Bölüm 6- Köstebekler

68 6 0
                                    

Bu bakışmalar arasında zil çalıyor. Bir bu eksikti zaten. Kızlar olanları bana anlatmadan önce bir kırk dakika daha beklemeliydim! Ne gerek var ki? Sinirli olduğum için ilk ben kalkıyorum, sandalyeyi sertçe yere çarpıyorum, atarlı olduğumu anlıyorlar en azından. Koşar adımlarla sınıfa giriyorum.

Bitmez, tükenmez bir coğrafya dersi… Ovalar, bayırlar… Sanki kırk dakikadır değil de yaklaşık üç-dört saattir bu işkenceyi çekiyormuşum gibi. Kalemimle sırada ritim tutarken tahtanın hemen üstündeki sata gözlerimi kenetliyorum. Sanki saniyeler benim inadıma daha yavaş geçiyor. 4… 3… 2… 1… Zil çaldığı anda dışarı fırlıyorum, olanları öğrenmek için sadece 10 dakika var. Dolapların oraya gidiyorum, kızlarda hemen geliyorlar. Anlatmaya pek niyetleri yok ama eğer acele davranmazlarsa benden yüzyılın tribini yiyeceklerini bildikleri için yanımda bitiyorlar. Bella hemen başlıyor. Beni bile şaşırtacak kadar hızlı bir şekilde;

‘Ders boyunca düşündüm ve sana neden anlatmadığımı bir türlü anlayamadım. Şu an haksız durumdayım hatta durumdayız ama en geç bir sonraki teneffüs durumu düzelteceğim, söz veriyorum! Ve şimdi gelelim asıl konuya, iki teneffüs önce sen İris’le yukardayken Betsy, Brit ve beni çağırdı, biz de gittik ne de olsa küs değiliz. Ama o an söylemeye başladığı ikimizde donduk kaldık. Bize seninle konuşmamamızı, sen ve Betsy arasında seçim yapmamızı, ona laf taşıdığım için kendisini daha çok sevdiğimi düşündüğünü ve eğer kabul edersem seninle takılıp bizim grupta olan gelişmeleri ona aktarmamı söyledi. Açık açık bana git ve bizim grup arasında köstebeklik yap dedi Kristen! İnanabiliyor musun?’

‘İnanabiliyorum. Betsy’yi çok iyi tanıyorum Bella. Kızınca ne kadar tehlikeli olduğunu, gözünün döndüğünü biliyorum. Şaşırmadım. Ama neden haksızsın Bella, ona evet mi dedin? Kabul mu ettin?’  Sesim donuktu. Hissizdi. Kızgın, kırgın değildi ama buz gibiydi.

‘Bize öyle bir bakış attı ki hayır diyemedik ama evet de demedik. Sadece öylece kaldık. O da bunu evet olarak algılıyorum dedi ve resmen şeytani kahkahalar atarak gitti. Orada asla böyle bir pislik yapmayız demediğimiz için suçluyuz.’ Dedi Brit. ‘Ama…’ diye ekledi. ‘Gidip Betsy’le konuşacağız ve asla böyle bir şey yapmayacağımızı söyleyeceğiz. Ve bu yüzden senin yanındayız Kristen. Besty’e kırgın, Besty’e küs olsan bile bu kadar düşmediğin, bu kadar hainleşmediğin için…’ Son söyledikleri gerçekten inandırıcıydı. Kızlar beni seviyorlardı. İhanet etmemişlerdi. Yüzüme bir gülücük kondurdum. Sahte değil gerçek bir gülümseme. Onları seviyordum, garip bir şekilde Betsy’den de hala nefret edemiyordum. Bella kocaman gözlüklerini düzeltip bana baktı ‘Öbür teneffüs Besty bizim sana ne kadar sadık olduğumuzu anlayacak!’ dediğinde sinirlendim. ‘Ne demek bana sadık! Köpek misin siz! Ben sizin sahibiniz, efendiniz miyim? Saçmalamayı kesin kızlar. Siz bizim grubumuza sadıksınız. Siz gerçek dostlarsınız!’ dediğimde bu sefer ben de dahil hepimiz rahatlıyoruz. Ardından bir grup kucaklaşması geliyor. Gerçekten içten gelen bir kucaklaşma… Sevgi dolu bir kucaklaşma… Ve Betsy’siz bir kucaklaşma…

Bir Ergenin HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin