Rahibe gibi giyinmiş olan kadın latince bişeyler söylemeye başladı. Aslında hepimizin latince bilmesi gerekiyordu ama ben hep latince derslerinden kaçtım. Kaçmamam gerektiğini şimdi anladım ama artık iş işten geçti. ''Şimdi sıra yeminde.'' dedki siyah çübbeli kadın. Elime bıçakla kestiler ve akan kan yerde bir deseni ortaya çıkardı tarif edemiyeceğim kadar büyüleyiciydi bu. Sanki daha önce ezberlemişim gibi ağazımdan şu kelimeler döküldü. 'Quod fit, non est numerus, et senioribus, et servient mihi secundum præceptum sibi. '' (' Yani hangi koşulda olursam olayım atalarıma hizmet edeceğime ve onların emirlerine itaat edeceğime yemin ederim). Daha sonra '' Audite vocem miam. '' dediğimi hatırlıyorum.('bana itaat edin'). O an bayıldım bunu biliyorum çünkü gözümü açtığımda annemle ve babam ile beraberdim onları hatırlıyorum. Annemin muhteşem gülüşünü , babamın bana bakışlarını hatta arkaşlarımı bile. O kadar çok acı çekiyordum ki zihnim benimle oyun oynuyordu. Çektiğim acının tarifi bile yok. Bi an bunu için çok zayıf olduğumu düşündüm ve sadece ölmek istedim. Ben ne yapmıştım. Kanım yerdeydi vev bu o ayindi. Yaptığım hata pahabiçilemezdi. Yıllarca aldığım eğitim bir saniyede bitmişti. Ama ben asla pes etmem. Birden gözlerimi açtım ve vücüdümdan büyük bir enerji dışarı çıktı. Ve etrafımdakileri uçurdu. Ben neye dönüşmüştüm böyle. Beni neyin içine sürüklemişlerdi. Sırtıımda ve bileğimde bir yanma hissettim. Koluma baktığımda garip işaretler vardı. Daha önce hiçbir kipta görmediğim işaretler. Sırtıma bakmak bile istemedim. Acaba Alex ne yapıyordu. Hemen oradan çıktım ve en son ayrıldığımız yere geldim. Odaları takip ettim ve ordaydı. Ayakta duruyordu ve etrafında hiç kimse yoktu. 'ALEX' diye bağırdım. 'Gel ' dedi. 'Alex ben...' 'Biliyorum merak etme herşey iyi olacak.' ' Emin misin, nasıl bu kadar aptal olabildim. ' Yanaklarımdan yaşlar süzülüyordu. 'Hepsi benim suçum'. 'Şşşşş...' Gözüm yerdeki desene ilişti. Hiç kan yoktu. 'Alex sen...' ' Üzülme bu atlatıcağız sana yardım ediceğim. ' Üşüyorum...' Yerdeki cübbelerden birini aldı. 'Sırtın...' 'Ne olmuş sırtıma. 'Bunu çözecek biri tanıyorum.' 'Alex!' Cübbeyi üzerime geçirdi. ' Seni hemen burdan çıkarmalıyız.' 'Alex ne oldu söyle bana' Sakin ol ve merak etme' O dan cüppelerden birini alıp ustune geçirdi. Beni kuçağına alıp otele gittik. Beni yatağın üstüne bıraktı. Bie telefon konuşması yapıp hemen gelicem. Arkamdan kapıyı kilitle ve ben gelene kadar hiç kimseye açma.' ' Tamam' Odan dışarı çıktı ve bende kapıyı kilitlemek için kalktım. Sonra banyoya doğru yöneldim. Küvete su doldurdum ve sıcak suyun içine girdim. Hala ağlıyordum. Kapı çaladı. 'Geliyorum!' 'Benim, Alex.' 'Alex, ben çok korkuyorum!' diyerek sarıldım. O an yaşadığım herşeyi unutmak istedim. Beni yatağa yatırdı ve usulca öpmeye başladı bunu yapışı hoşuma gidiyordu.Beni kendime unuttur dedim. ' İlacımızı biliyorum dedi.' ' Kafamızın güzel olmasını ister misin' 'Şu anda yaşadıklarımızı unutmak için herşeyi yaparım.' ' Bi dakika' Komidin in çekemecesini açtı ve bir ilaç kabı çıkardı. ' Bunlarla' Birer hap içtik. Beni yine öpmeye başladı. 'Bir sürede olsa unutucaz.' T-shirtünü çıkardım. Teninin tenime deymesi o kadar güzel bir duyguydu ki. Elini yavaş yavaş bedenimde gezdiriyordu. ' Hadi ' O an herşeyi uunuttum. Tamamen hayal dünyasındaydım artık. Kısa bir süre bile olsa bu çok güzeldi. Tüm gün boyunca yataktaydık. Yemek bile yememiştik. Ve konuşmamıştık çünkü konuşmanın hiç bir faydası olmayacaktı. Ben dönüşülebilecek en kötü şeye dönuşmüştüm. Hiç hesaba katılmayan bir şeye. Asıl kimliğimi öğrenmiştim bundan onun bile haberi yoktu... Gerçi böyle bişeey olabileceğini kimsenin öngördüğünü sanmıyordum. Eğer biri bunu öngörseye mutlaka birilerinden bana haber ulaşırdı. Gerçi beni bunu için önceden öldürebilirlerdi de. Uyandığımda saat 6 idi. Alex'İn uyuyuşunu izlemek aynı bir tanrıya bakmak gibiydi. Mükemmel bir vücudu vardı. Model bile olabilecek bir vücut. Ona bakmak benim için en huzur verici şeydi. Onu uyandırmaya kıyamıyordum ama bunu yapmak zorundaydım. Yanağın bir öpücük kondurdum. 'Günaydın.' Sıcak nefesi ve fısıltıyla konuşması beni bitiriyordu. Dudağıma bir öpücük kondurdu. 'Bir planın var mı ? Şimdi ne yapıcaz. ' ' Bize yardım edebileck biriyle konuştum. Yani en azıdan bu şekilleri çözecek biriyle.' 'Eee...' ' Hava karardığı zaman onun yerine gidicez.' 'Peki benim karnım acıktı ve başım ağrıyor.' Kahvaltıyı odaya söyliyelim, başının ağrını ne geçireceğini ben biliyorum. Ve bu sabh seksinden başka bişey değildi. 'Kahvaltıdan sonra dışarı çıkalım mı? Biraz temiz hava almak istiyorum.' 'Tama önce kahvaltı yapalım.' 'Sinemaya gidelim, alışveriş yapalım aslında bişeyler içsek çok güzel olur.' ' O zaman hava karanana kadar yatakta kalalım.' 'Tamam..' Dışarı çıkmak istiyordum ama yatakta olmak daha cazipti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20. YAŞ
Fantasía20. yaş bizim dünyamız için reşit olunma yaşıdır. Her birey 20.yaş günün gecesinde bir teste tabii tutulur. Bu testin sonunda gerçek kimliklerini öğrenirler ve bununla birlikte ya sonsuza kadar yaşarlar ya da cehenneme tek gidiş bileti alırlar.