Dün gece o adamın Alex'e verdiği adresi merak ediyordum. ''Alex şimdi nereye gidicez?'' '' Şu anda söyleyemem. Merak etme sağ sağlim oraya varıcaz.'' ''Ama Alex, biz İngiliz vatandaşı değiliz ki hatta biz... Ölüyüz nasıl bir yere gidecez?'' '' Merka etme demiyo muyum ben sana, ben halledicem. Robert'i aramam lazım benim.'' '' Kim ?' 'Benim sponsorum.'' '' Benimde Em'i aramam lazım.'' ''Nerden arıyacaz?'' ''Otelden elbette.'' ''Tamam ama once ben.'' Otelin ikince katında kalıyorduk. Yani kalıyormuşuz. Aşağı indiğimde fark ettim. Otelin giriş katına geldiğimize, merdivenlerin hemen yanında resepsiyon vardı. Önce onun telefon etmesine izin verdim. Robert ile Mısır'a gitmek ile ilgli bişeyler konuşuyordu. Telefon sırası bana geldi. Telefonu elime aldım ve numarasını çevirdim ama açmadı. Duymuyor herhalde diye düşünüp bir daha aradım. ''Merhaba,ben Emily 'i aramıştım?'' ''Burda öye biri yok.'' dedi yaşlı bir adam sesi. Bu sesi tanımıştım, bu onun babasıydı. ''Alex korkarım ki bana ne olduğunu anlamışlar, Em'le konuşmama izin bile vermedi babası.'' ''Üzülme canım en azından güvende.'' ''Eee... sen ne konuştun?'' '' Ondan sahte pasaport çıkartmsını istedim.'' ''Neden?'' '' Çünkü Mısır'a gidip, vücudunda ne yazdığını öğrenmemiz lazım. Robert kaldığımız çöplükte bizi buldu. Elinde iki çantayla geldi ve önümüze attı. ''Bunları giyin.Sen saçını boya, sende kes.'' Sık sık renk değiştirdiğim saçlarımı büyük bir zevkle siyaha boyadım. Ama Alex'in saçlarını kesmesine gönlüm elvermedi ama kesmek zorundaydım. ''O kadar yumuşak ve u saçların var ki kesmeye kıyamıyorum.' ' Sen hiç canını sıkma bütün bunlar bitince yeniden uzatırım.'' O muhteşem gülümsemesini bir daha gösterdi. Çantaların içnden çıkan kıyafetleri giydik. Mısıra gideceğimiz için kıyafetler ona göredi. Robert fotograflarımızı çekti. ''Kimlikleriniz ve pasaportlarınız 2 güne hazır olur.'' Robert bizim için bir hikaye bulmuştu bile. Balayına Mısır'a giden arkeolog çift. Eğer üniversiteye gidebilme şansım olsaydı arkeoloji okurdum. Zira okul kütüpanesideki bütün arkeoloji kitaplarını okudum. Ama kendimle bir türlü bağdaştıramadım bunları. Aynanın karşısında kendime baktım. ''Bu ben değilim! Ben kimim!'' Alex arkamdan bana sarıldı. ''Önce sakin ol. Sen busun. Dönüştüğün şey kendi kimliğin.'' '' Ya kötü biriysem. Herkes beni arıyor ve sen bana yardım ediyorsun. Mısır ne alaka. Kehanette Mısırla ilgili hiçbir şey, tek bir kelime bile geçmiyor.'' ''Kehanetler değişebilir ama bilerek de yazmamış olabilirler.'' '' Bu durumu daha kötüleştiriyor bunu biliyorsun değil mi?'' Saat 2'yü geçiyordu ve hala uyuyanilmiş değildim. ''Dışarı çıkalım mı?'' ''Tamamda bu saate nereye gidelim?'' ''Bi klübe gidemez miyiz?'' ''Gidelim, hadi üstünü değiştir.'' Yarım saat yürüdükten sonra bi gece klübü görebildik. ''Alex, burası nasıl?'' ''Kuyruğu görmüyor musun, buraya girebilmek için ya davetiyen olması lazım yada ismin.'' ''Bizde ikiside yok ama unuttuğun birşey var?'' ''Hmm, haklısın.'' ''Sıraya aldırmaksızın en öne geçtik ve kapıdaki görevliye ''Girebilir miyiz?''iri yarı olan bodygard ''Herkes gibi sırayı bekleyin!'' dedi. ''Emin misin?'' Alex'in bir hareketiyle ''Buyrun, lütfen!' Klübe girdiğimizde gördüğüm manzara karşında şaşkına döndüm, burası geçen