Sabah kapı sesiyle uyandık. Saate baktığımda 7.45. Kapıda kat görelisi vardı. '' Müdür sizi 15 dakika içerisinde odasında görmek istiyor.'' dedi. 3 gündür aynı kıyafetleydim. Hemen Alex'i odasına gönderdim üstünü değiştirmesi için. Bende soğuk bir duş alıp üstümü giyindim. Saat 8' ikimizde müdürün kapısındaydık. Kapı yine aralıktı. Kapıyı tıklattım ve içeri girdim. ''Bizi çağırmışşınız.'' dedi. '' Evet, sen bu okulun en iyi yakın dövüş öğrencisisin. Senden bir şey istiyorum bir kaç gün boyunca yapılacak olan bütün dersleri iptal ettim geriye sadece savunma sanatları dersi kaldı?. O desi siz ikinizin vermesini istiyorum. amamen serbestsiniz ne öğreteceğiniz konusunda. Bir savaş yaklaşıyor ve en azından her öğrencinin kendini koruyacak kadar güçlü olmasını istiyorum. Biliyorsunuz bu okulda yaşıtınız olan 100 öğrenci var. Çok zor olmasa gerek.'' Bu müdürün bizle yaptığı en uzun konuşma. İkimizde '' Yapabiliriz. Ama bunun karşılığında bize söyliyebileceğiniz birşeyler olmalı.'' dedik. '' Bu gece odama gelin size anlatabileceğim kadar anlatacağım dedi. Savunma sanatları dersi odası binanın diğer ucundaydı. Sınıfa vardığımızda saat 8.30 , niye hiç geçmez bu saatler. Bahsettiği 100 öğrencide gelmişti gerçi bunların 20'si sınıf arkadaşımızdı. Saat 12'ye kadar basit hareketler gösterdim. Alex ise , daha doğrusu onun bu güne kadar savunma yeteneği olduğunu sanmıyordum, daha önce hiç bilmediğim şeyler gösterdi. 1 saat öğle arası veridik yemekhaneye gittiğimizde öyle yemekkler hazırlanmıştı ki. Aşçı bize '' Bizi korumanız için güç toplamalısınız , hepsi sizin için '' dedi. Aşçı kadın normal bir insandı. O biz insanların ne kadar şevkatli olabildiğinin bir göstergesiydi. Okuldaki herşeyden haberi oluyordu her nasılsa. O an müdürün bize ne kadar büyük bir göre verdiğini anladım. Güçleri açağa çıkmayan 600 çocuğu 102 son sınıf öğrencisi koruyacaktı. Daha önce yaşanmamış birşeydi bu, en azından 200 senedir. Belki dönüşeceğimiz gece dolunay olmasaydı bunlara hiç gerek kalmıycaktı.Bazen bu güçlerin nerden geldiğini merak ediyorum Niye biz niye başkası değil. Kader miydi bu yoksa biz mi çizmiştik bu kaderi. Yemekten sonra tekrar sınıfa gittik. Bu sefer daha iyi hareketler öğretmeye başladım. Seviyeyi zorlamadan ama bir an önce yükseltmek zorundaydım. Saat yediye geliyordu. 7 saat hiç mola vermeden çalışmıştık ve inanılmaz bir ilerleme kaydediyorduk. Artık dinlenme zamanı geldi. Dersi bitirip akşam yemeği için yemekhaneye gittik. Sonra biz odamıza gittik. Odamıza diyorum, bu laf hoşuma gidiyor. Onun sıcaklığını hissetmek bana öyle mutluluk veriyor ki. Yarında bu gün gibi olmasını umuyorum sessiz ve sakin. Gerçi olacağı pek mümkün gibi gelmiyor bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20. YAŞ
Fantastik20. yaş bizim dünyamız için reşit olunma yaşıdır. Her birey 20.yaş günün gecesinde bir teste tabii tutulur. Bu testin sonunda gerçek kimliklerini öğrenirler ve bununla birlikte ya sonsuza kadar yaşarlar ya da cehenneme tek gidiş bileti alırlar.