Bölüm 12 - *Yeni Bir Başlangıç*

375 10 4
                                    

Güneşin gözüme girmesiyle uyanmak istermesemde uyanmak zorunda kaldım. Sessizce banyoya gittim. Aynaya baktığımda gözlerimin kızıllaştığını fark ettim. Bu nasıl olabilirdi. Sırtıma baktığımda boynumdan belime doğru bir dövme vardı. Kollarımdakini saymıyorum bile. Çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Tekrar yatağa gittim. Alex 'Uyandın mı? ' dedi. Gözlerini ovuşturarak. 'Gözlerin...' 'Evet biliyorum.' 'Dün gece gidemedik ama bu gece kesin gitmeliyiz.' ' Tamam.' 'Ben şimdi lobiye gidiyorum, randevu ayarlamaya.' Bende televizyonu açtım. Sabah haberlerinde ilgi çekici bişey yoktu. Birkaç kanalı gezdim. Belgesel kanallarının birinde, 'Dünya Tarihindeki Efsane Cadılar' adlı bil belgesel vardı.Salem cadılarını anlatıyordu kısa bir süre sonta Alex geldi ve birlikte bu belgeseli izledik. Saat 4 olmuştu.'Alex gözlerim hala kırmızı mı?' Çekingen bir ses tonuyla 'Evet...Ama merak etme eninde sonunda çözücez bunu. Bizim için gelicekler biliyorsun dimi. Beni öldürecekler bunu biliyor...' 'Şşşt bunları düşünme bana bırak' Islak dudaklarıma bir öpücüm kondurdu. 'Merak etme bebeğim herşey geçecek.' 'Sen ne yapıcaksın eğitimini tamamlaman gerekiyor' 'Merak etme benim daha fazla eğitimime gerek yok. Bundan 3 sene önce bir kahinle görüşmüştüm ve bana sevdiğin kızı ne pahasına olursa olsun koru ,eğer koruyamazsan karanlığın içinde kaybolup gidecek demişti. İşte o kız sensin.Seni ilk gördüğüm andan beri bu değişmedi. Biliyorum ben çapkın olarak tanınırım ama aslında değilimdir sadece kız arkadışlarım biraz fazladır o kadar. 'Geçmişin beni ilgilendirmez. Ben sadece geleceğe,geleceğimize bakarım.Her ne kadar karanlık olursa olsun. Senden tek birşey rica ediyorum eğer yapcak bişey kalmazsa hançeri kalbime senin saplamanı istiyorum.' Yanaklarımdan yaşlar süzülüyordu. ' Lütfen böyle şeyler söyleme!' Dudaklarıma bir öpücük daha kondurdu. Kalbime bir hançerle ölemeceğimi bende biliyorum hatta ben nasıl öleceğimi bile bilmiyorum. Saat 9 a kadar öylece oturduk. Ne bir konuşma geçti armızda nede birbirime baktık. 'Hadi dışarı çıkalım artık.' 'Ben nasıl...' Dolaptan aldığı cübbeyi üstüme geçirdi' 'Böyle!' Otelin arka kapısından dışarı çıktık. Bizim gibilerin gittiği yerlere gidemezdik. Zaten her an bizi aramak için bir ekip gönderebilirlerdi. 'Kalacak başka bir otel bulmalıyız, burda daha fazla olmaz.' 'Tamam başka bir yer buluruz ama önce başka bir yere gitmemiz lazım.' 'Saat 12 de orda olmıyacakmıydık.Başka nereye gidecez?'' Merak etme, gidince görürüsün.' Yaklaşık 1 saat yürüdükten sonra bir altgeçide girdik. Etrafta evsizlerden başka kimse yoktu. İlerisi metroydu. 'Şimdi sesini çıkarmadan beni takip et.' Sanki daha önce buraya gelmiş gibiydi. Raylara indik 200 metre yürüdükten sonra bir servis tünelinden içeri girdik. Aşağı yukarı yarım saat tünellerin arasında gittik ve karşımıza çok parlak bir ışık çıktı. 'Geldik mi?' 'Evet. Burda bir Rus arkadaşım var adı Petrov. O bize yardım edebilir.' 'Nasıl edecek ki?' 'Görürsün şimdi. Duvardaki boruya 3 kere vurdu. Rus aksanıyla Petrov 'Hoşgeldniz. Bana bahsettiğin kız bu mu?' 'Evet o.' 'Tamam buraya gelin.' Büyük bir kapıdan içeri geçtik. Burası bir yeraltı diskosuydu. Alex böyle insanları nerden tanıyordu acaba. Müziğin sesi gittikçe artıyordu. Perdeli bir bölmeden geçtik. Tuhaf tipli orta yaşlı bir adam oturuyordu koltukta.'Odayı boşaltın! Sen buraya gel çocuğum. Şu pelerini çıkart ve bana bak.' Gözlerimin içine baktığından içimdeki alevi daha fazla hissetmeye başladım. Sanki cehennemi yaşıyorudum.' Bana sırtını göster.' Yavaşça korsemi ve elbisemi çıkardım. Üstümde südyenim ve deri pantolonum kalmıştı. ' Şimdi giyinebilirsin' Bana bakması 2 saniye sürmüştü. 'Üzgünüm siz yardım edemem. Başımın belaya girmesini istemiyorum lütfen burdan çıkar mısınz? Petrov onları güvenli bir şekilde dışarı çıkar.' Perdeli bölmeden dışarı çıkıtık. Petrov bizi başka bir kapıya yöneltti. Burda yukarı çıkar bir merdiven vardı. Alex logar kapağını kaldırdı ve sonra benimde çıkmama yardım etti. Saat 11.30 olmuştu. Yine ara sokaklardan gitmeye devam ettik. Birkaç dakika yürdükten sonra Bir dükkanın önunde durdu. ' Burası.' Dükaka dışarıdan terk edilmiş gibi gözüküyordu. Kapıyı tıklattı ve içeri girdik. Kapını üzerinde bir zil vardı onu duyan kadın 'Geliyorum!' diye bağırdı. Dükkanın kendine has bir tütsü kokusu var. Heryerde kumaşlar, şişeler, kafatasları,tüyler hatta piyano bile vardı. Ortadada bir masa vardı. ' Genç adam sen arkadaki odaya gider misin?' Bana eliyle sandelyeye oturmamı işaret etti. 'Ellerini uzar. Evet, bir bakalım sana. Çok acı çektiğini hissedebiliyorum. Neye dönuştuğunu bilmiyorsun ve öğrenmeye de korkuyorsun. Ama merak etme herşey bir şekilde yoluna girek. Şimdi bana sırtını göstermeni iştiyorum.' Korsemin bağlarımı çözdüm ve elbiseyi üstümden çıkardım. Soğuk ellerşini sırtımda gezdirdi. 'Korkarım ki bu yazılar bildiğim hiç bir dile benzemiyor. Şimdi üstünü giyin ve yerine otur. Ben oturduktan sonra elinde tarot kartlarıyla geldi. ' Şimdi 7 tane kart seç. Evet, hayır bu olamaz!' Kartlarda 7 tane şeytan çıkmıştı.' Bu... be imkansız. Genç adam buraya gel. Sana bir adres vericem. Bütün sorularınızın cevabımı burada bulacaksınız.

20. YAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin