Bölüm 11- Şapşal Aşık

94 8 2
                                    

Eve giriyorum. Annem başıyla yukarıyı işaret ediyor. Pata küte yukarı çıkıyorum. Odama inanılmaz hızda daldığımda Sharlot’u yatağıma uzanmış, yüzünü elleriyle kapatmış, öyle hareketsizce yatarken görüyorum. Geldiğimi anladığını biliyorum çünkü odaya öyle bir girişim vardı ki körler görebilir, sağırlar duyabilirdi. Yatağa oturuyorum. Tepki vermiyor.

‘Sharlot… Neler oluyor?’ Ellerini çekiyor, yüzüme bakıyor, tam gözlerimin içine, gözleri kızarmış, ağlamaktan olmuş olmalı. Ne olmuş bu kıza?

‘Üstünü değiştir, elini yüzünü yıka öyle gel. Sen bunları yapana kadar ben de bir süre daha dertlerimle, acılarımla baş başa kalabilirim!’ Kim ne yapmış bu kıza? Soğukkanlı, genelde toplayıcı taraf olan Sharlot gitmiş, yıkık dökük bir Sharlot duruyor karşımda…

Elimden geldiğince hızlı bir şekilde söylediği şeyleri yaptım, pijamalarımı giydim. Dolabımdan bir çift pijama alıp Sharlot’a attım. ‘Bunları giy!’ dedim emir verircesine. Pata küte aşağı indim. Buzdolabından karamelli dondurma kutusu ve iki kaşık alıyorum. Annem bana soran gözlerle bakıyor. Anneme dönüp;

 ‘Bu dondurma ve kaşık, şu an Sharlot’a benden daha iyi destek olabilir anne!’ diyorum.

‘Üzgünüm ama sizin ‘ergenlik’ sorunlarınızı anlamamı bekleme bebeğim.’ Diyor.

‘Anlamıyorum anne ergenlik ve bebek kelimesini nasıl aynı cümlede kullanıyorsun?!’

‘Haklısın. Sizin gibi birbirini gerizekalım diye seven bir nesile bebeğim diyerek sevgi göstermek delilik değil mi?’ diyor surat asarak. Bazen gerçekten bebekleşiyor!

Sharlot’la önümüzde dondurma kutusu, polar pijamalarla oturuyoruz. Anlatmasını bekliyorum. En sonunda kendini hazır hissedip başlıyor;

‘Tamam ama dalga geçmek yok! Gülmek yok! Azarlamak falan da yok! Söz mü?.. Kristen! Söz mü?’

‘Tabi ki de söz Sharlot. Sen bu kadar ciddiyken, dalga geçer miyim senle?!’

‘Başlıyorum… Aşık oldum! Bitti.’ Gözleri dolmuş bana bakıyor. Bense şok içindeyim. Derslerine değer veren, tenis antrenmanları, okul, ev arasında koşuşturan kız… Okulun ‘Kız Tenis Takımı’ başkanı, baş tenisçisi gibi bir şeyi… Erkeklere nasıl vakit bulmuş. O kadar seçici kız, kendine göre çocuğu nereden bulmuş? Ağzımda dondurma kaşığı boş boş Sharlot’a bakıyorum. Bir şey diyemiyorum. Öylece duruyorum. Sharlot dudaklarını ısırmış, tavana bakıyor. Ağlamamaya çalışıyor.

‘Sh… Sharlot… Yani… Sen… Kim… Nasıl… Yani… Düzgünce anlatır mısın çünkü ben… Konuşma yetimi yitirdim!’

‘Rezil oldum!’ diyerek artık kendini sıkmayı bırakıyor ağlamaya başlıyor. Ne olmuş? Ne demiş? Ne yapmış da bu kız böyle olmuş?

‘ANLAT ŞUNU ARTIK! ŞU AN AĞLAMAN SİNİR BOZUCU AMA HAKLI VEYA HAKSIZ OLDUĞUNA KARAR VERSEM DAHA EĞLENCELİ OLABİLİR!!!’

Daha fazla bağırarak ağlamaya başlıyor. O ağladıkça ben sinirleniyorum. O ağladıkça ben üzülüyorum. Yaklaşık 10 dakika öylece ağladıktan sonra tekrar başlıyor;

‘Dün… Okuldan sonra antrenmanda, biz haftaya maçımız olan takımla bir antrenman yapalım dedik ve koçumuz onları okula davet etti. Bizim gibi kız takımı değillerdi, kız erkek karışıktı… En iyileri yarıştıralım kim iyi görelim mantığı gibisinden bir şey yaptılar ve beni sahaya attılar… Sonra sahaya bir çocuk çıktı. Kaptanlarıymış… Mavi gözlüydü, siyah dik saçları vardı… Şu ana kadar normal. Sonra harika bir maç oldu. Mükemmel servisler atıyordu, rakete ve topa hakimdi, sanki sahaya doğmuş, tenis içinde hamuru yoğrulmuş gibi… Daha önce bu kadar iyi bir erkek oyuncuyla maç yapmamıştım. Hem tipinden, hem oynayışından o kadar etkilenmiştim ki birkaç sayı fark attı… İyice afalladım… Sonra maçı aldı. Çok sinirliydim. Ama bir yandan garip bir şekilde mutluydum… Sonra kural gereği el sıkıştık. O sıra da kulağıma eğilip, aşırı derecede tahrik edici sesiyle dedi ki… ‘Şuan kinden kat be kat iyi olduğunu tahmin etmek zor değil. Umarım haftaya ki maçta asıl Sharlot’la karşılaşabilirim… Beni yenebileceğine eminim. Hem güzel kızlara üzülmez yakışmaz’ dedi… Dona kaldım. Sadece yüzüne bakabildim. Orda flörtleşmek, kur yapmak için, seksi, havalı bir şeyler söylemeliydim. Ne olursa! Ama sadece gözlerinin içine baktım. İlk kez böyle şeyler duyuyordum afallamıştım. Rezil oldum! Çocuk bana iş verdi ama ben ona sadece baktım. Eminim ona bir sürü kız asılıyordur ve o da bir sürü kıza. Belki her maçta aynı şeyi yapıyordur. Ama… Beni çok etkiledi Kristen… Çok etkiledi… İlk kez bir erkek yüzünden ağlıyorum. İlk kez aşık oldum diyebiliyorum. İnternetten her şeyi okudum. Karnın ağrır, başın döner, yaklaşık 1-2 gün aklından çıkmaz, onu düşünürmüşsün, sürekli… Sürekli on düşünürmüşsün Kristen… Oluyor aynıları bana oluyor. Arthur… Arthur… Beynimde yankılanıyor. Kristen ben bu hale düşmemeliydim! Derslerim düşebilir, annem öğrenir, haftaya ki maçta kazanmam gerek. Kazanmak zorundayım. Ya bilirsin. İnsanları ilk görüşte anlarsın bazen. Zor seviyor. Kolaylarla uğraşmıyor. Ona zor olduğumu göstermem gerek Kris! Ona kolay lokma olmadığımı, kazanmasının bir şans olduğunu göstermeliyim! Zorundayım Kris! Bu hale düşmemeliydim.  Güçlü olmam gerek.’

‘Bak Sharlot seni anlıyorum. Ayrıca sana böyle kur yapmış olması çok havalı. Yani şansın var ve evet eğer haftaya kazanırsan kesinlikle şansın yükselecek… Örneğin seni bir maç yapmaya daha davet edebilir, maçtan sonra yemek yer bir şeyler içersiniz, konuşursunuz… Bir bakmışsın olmuş! Ama bu kadar uçmadan önce KENDİNE GEL SHARLOT SADECE AŞIK OLDUN BUNU GURUR MESELESİ HALİNE GETİRİP STAY STRONG NAMELERİ ATMA! Yani her insan aşık olur hatta senin aşk bile değil inan bana… Sadece bir hoşlantı. İnan bana. Hem kötü bir şey değil ki her gördüğünde sevinmem, kıpır kıpır hissetmen. Güzel şeyler bunlar Sharlot… Kendini üzme, şimdi sadece bakımına daha çok dikkat edeceksin. Dersleri veya tenisi boşlamayacaksın sadece yeni bir ilginin alanın yeni bir hobin olacak ‘Arthur’ adında… Lütfen sakin ol, aşık olmak… Güzeldir!’

Şişmiş, kırmızı, yaşlı gözlerini kaldırıp bana bakıyor. Anladığını anlatırcasına gülümsüyor ve başını sallıyor. Yatakta sırt üstü uzanıp uzun uzun tavanı seyrediyor. ‘Aslında gerçekten kötü bir his değil ama rezil edici.’ Gibi bir şeyler mırıldanıyor. Sonra bana teşekkür ediyor. Saat gecenin biri olmuş. Dondurmayı falan indirmeye tenezzül etmeden. Sharlot’un tepesine oturuyorum. Başını dizlerime koyuyor. Uzun, dalgalı, siyah saçlarını okşarken uyuya kalıyor. Sharlot’u seviyorum ve onu böyle görmek beni üzüyor. Şapşal aşığı oynaması ona puan kaybettirecek. Güçlü ol Shar… Kendinden emin kal, her zaman ki Sharlot olarak kal!..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 02, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bir Ergenin HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin