Birden beni yıkamayı kestiler. Kızlardan biri ban cüppemi girdiydi. Ayin sıraında çıplak olucaktım. Sürekli niye çıplak olduğumdan bahşettiğimi bilmiyorum ben bedenimle barışık bir insanım. Hiç bir kusrum yok ama mükemmel olmadığımıda biliyorum. Burası labirent gibi bir yer. Sonunda tören odasına geldik. Bi an Alex'i görür gibi odum. '' Alex nerde?'' ''Önce sen'' dedi kadın. Beni çemberin ortasına itti. Hiç birinin yüzü gözükmüyordu. İlahi söylüyorlardı ve sesleri gittikçe yükseliyordu.