gece girdiğimiz klübün aynısı! Bara gittim ve barmene ''Burası neresi?'' dedim şaşkınlıkla. Siyahi barmen ise sanki alışmış gibi ''İçerisi dışarıdan göründüğü gibi değildir, eğer sen göründüğün gibi değilsen.'' dedi. Yani buradaki herkes bizim gibi. ''Daha önce geldiğimde burası böyle değildi, şimdi niye böyle?'' '' Erkek arkadaşına dikkat etsen iyi olur burada hoş karşılan...'' Elimle saçımı düzeltirken yüzümü gördü. '' Sen o'sun. Herkesin peşinde olduğu 'Karanlıklar Kraliçesi' 'sin.'' O an müzik kesildi ve klübün ortası bir anda boşaldı. Herkes bana bakıyordu. Alex beni çekiştiriken kendime geldim. ''Gitmeliyiz! Ben burda daha fazla kalamam.'' Bamen bardan çıktı ve önüme geldi.''O haklı burda daha fazla kalamaz, artık herkes senin varolduğunu biliyor.'' Gözleri siyaha dönmüştü. ''Şimdi bir şeçim yapman lazım, ya burada kalıp bizim 'Karanlıklar Kraliçe'miz olucaksın yada burayı hemen terk edip sonsuza kadar kaçıcaksın.'' Eğer orada kalırsam Alex ölücek. ''Alex gidiyoruz ve içimden bir ses birgün diğer tarafa geçiceğimi söylüyor ama 'O gün bugün değil'.'' Alex beni kolumdan tuttu ve bardan dışarı çıktık. '' Güneş doğacak biliyorsun değil mi?'' '' Evet,biliyorum. Yorgunsun değil mi,bana yaslan öyle yürüyelim. Yarım saat boyunca otele kadar yürüdük ve otelin önüne geldiğimde bayılacak gibi oldum. Yürüyemediğim için Alex beni odaya kadar çıkarıp yatağa bıraktı. '' Biraz dinlen.''
Uyandığımda Alex odada yoktu televizyonu açtım ve minibardan çikolata ve votka aldım. Votkanın sertliğiyle kendime geldim. Kumandayı aldım, televizyonu açtım. Haberler başlamıştı o zaman saat 7'ye geliyordu. Haberlerde bir bar yangınıdan söz ediliyordu. '' Bu sabah erken saatlede bir barda yangın çıktı. Nedeni henüz belli değil. Yetkililerin söylediğine göre kurtulan yok.'' Muhabir bunları söylerken yüzümü yıkıyordum. Televizyona baktığımda o barın dün akşam ki gittiğim bar olduğu gördüm. O anda Alex gelidi. Bi an gözlerim doldu. '' Alex bunu ben yapmış olamam değil mi?'' Alex bir yandan beni teselli etmeye çalışıyor bir yandan da haberi dinlemeye çalışıyordu. '' Bunu senin yaptığını söylemiyorum ama bir insan yapmış olamaz. Hala barın neden yandığını bulamamışlar ve görende yokmuş. Bar küle dömüş. '' Ben yaptım evet onları ben öldürdüm niye bu kadar yorgun bir şekilde odaya geldiğimi şimdi anlıyorum. O bardan çıkarken ne söylediğimi hatırlıyor musun?'' '' Sadece son kısmını 'O gün bugün değil' diye bağırdın.'' Peki biz çıktıktan sonra arkanda bir sıcaklık hissettin mi?'' ''Evet hissettim ama o sırada seni taşıyordum, arkamda ne olduğuna önem vermedim.'' '' Bir ara kamp yapmaya meraklıydım gece gizlice okuldan kaçıp dışarıda uyurdum. Ateş yakmayı ve söndürmeyi böyle öğrendim. Bir çırpıda bir ağacı küle dönüştürmeyi de'' '' Artık yapacak birşey yok ama karanlık tarafta artık bizi yani seni arıyor.'' '' Bu arada pasaportları ve uçak biletlerini aldım. Yarın gece son uçakla burdan ayrılıyoruz.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20. YAŞ
Fantastik20. yaş bizim dünyamız için reşit olunma yaşıdır. Her birey 20.yaş günün gecesinde bir teste tabii tutulur. Bu testin sonunda gerçek kimliklerini öğrenirler ve bununla birlikte ya sonsuza kadar yaşarlar ya da cehenneme tek gidiş bileti alırlar.